İmamoğlu, Kurban Bayramı'nı Hatay'da Karşıladı: "Yaralarınıza İlaç Olmaya Gayret Ettik, Olmaya da Devam Edeceğiz"
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kurban Bayramı’nı, deprem felaketinin izlerini silmeye çalışan Hatay’da karşıladı. Samandağ’da, Hz. Hızır Türbesi önünde depremzedelerin Kurban Bayramı'nı kutlayan İmamoğlu, Türkiye’nin son Ermeni köyü Vakıflı’da vatandaşlarla bir araya geldi. İmamoğlu, depremzedelere, “İlk an itibariyle hem İstanbullu hemşerilerim adına hem bir sorumlu bir yönetici olarak burada, Hatay'da hem belediyelerimizle olsun hem siyasi arkadaşlarımızla olsun, her konuya koşmaya, gayretle yaralarınıza ilaç olmaya gayret ettik. Olmaya da devam edeceğiz. Bu sürecin mutlaka bir takipçisi olacağız” mesajlarını verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kurban Bayramı'nı, deprem felaketinin izlerini silmeye çalışan Hatay'da karşıladı. Samandağ'da, Hz. Hızır Türbesi önünde depremzedelerin Kurban Bayramı'nı kutlayan İmamoğlu, Türkiye'nin son Ermeni köyü Vakıflı'da vatandaşlarla bir araya geldi. İmamoğlu, depremzedelere, "İlk an itibariyle hem İstanbullu hemşerilerim adına hem bir sorumlu bir yönetici olarak burada, Hatay'da hem belediyelerimizle olsun hem siyasi arkadaşlarımızla olsun, her konuya koşmaya, gayretle yaralarınıza ilaç olmaya gayret ettik. Olmaya da devam edeceğiz. Bu sürecin mutlaka bir takipçisi olacağız" mesajlarını verdi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kurban Bayramı'nı, deprem felaketinin izlerini silmeye çalışan Hatay'da karşıladı. İmamoğlu, kentteki ilk ziyaretini Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Lütfü Savaş'a yaptı. Antakya'daki Hatay EXPO'21 binasında gerçekleştirilen görüşmede, İmamoğlu ve Savaş'a, CHP milletvekilleri Mehmet Güzelmansur, Nermin Yıldırım Kara, Servet Mullaoğlu ve Necmettin Çalışkan ile CHP Hatay İl Başkanı Hakan Tiryaki de eşlik etti. İmamoğlu ve Savaş, İBB'nin Hatay özelinde depreme yönelik yapacağı çalışmalar ve katkılar üzerine görüş alışverişinde bulundu.
İBB'NİN SAMANDAĞ'DAKİ ÇALIŞMALARINI YERİNDE İNCELEDİ
İmamoğlu'nun Antakya'dan sonraki durağı ise Samandağ ilçesi oldu. İBB'nin Deniz Mahallesi Yaşar Kemal Caddesi'nde tamamladığı asfalt yapım çalışmasını yerinde inceleyen İmamoğlu, daha sonra aynı ilçedeki Hz. Hızır Türbesi'ne geçti. Burada vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaşan İmamoğlu, yine İBB'nin desteğiyle türbe çevresinde yapılacak düzenlemeler ve park projesiyle ilgili İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Alpay'dan bilgi aldı. Türbeye bir ziyaret gerçekleştiren ve dua eden İmamoğlu, kendisini dışarıda bekleyen Samandağlılara, makam aracının merdivenleri üzerine çıkarak kısa bir bayramlaşma konuşması yaptı.
"HATAY'DAKİ SÜRECİMİZİ KONTROL ETMEK İSTEDİM"
İmamoğlu, şunları söyledi:
Bayramdan önce gelip, burada, Hatay'daki sürecimizi kontrol etmek istedim. Birtakım hazırlıklarımız var, yeni düşüncelerimiz var; sizlerin bu zor döneminde katkı sunmakla ilgili çalışmalarımız var. Onları yerinde görmek istedim. Hz. Hızır Türbesi'nin çevresiyle beraber güzelleşmesi ve sahile doğru çok güzel bir parkı ve meydanı yapmaya, aslında depremden hemen önce başlayacaktık. Ama ne yazık ki acıyı hep birlikte yaşadık. Acınızı paylaşıyorum. Allah, kayıplarınıza rahmet sunsun, mekanları cennet olsun. Allah, hepinizi korusun. Milletçe yanınızdayız. Hep birlikte yanınızda olacağız. Bu yaraları hep birlikte saracağız. Ben, hepinizin Kurban Bayramı'nı tebrik ediyorum. Çoluk, çocuk, anneler, babalar, büyükler; inşallah güzel duygularla bu bayramı geçirmenizi diliyorum. Umutsuz olmayın. Her şey çok güzel olacak.
