İki Kez Dakika Farkıyla Kurtulduğu Terör Saldırısı Beşiktaş'ta Canını Aldı
Beşiktaş'taki hain saldırıda şehit düşen polis Hasan Bilgin, İstanbul'da göreve başlamasının ardından iki terör saldırısından dakika farkıyla kurtulmuş.
Beşiktaş Vodafone Arena yakınındaki terör saldırısında şehit düşen polis memuru Hasan Bilgin'in, İstanbul'da göreve başlamasının ardından iki terörist saldırıdan dakika farkıyla kurtulduğu ortaya çıktı.
Kozlu ilçesindeki evlerinde taziyeleri kabul eden baba Yaşar ve anne Aynur Bilgin, mürüvvetini göremedikleri oğullarının hain bir terör saldırısına kurban gitmesinin acısını yaşıyor.
"PATLAMAYI GÖRÜNCE HEMEN OĞLUMU ARADIM, ULAŞAMADIM"
Baba Bilgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eşinin patlamadan yarım saat önce oğulları ile görüştüğünü belirterek, "Her gün telefonla görüşüyorduk. Telefonda, 'Oğlum, nasılsın, sağ mısın, işte misin veya evde misin?' diye soruyordum. Patlama ile ilgili televizyonda altyazı geçince hemen oğlumu aradım. Telefonla ulaşamadım ve annesini aradım." diye konuştu.
"NORMALDE İZİNLİYDİ, MAÇ İÇİN ÇAĞIRMIŞLAR! ADLİ TIP'TA CENAZESİNİ BULDUK"
Oğlunun normalde hafta izninde olduğunu, maç dolayısıyla göreve çağrıldığını anlatan Yaşar Bilgin, "Patlama haberini görünce annesiyle görüştüm. Eşim bana görüştüklerini ve 'Akşam 21.00'de evde olacağını' söylemiş. Patlama olunca ben nerede olduğunu bilmiyordum. Annesine maçta olduğunu söylemiş. Patlamanın ardından kendisine ulaşamayınca tanıdıklarını aradık. Ulaşamayınca İstanbul'a yola çıktık. En son cenazesiyle adli tıpta karşılaştık." şeklinde konuştu.
İLK GİRDİĞİ SINAVDA SORULAR ÇALINMIŞ
Oğlunun çeşitli işlerde çalıştığını, geçen yıl Karabük Polis Meslek Eğitim Merkezine müracaat ederek polis olduğunu aktaran Bilgin, şöyle konuştu:
"Karabük'e müracaat ettiğini yanımıza geldiğinde söyledi. Bize, 'sınavlar açılmış, ben sınavlara gireceğim' dedi. Kendisi polis olmaya karar verdi. Üniversiteden önce 2008'de polislik sınavlarına girmişti. O sıralarda "sorular çalındı' denilmesinin ardından liseden sonra girmedi. Üniversiteyi burada okuduktan sonra İstanbul'a çalışmaya gitti. Üniversiteden sonra da girmek istemedi ancak İstanbul'da arkadaşlarının polisliğe müracaat etmesinin ardından kendisi de müracaat etti. Yaklaşık 6 aylık eğitimin ardından polis oldu."
İKİ TERÖR SALDIRISINDAN DAKİKA FARKIYLA KURTULMUŞ
Emekli özel güvenlik görevlisi olduğunu belirten baba Bilgin, oğlunun daha önce İstanbul'da gerçekleştirilen iki terör saldırısından yara almadan kurtulduğunu ifade etti.
Şehit babası Bilgin, şöyle devam etti:
"Oğlum, İstanbul'da çalışmaya başladıktan sonra 3 Mart'ta Bayrampaşa'daki Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğüne yapılan saldırıda, iş yerine 15 dakika önce girdiği için kurtuldu. O zaman aradığımda, 'Baba ben 10 dakika önce iş yerine girdim. Çevik kuvvet otobüsü silahlı saldırıya uğradı' dedi. Yine bir başka göreve giderken yol kenarında araçlarına yönelik bombalı saldırı olmuştu. O saldırıdan da 1-2 dakika ile kurtulmuştu. Ben de oğluma, 'İstersen istifa et, evi arabayı satar, borcunu karşılarım' dedim. O da bana, 'Baba ecel orada da gelir, burada da gelir, ecelden kaçılmaz' diyordu. Artık bir şey diyemedim, ona bıraktım. Mesleğinde iki yılı doldurup komiserlik sınavlarına girecekti. Ona hazırlanıyordu. Ek olarak iş güvenliği uzmanlığı sınavlarına hazırlanıyordu."
"BU ACIYA DAYANAMAM DERDİM, BÜYÜK SÖYLEMİŞİM"
Her şehit haberinde eşine, "Anne ve babalar bu acılara nasıl dayanıyor" dediğini aktaran Yaşar Bilgin, "Aynısı benim başıma geldi. 'Benim başıma gelse ben dayanamazdım' derdim. Allah'a büyük söylemişim. Devletimiz güçlü terörle baş edecek." dedi.
PATLAMADAN 30 DAKİKA ÖNCE ANNESİYLE GÖRÜŞMÜŞ
Anne Aynur Bilgin de oğlu ile patlamadan 30 dakika önce telefonla görüştüğünü dile getirerek, "Telefonda bana, 'Anne maçtayım. Maçtan çıkınca seni arayayım, haberdar edeyim' dedi. Ben de 'kaçta gideceksin?' diye sorunca, 'dokuzda gideceğim' dedi. Eşim beni arayana kadar patlamayı bilmiyordum. Her gün telefonla konuşuyorduk." ifadesini kullandı.
Oğlunun, telefonda günlük yaşamını anlattığını belirten anne Bilgin, "İşinin zorluklarından bazen bahsederdi. Maçları hiç sevmiyordu. 'Millet para verip gidiyor maça, niye sevmiyorsun, ne güzel maç seyrediyorsun' derdim, 'Maça gitmeyi istemediğini' söylerdi." şeklinde konuştu.