İlahiyatçı Profesör Kader, Sorumluları Aklayan Bir Kelam Değil
Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Bayram Ali Çetinkaya, Soma'daki maden faciasının kader boyutunun olduğunu belirterek, "Ancak kader, mağdurlar açısından acı ve ızdırapları hafifleten bir etkiye sahip olsa da sorumluları aklayan bir kelam formülasyonu değildir" dedi.
Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Bayram Ali Çetinkaya, Soma'daki maden faciasının kader boyutunun olduğunu belirterek, "Ancak kader, mağdurlar açısından acı ve ızdırapları hafifleten bir etkiye sahip olsa da sorumluları aklayan bir kelam formülasyonu değildir" dedi.
BEÜ İlahiyat Fakültesi ile Genel Maden İşçileri Sendikası işbirliğinde Soma'da ölen madenciler için anma programı yapıldı. 'Maden, Emek, Dua' konulu programda konuşan İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Bayram Ali Çetinkaya, kaderin ontolojik bir realite olduğunu, kulun sorumluluğunun ise hukuki ve ahlaki olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Çetinkaya, şöyle dedi:
"Soma faciasına 'kader' deyip tüm suçlardan kurtulma çabasına girmek anlamsız bir uğraştır. Kader, Allah'ın bilgisine, ilmine, sıfatlarına dair bir alanın konusudur. Değilse aklamak için bir argüman olmaktan öteye geçmeyen bir duruma yol açardı. Bu faciadan sonra durumu kader algısı çerçevesinde ele alarak kulun hukuki ve ahlaki sorumluluktan kurtulması mümkün değildir. Soma'daki faciayı 'kader' diyerek geçiştirmenin yerine kulun sorumluluğunu, buna bağlı olarak hukuki mekanizmayı ve ahlaki kriterleri fonksiyonel hale getirmeliyiz. Bu dünyada kul tedbiri almadığı zaman, sorumluluk kaderde değil, kulun kendisindedir. Bu bilinçle hareket edilmeli, bu elim kaza her yönü ile derinlemesine incelenmeli ve sorumlular hukuk önünde yargılanmalıdır."
TTK Genel Müdürü Burhan İnan ise insanoğlunun Karaelmas uğruna yer altında yürüttüğü işin meşakkatli bir iş olduğunu vurguladı. Madencinin işe giderken ailesiyle helalleştiğini, iş bitiminde de 'geçmiş olsun' diyerek arkadaşlarıyla vedalaştığını ifade eden İnan, şöyle konuştu:
"Madenci ekmeğini yer altında yer, suyunu yer altında içer, yer altına sevk edilen havadan nefeslenir, hareketleri kısıtlıdır. Kısacası Allah'la baş başadır. Zor iştir madencilik vesselam ve her baba yiğidin de harcı değildir. Karaelmas'ı ülkemizin kullanımına sunmak ancak tabiatla çetin bir mücadele sonucu sağlanabilmektedir. Bu mücadelede zaman zaman başta biz madenciler olmak üzere ülkemizi derinden sarsan ölümler yaşanabilmektedir. Bunları önlemek bu iş kolunda çalışan bütün fertlerin üzerine düşeni yapmasıyla mümkün olabilecektir."
Program Kuran okunması ve dua edilmesiyle sona erdi.