SON ERMENİ KÖYÜNDE VATANDAŞLARLA BULUŞTU
İmamoğlu'nun Samandağ'daki son durağı, Ermeni köyü Vakıflı oldu. İmamoğlu, Vakıflı Çay Bahçesi'nde, muhtar Berç Kartun ve köy sakinleriyle bir araya geldi. Daha önceden haberdar olduğu Vakıflı Köyü'ne ilk kez geldiğini aktaran İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Memleketimizin bu güzelliğini, yaşatmamız ve büyütmemiz lazım. Bu topraklar, çok medeniyet içinde barındırmış, bugüne getirmiş topraklar. Bu toprakların o verimliliğini, asla ve asla sıkıntıya uğratmadan her vatandaş kendi etnik kimliğiyle, kendi inancıyla var olmalı ve önündeki bütün sıkıntılar, engeller kalkmalı. Bu noktada devlet olarak da yerel yönetimler olarak da hassas davranmalıyız. Örneğin; ben şimdi bu köye geldiğimde, kendimi çok daha zengin hissettim. Her insanın varlığı, bana kendimi öyle hissettiriyor. Bunu gönülden söylüyorum.
HER İNSANIMIZIN İHTİYAÇLARINI HASSASİYETLE ÇÖZMELİYİZ: Bu köyümüzün nüfusunun artmasını dilerim. Farklı köylerde, yine bir arada yaşamanın erdemini hep birlikte inşallah başarırız aynen büyük şehirlerde olduğu gibi. İstanbul da Hatay gibi, tarih boyunca birçok medeniyeti kendi içinde barındırmış ve büyütmüş büyük bir mega kent. Onun için dünyanın en özel şehri. Bazı kayıplara uğruyor. O da beni çok üzüyor mesela. O bakımdan, her insanımızın ihtiyaçlarını hassasiyetle çözmeliyiz. 'Azınlık' kelimesinin içimi acıtıyor. Sizler, bu memleketin eşit hissedarı, eşit vatandaşı ve bireylerisiniz. Bu bakımdan bu duyguyu büyütmek şart. Ben inanıyorum ki; özellikle yeni nesil çocuklarımız, gençlerimiz bu konudaki ön yargılarını daha fazla kırmış durumda. Hatay da az önce bahsettiğiniz o çeşitliliği hayatın içinde yaşayan bir şehir. Bu bakımdan belki buradaki insanlardan öğreneceğimiz çok şey var. Her insanımızın birbirine duyduğu saygıyı, sevgiyi belki de iyi analiz edip, bunu daha iyi kavramamız gerekiyor.
AFETE YETERİNCE HAZIRLANAMAYIŞIMIZ, KAYIPLARIN BÜYÜMESİNE SEBEP OLDU: Bu yılı Kahramanmaraş merkezli depremlerle karşıladık. Acılarımız büyük. Çok yakın akrabalar, dostlar ne yazık ki göçtüler bu dünyadan bir afetten dolayı. Afete yeterince hazırlanamayışımız, bu kayıpların çok daha büyümesine sebep oldu. Öncelikle bütün kayıplarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Kalan yakınlarına sabır diliyorum. Tabii yaralılarımız oldu. Aynı zamanda insanların hayatlarına dair de büyük yaraları oldu. Kayıpları oldu maddi-manevi. Şimdi hep birlikte bunları sarma zamanı. Birlikte çalışmak ve bunları birlikte bir nevi geçmişte yaşanmış bir acı anı gibi bırakmak lazım. Bu milletçe yapılabilir bir şey. Her birimizin, birbirimizin eşitlendiği bir süreci bu topraklara var etmemiz lazım. Şimdi biz, hepimiz bu seviyedeyken, Hatay'daki hemşerilerimiz, kayıplarıyla maddi olarak bu seviyeye indi. Biz bu seviyede durdukça, mutlu olamayız. Bir şekilde her birimiz, o sorumluluğu ele alacağız. Belki hep birlikte biraz aşağıya ineceğiz hayata dair birtakım gelirlerimiz ve varlıklarımızdan sonra, ama eşitleneceğiz. Sonra hep birlikte tekrar ayağa kalkacağız. O bakımdan İstanbul da sorumludur, Türkiye'nin her yeri de sorumludur. Her vatandaşımız sorumludur.
YARALARINIZA İLAÇ OLMAYA GAYRET ETTİK: Devletin tüm kurumları bu anlamda sonsuz bir çaba içerisinde olmak zorunda. Olacağız da göreceksiniz. İlk an itibariyle hem İstanbullu hemşerilerim adına hem bir sorumlu bir yönetici olarak burada, Hatay'da hem belediyelerimizle olsun hem siyasi arkadaşlarımızla olsun, her konuya koşmaya, gayretle yaralarınıza tabiri caizse ilaç olmaya gayret ettik. Halen de olmaya da devam edeceğiz. Bu sürecin mutlaka bir takipçisi olacağız. Konumum ve makamım ne olursa olsun, bu coğrafyaya sadece Hatay değil, bu yarayı almış bütün illerimize ve vatandaşlarımıza dair sorumluluğum büyüktür. ve göreceksiniz, hiçbir zaman bunu unutmadan, 'Ben ne yapabilirim? Konumumla ne yapabilirim? Sorumlu olduğum alanla buraya ne katabilirim' diye hassasiyetli davranış içinde olacağım. İnşallah hızlıca bu süreçleri aşarız."