İlaç Kaşıkla Ekmek Sayıyla...
İsmihan Özgüven-Salim Taş - Suriye'deki iç savaştan kaçarak Türkiye sınırına yakın alanda kurdukları çadırlarda, hastalık ve açlıkla mücadele eden çoğunluğu kadın ve çocuk Suriyelilere ilaç kaşıkla ekmek sayıyla veriliyor.
İsmihan Özgüven-Salim Taş - Suriye'deki iç savaştan kaçarak Türkiye sınırına yakın alanda kurdukları çadırlarda, hastalık ve açlıkla mücadele eden çoğunluğu kadın ve çocuk Suriyelilere ilaç kaşıkla ekmek sayıyla veriliyor.
İdlib kentine bağlı Atme kasabası yakınında elektriği ve suyu olmayan çadırlarda kalan, çoğunluğu kadın ve çocuk Suriyeliler zor şartlarda yaşam mücadelesi veriyor.
Çadır kentte zor koşullarda hayata tutunmaya çalışan Suriyelilerin yaşam koşulları havaların soğumasıyla daha da zorlaştı.
Yazlık kıyafetlerle olan bitenden habersiz çadırların arasında dolaşan çocukların birçoğunun ayağında çorap dahi bulunmuyor... Tüm olumsuzluklara rağmen Suriyeli çocuklar, yaşanan acılara inat hayata gülümsemeye çalışıyorlar.
Suyun olmadığı bölgede çöpler arasında yaşama tutunmaya çalışan Suriyeliler, soğuk havanın yanı sıra hijyen sorunu nedeniyle ortaya çıkan salgın hastalıklarla da mücadele ediyor.
Derme çatma çadırlarda soğukla ve yoklukla her şeye göğüs germeye çalışan Suriyeliler, gönüllü doktorların ve sağlık görevlilerinin bulunduğu çadırlara giderek muayene oluyor.
Muayene olmak ve sağlıklarına yeniden kavuşmak için doktorların bulunduğu çadıra gelen Suriyelilerin karşısına burada yine yokluk çıkıyor.
Muayene olup ilaç almak isteyen Suriyelilere şikayetine göre ya bir kaşık ilaç içiriliyor ya da sadece o gün alması gereken hap taneyle veriliyor.
İkisi doktor 5 kişilik sağlık ekibinin görev yaptığı çadırda imkansızlıklar içinde Suriyelilere hizmet sunulmaya çalışılıyor.
Yardım kuruluşlarının temin ettiği ilaçların yer aldığı çadır, soğuk algınlığı ve salgın hastalıklar nedeniyle Suriyelilerin akınına uğruyor.
-"İlaç yardımı bekliyoruz"-
Çadırda gönüllü çalışan doktor İhya Osman, AA muhabirine, iç savaş öncesi bir hastanede doktor olarak görev yaptığını, şimdi ise vatandaşlarına yardımcı olabilmek için gönüllü olarak burada bulunduğunu kaydetti.
Çadırda ameliyat yapma imkanlarının bulunmadığını ifade eden Osman, şöyle devam etti:
"Ancak küçük yaralanmaları tedavi edebiliyoruz. Büyük yaralanma olduğu zaman Suriye'de farklı bölgelerde oluşturulan hastanelere gönderiyoruz. Eğer yaralananların durumu çok ciddi ise Türkiye'ye gönderiyoruz. Burada insanlar sürekli hasta, günde yaklaşık 200-300 hastaya bakıyorum. Genelde yaraların iltihap kapması, ishal, bitlenme, kaşıntı ve bugünlerde soğuk algınlığı şikayetleriyle gelenler oluyor. İmkanlarımız çok kısıtlı. Şartların kötü olması nedeniyle hastalıklar çok çabuk yayılıyor. Birine bu ilacı vermek yetmiyor hepsine bu ilaçları vermemiz lazım ama elimizde yok. Elimizde şu an 4-5 tane öksürük şurubu var. Artık hastalarımıza kaşıkla az miktarda veriyoruz. Çoğu gelen hastayı da geri göndermek zorunda kalıyoruz. Aynı şekilde ağrı kesici ateş düşürücü ve antibiyotiklerimiz yok. İlaç yardımı bekliyoruz. Türkiye'ye sonsuz kez teşekkür ediyorum, Suriye halkının yanında durdu. Bundan sonra da yanımızda durmasını istiyoruz."
-Her aileye günlük 8 ekmek-
Sağlık merkezinin yanı sıra ekmek dağıtımı yapılan derme çatma çadırda da durum iç acıcı değil. Türkiye'den yardım derneklerinin verdiği unla, benzin bulunması halinde Atme kasabasındaki fırınlarda gönüllülerin desteğiyle ekmek yapılıyor.
Burada pişirilen ekmekler poşetlenerek çadırların bulunduğu alana getirilerek, her çadıra günde bir defa 8 ekmek dağıtılıyor.
-Ekmeği alan çocuklar "hazine" bulmuş gibi-
Dağıtılan ekmeklerden alan çıplak ayaklı Suriyeli çocuklar, sevinçle çadırlarının yolunu tutuyor. Ekmek dağıtımından sorumlu Ziya Arur, Atme kasabasına yakın bölgede kurulan çadırlarda yaklaşık 10 bin kişinin kaldığını söyledi.
Burada kalan insanların çok şeye ihtiyacı olduğunu, bunların en başında da ekmeğin geldiğini vurgulayan Arur, bombardımanın devam ettiği bölgede çok zor şartlarda malzeme bulunarak yaptıkları ekmekleri çadırda kalanlara dağıttıklarını kaydetti.
Çadırda kalanlar için ekmek yapabilmeleri için günlük 1,5 ton una ihtiyaç olduğunu ifade eden Arur, yaşadıkları durumu şöyle anlattı:
"Bunu bulacağız ki bu insanlara ekmek verebilelim. Bize en fazla Türkiye'den un geliyor. Bizler de burada içinde 8 ekmek bulunan bin adet ekmek poşeti hazırlıyoruz. Her 50 çadır için bir kişi görevlendiriliyor. Bu kişi ekmek poşetlerini bizden alıyor ve çadırlarda kalan insanların sayısına göre dağıtım yapıyor. Ama çadırlarda kalanlara ekmek verebilmek için unun haricinde ekmek fabrikasının çalışması için mazot gerekiyor. Suriye'de mazotun litresi 2,5 dolar civarında şu anda. Hem çok pahalı hem de bulunamıyor. Bu insanlar bizden günde sadece bir defa ekmek poşeti alıyor. Ekmek fabrikamız Suudi Arabistanlı bir hayırsever tarafından Atme kasabasında yaptırıldı ve ekmekleri burada yapıyoruz."
Yayıncı: İsa Sansar / A. Fatih Tekcan - İDLİB