Il Müftüsü Yılmaz: "Imsak Vakitleri Hesabında Diyanet Işleri Başkanlığımıza Güvenin" - Istanbul
İstanbul İl Müftüsü Hasan Kamil Yılmaz, birtakım insanların şov amaçlı "Diyanet yarım saat 45 dakika fazla oruç tutturuyor" şeklindeki sözlerine itibar edilmemesi gerektiğini belirterek, "Ankara Üniversitesi Astronomi Bölümü ve uzman arkadaşlarla birlikte Türkiye içerisinde, dışında,...
İstanbul İl Müftüsü Hasan Kamil Yılmaz, birtakım insanların şov amaçlı "Diyanet yarım saat 45 dakika fazla oruç tutturuyor" şeklindeki sözlerine itibar edilmemesi gerektiğini belirterek, "Ankara Üniversitesi Astronomi Bölümü ve uzman arkadaşlarla birlikte Türkiye içerisinde, dışında, deniz kenarları ve çöllerde vakit hesaplamaları ve tan yeri ağarmasının hesaplanmasıyla ilgili gözlemler yaptırdık. 6 yıl boyunca yapılan gözlemler sonucu şuan takvimlerimizde olan imsak saati ile aletsel olarak ulaştığımız vakit tamamen bire bir aynı oldu. Bizim ilan ettiğimiz takvimlerde vakitler, ayet ve hadisler ışığında 1400 yıllık uygulamaların kapsamına baktığımızda bir problem yok. İnsanlar imsak vakitleri hesabında Diyanet İşleri Başkanlığımıza güvensinler." dedi.
Nuruosmaniye Camisi içerisinde bulunan müftülük binasında basın mensuplarıyla bir araya gelen İl Müftüsü Yılmaz, "Alo Fetva Hattı"nın ramazan öncesi ilk mesaisinde telefonla vatandaşların sorularını cevapladı.
Vatandaşlardan gelen soruların vaiz ve vaizeler tarafından cevaplandırıldığını belirten Yılmaz, ramazan ayında soruların artmasını öngördükleri için mesai saatlerinin 17.00'den 23.00'e uzatıldığını söyledi.
En çok sorulan sorular
Ramazan ayında en fazla gelen dini sorulara değinen Yılmaz, şöyle konuştu:
"İbadetin ve dini hayatın yoğun yaşandığı ramazan ayında insanlar daha fazla soru sorabiliyor. 'Acaba orucumu bozacak bir hareket mi yaptım', 'Şu hareket orucuma zarar verir mi' gibi konularda hemen tereddüde düşüp telefona sarılıyorlar. En çok sorulan sorular hepimizin bildiği gibi 'Sakız çiğnemekle oruç bozulur mu?', 'İğne yaptırmakla, diş çektirmekle, diş fırçalamakla oruç bozulur mu?' türünden gündelik hayatta sık karşılaştığımız olayların cevapları şeklinde oluyor. Bu soruların cevaplarına gelecek olursak, sakız önceden çiğnenmiş, içinde şeker unsuru kalmamışsa bunun caiz olduğu yönünde kurulumuzun fetvası var. Ancak hiç çiğnenmemiş, içerisinde şeker ve glikoz bulunuyorsa elbette ki bu orucu bozar. Denize girmek, banyo yapmak konusunda ise ağız ve burundan su kaçma, su yutma tehlikesi yok ve buna dikkat edilecekse denize girmenin de banyo yapmanın da sakıncası yok. Diş fırçalama meselesinde de diş macununun tadı, kokusu boğazımızdan aşağıya geçerek bizi endişelendirmeyecekse orucu bozmaz. Mümkünse yatmadan önce fırçalamak gerekir."
