İngiliz polisi korumasındaki Suudi aktivist, muhaliflere yönelik saldırılarda Veliaht Prensi suçladı
Suudi muhalif ve insan hakları aktivisti Ghanem el Masarir, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, rejimi eleştirenlere yönelik gizli operasyonların arkasındaki kişi olduğunu ve bin Selman'la muhaliflere yönelik saldırıların artık aleni şekilde yapıldığını söyledi.
Suudi muhalif ve insan hakları aktivisti Ghanem el Masarir, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, rejimi eleştirenlere yönelik gizli operasyonların arkasındaki kişi olduğunu ve bin Selman'la muhaliflere yönelik saldırıların artık aleni şekilde yapıldığını söyledi.
Telefonunun hacklendiğini iddia eden ve bu yüzden de Riyad yönetimi hakkında İngiltere'de dava açan Masarir, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Masarir, rejimi eleştirmesi nedeniyle takip edildiğini ve yaşadığı Londra'da, Suudi Arabistanlı kişilerin saldırısına uğradığını belirterek, şu anda koruma altında yaşadığını ifade etti.
"Londra polisi tarafından ziyaret edildim ve bana hayatıma yönelik bir tehdit olduğu söylendi" diyen Masarir, polisin bu tehdidin nereden geldiğini açıklamadığını vurguladı.
Ancak kendisinin, tehdidin Suudi yönetiminden kaynaklandığını düşündüğünü belirten Masarir, birçok Suudi muhalifin Veliaht Prensin "katı rejimi" tarafından izlendiğini ileri sürdü.
"Kendilerini eleştiren herkesi takip ediyorlar"
Masarir, "Suudiler onları eleştiren herkesi takip ediyor. Cemal Kaşıkçı'dan başka bir örneğe ihtiyacımız yok. Onu öldürüp, paramparça ettiler. Herkes biliyor bunu. Cemal Kaşıkçı, öldürülmeden yaklaşık bir ay önce, Ağustos 2018'de, ben de saldırıya uğradım. Kendilerini eleştiren herkesi takip ediyorlar ve zaten bunu açıkça söylediler. 'Her bir muhalif geri getirilmeli' dediler." ifadelerini kullandı.
Suudi yönetiminin, Kaşıkçı cinayetinden sıyrıldığını kaydeden Masarir, "Beyaz Saray'da onları destekleyen biri olduğu sürece daha fazla cinayetten sıyrılacak gibi görünüyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Masarir, Kaşıkçı cinayetinden sorumlu asıl yetkililerin beraat ettiğini ve Muhammed bin Selman'ın soruşturmanın dışında bırakıldığını savundu.
Muhaliflere yönelik baskıda Muhammed bin Selman'ın rolüne ilişkin Masarir, şunları söyledi:
"Suudilerin muhaliflere yönelik baskısı yeni değil. 1980'lerde bir kişiyi Lübnan'dan kaçırıp Suudi Arabistan'a götürdüler. Bu ilk örnekti. Kraliyet ailesinin üç üyesini, Avrupa'dan kaçırdılar. Eskiden kirli işlerini saklarlardı ama Muhammed bin Selman'ın iktidara gelmesiyle hiçbir şeyi umursamıyor gibiler. Kirli işlerini artık kamuoyu önünde yapıyorlar. Kaşıkçı cinayeti gibi bir şey daha önce olmamıştı."
"Akıllı telefonları hackliyorlar"
Masarir, bin Selman'ın "gazeteci Cemal Kaşıkçı hiç öldürülmemiş gibi davrandığını" belirterek, "(Muhammed Bin Selman) Başlangıçta cinayeti reddetti ancak 2 gün sonra kabul etti. Şimdi de Jeff Bazos'un (Washington Post'un sahibi) telefonunu hacklediğini inkar ediyor. Birkaç hafta içinde bunu da kabul edebilir. Suudiler, onlar hakkında konuşan herkesin peşinde ve onlara karşı kullanmak amacıyla bilgi edinmek için akıllı telefonları hackliyorlar." diye konuştu.
2018'de saldırıya uğramasının ardından annesiyle bile irtibatının kesildiğini ve artık ailesinden hiç kimseyle görüşemediğini kaydeden Masarir, "Muhammed bin Selman kaynaklı olağanüstü bir baskı altında olduklarını düşüyorum. Sadece ben değil, ülke dışındaki tüm muhalifler aynı durumda." ifadelerini kullandı.
Polis koruması altında yaşıyor
Kendisine yönelik saldırıya da değinen Masarir, Suudi Arabistanlı olduklarını söylediği kişilerce takip edildiğini ve ardından da bu kişilerin saldırısına uğradığını belirterek, "Suudiler, Twitter'da açılan bir etiketle kutlama yaptı." dedi.
Masarir, Suudi Arabistan Kraliyeti hakkında hiciv içerikli videoları yüzünden ölüm tehditleri aldığını ve 2003'te İngiltere'ye sığınma başvurusu yaptığını anlattı.
Telefonunun hacklendiğinden cihazın düzensiz davranmaya başlamasıyla şüphelendiğini aktaran Masarir, "Pili çok çabuk bitiyordu ve güncelleyemiyordum. Zaten bu olaydan bir ay sonra saldırıya uğradım. Telefonumu hackleyerek beni takip ettiklerini düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Masarir, yapılan incelemelerde telefonun hacklendiğinin doğrulandığını dile getirerek, cihazda bir İsrail şirketinin ürettiği "Pegasus" adlı casus yazılımının bulunduğunu ve bunun üzerine dava açtığını söyledi.
Londra mahkemesinin davayı kabul ettiğine dikkati çeken Masarir, bundan sonraki süreçte İngiliz Dışişleri Bakanlığından Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığına bilgi verileceğini belirtti.
Masarir, "Muhammed bin Selman'a güvenmeyin. Dikkatli olun. Eğer sizinle telefon numarası alışverişi yapmak isterse kabul etmeyin çünkü hacklenebilirsiniz." yorumunda bulundu.