"İnternetteki bilgi kirliliği paniğe neden oluyor"
KORONAVİRÜS pandemisi kış aylarının gelmesiyle birlikte vatandaşları daha da endişelendirmeye başladı.
KORONAVİRÜS pandemisi kış aylarının gelmesiyle birlikte vatandaşları daha da endişelendirmeye başladı. Birçok vatandaş soğuk algınlığı ya da grip gibi hastalıkların belirtisi ile Covid-19 şüphesine düşüyor ve internetten arama yapıyor. Buradaki bilgi kirliliği insanlarda panik havasına neden oluyor.
Medicana Bahçelievler Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Çiğdem Demir bu dönemde panik nedeniyle başvuran hastaların sayısında artış gözlemlediklerini belirterek şunları söyledi: "Anksiyete yönünde yakınmalarda ve müracaatlarda artış oldu. Anksiyete ile de oluşabilecek solunum sıkıntısı, nefes darlığı, ısı artışı gibi sorunları Covid-19'a yakalanmış olmak gibi yorumlayanlar ya da bulaş korkusu ile gereksiz kaçınma davranışı olabiliyor. Bazen anksiyetenin çok yoğunlaşıp panik atak geçirilmesini de görüyoruz. Mesela 'Ben nefes alamıyorum. Galiba Covid -19 oldum' diyerek anksiyete yoğunlaşıyor."
"İNTERNETTEKİ BİLGİ KİRLİLİĞİNE DİKKAT"
İnternetteki bilgi kirliliğinin ve sürekli araştırma yapmanın da anksiyeteyi arttırabileceğini ifade eden Dr. Demir, "Bunun yanı sıra interneti araştırma yapmak için çok kullananlar da var. Burada zaten var olan bir kaygıyı arttırıcı etki yaratıyor. Bu sadece Covid-19 için geçerli değil. Sağlık ile ilgili her tür konuda internet üzerinden bilgi edinme davranışı genel anlamda kaygı sorunu olan kişilerde var olan anksiyeteyi arttırıcı etki yaratıyor. Oradan edinilen hatalı, eksik ya da kendileri ile ilişkili olduğunu kabul ettiği bilgiler varolan kaygı düzeyini arttırıcı etki yaratıyor. Bu nedenle internetin gerek koronavirüs gerekse sağlık ile ilgili diğer konularda araştırma amaçlı kullanımı makul sonuçlar yaratmıyor diyebiliriz. Kendimizde fiziksel anlamda bir sağlık sorunu olduğundan şüpheleniyorsak bunun doğru yolu ilgili sağlık kurumuna müracaat etmek şeklinde olacaktır" dedi.
ANKSİYETEYE KARŞI İYİ VE DÜZENLİ UYKU ÖNEMLİ
Anksiyetenin yükselmesine karşı önerilerde de bulunan Dr. Demir sözlerini şöyle noktaladı: "Kişinin günlük yaşamını belirgin olarak bozacak düzeyde bir kaygı varsa bu artık ruhsal bir sağlık sorunudur. Günün önemli bir kısmında kişinin zihnini meşgul ediyorsa ve olağan yaşam akışını etkiliyorsa eğer bu bir sağlık sorunudur diyebiliriz. Onun dışında bu düzeyde olmayan ama yine de kaygı sorunu yaşayan kişiler için uygun olan şey kendimizi korumamıza yönelik tavsiyelere uymak. Sosyal medya ya da interneti bu tür haberler için çok yoğun kullanmamak önemli. Güvendiğimiz belli kaynakları, günde 1 defa kontrol etmek yeterli. Uyku düzenimize dikkat ediyor olmamız, beslenmeye dikkat ediyor olmamız ve kendimize iyi gelecek kişisel meşguliyetlere zaman ayıracak şekilde organizasyon oluşturuyor olmamız yardımcı olacaktır."