"Ramazan 30 gün süren bir mektep gibidir"
Ramazan ayının faziletlerinden bahseden Yılmaz, ramazanı bir mektebe benzeterek şunları kaydetti:
"Ramazan 30 gün süren bir mektep gibidir. Bu mektebin kayıt şartları, devam şartları, uygulama şartları var. O şartlara göre biz ramazanı idrak eder, o şartlara riayet edersek bize çok önemli güzellikler kazandıran bir mektep olur. 30 gün boyunca bizim hem ibadet alışkanlıklarımız hem taat alışkanlıklarımız, dilimize, gözümüze, kulağımıza, elimize hakim olma konusundaki alışkanlıklarımızı değiştirecek bir iklim. Çünkü biz inanıyoruz ki; oruç sadece yemek ve içmekle ilgili yasaklardan ibaret değildir. Aslında ramazan, bizim hem gözümüze, hem kulağımıza hem elimize, ayağımıza da oruç tutturmaktır. Bu uzuvların da cenab-ı Hakk'ın rızasına uygun işler yapmalarını sağlayacak bir dikkat içerisinde hareket etmektir. Orucun temel hedeflerinden birisi öfke kontrolü, nefis terbiyesidir. Başka bir deyişle irade eğitimidir. Bizi insan yapan özelliklerden birisi de irade hakimiyetine sahip olmaktır. Ramazan bize irade eğitimi kazandırıp, bizi değiştirip dönüştüren bir aydır. Ramazanı değiştirmeye kalkışmayalım, ramazanın bizden beklediği takvaya ermeyi hedeflemeliyiz. İnsan karnı tok iken fakiri, yoksulu tam anlayamaz. Allah Kur'an'da buyuruyor ki; 'İnsanoğlu müstağni oldu mu, eli genişledi mi hemen azar' Onun için biz oruçla müstağni olmayıp Rabbimize muhtaç olduğumuzu ve muhtaç olma duygusunu yaşamayı idrak ediyoruz."
"İnsanlar imsak vakitleri hesabında Diyanet İşleri Başkanlığımıza güvensinler"
Her ramazan ortaya çıkan imsak konusu ile ilgili tartışmalara değinen Yılmaz, bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı'na güvenilmesini istedi.
Diyanet'in 6 yıl boyunca bu konuda araştırmalar yaptırdığını belirten Yılmaz, şunları aktardı:
"Ankara Üniversitesi Astronomi Bölümü ve uzman arkadaşlarla birlikte Türkiye içerisinde, dışında, deniz kenarları ve çöllerde vakit hesaplamaları ve tan yeri ağarmasının hesaplanmasıyla ilgili gözlemler yaptırdık. 6 yıl boyunca yapılan gözlemler sonucu şu an takvimlerimizde olan imsak saati ile aletsel olarak ulaştığımız vakit tamamen bire bir aynı oldu. Ancak çıplak gözle yapılan gözlemlerde 10-15 dakika fark ediyor. Uzmanlar bunun da ışık kirliliğinden olduğunu belirtti. Bizim ilan ettiğimiz takvimlerde vakitler, ayet ve hadisler ışığında 1400 yıllık uygulamaların kapsamına baktığımızda bir problem yok. Bugün astronomi o kadar gelişti ki, bu hesaplar çıplak gözle yapılan gözlemlerin ilerisine geçti. İnsanlar imsak vakitleri hesabında Diyanet İşleri Başkanlığımıza güvensinler. Birtakım insanların şov amaçlı 'Diyanet yarım saat 45 dakika fazla tutturuyor' şeklindeki sözlerine itibar etmesinler."
LYS günü oruç tutma
Müftü Yılmaz, açıklamaları sonrası fetva hattı üzerinden vatandaşlardan gelen sorularını cevapladı. Yılmaz, bir öğrenci velisinin ramazan ayı içerisinde gerçekleştirilecek olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) günü oruç tutulup tutulmamasıyla ilgili sorusuna şöyle cevap verdi:
"Bu çağdaş bir problem. Bizim fetva kitaplarımızda bir insanın ekin tarlası yanıp mahvolmak üzere ise oruçlu iken bunu kurtaramayacaksa o kişi böyle zamanlarda oruç tutmamasına yönelik ruhsat var. Din İşleri Yüksek Kurulumuz da bu fetvalardan yola çıkarak bir fetva verdi. Hayati anlam taşıyan sınavlarda aday oruç tutması halinde performansının çok düşeceğini, başarılı olmayacağını düşünüyor, oruç tutmadığı zaman daha başarılı olacağına inanıyorsa niyet etmeyerek o günü oruçsuz geçirebilir. Tutmadığı orucu da başka bir zamanda kaza etmelidir."