İran ile Irak Şatt'ül Arab'ta anlaştı -

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, İran ile Irak arasında ihtilafa neden olan Arvand Rud (Şatt'ül Arab) konusunda anlaşma sağlandığını bildirdi.

Iraklı mevkidaşı Hoşyar Zebari ile ortak basın toplantısı düzenleyen Zarif, "Arvand Rud konusunda 1975 Cezayir anlaşmasının uygulanması hakkında anlaşma sağlandı. Uzmanlar tarafından uzun süreli bir çalışmanın ardından elde edilen nihai anlaşma, imza aşamasına gelmiştir" dedi.

İran ile Irak arasında uzun yıllardır ihtilafa neden olan Fırat ve Dicle nehirlerinin denize dökülmeden önce birleştikleri Arvand Rud sorununun çözüme kavuşturulmasının hem bölgenin güvenlik ve barışına hem de iki ülke halkının kalkınmasına katkıda bulunacağına işaret eden Zarif, anlaşma metnini hazırlayan her iki ülke hukukçularına teşekkür etti.

"Göreve gelmemin ardından ilk resmi ziyaretimi Irak'a gerçekleştirdim. Ayrıca son 6 aydır ik defa resmi ziyarette bulunduğum tek ülke de Irak" diyen Zarif, İran ve Irak'ın dini, siyasi, tarihi, coğrafi, kültürel ortaklıklara dayanan son derece sağlam ilişkilere sahip olduğuna işaret etti. Zarif, "İki ülke arasındaki kısa ama acılarla dolu bir dönemin geride bırakılmasından son derece mutluluk duyuyoruz" şeklinde konuştu.

Iraklı mevkidaşı Zebari ile görüşmesinde ikili ve bölgesel konuların ele alındığını belirten Zarif, şunları kaydetti:

"Ayrıca tüm bölgeyi tehdit eden terörizm ve aşırılıkla mücadelede işbirlikleri üzerine görüş alışverişinde bulunduk. Bizler Irak'ın istikrar, huzur ve güvenliğini desteklemeye her zaman devam edeceğiz. Terör ve radikalizmle mücadelelerinde Iraklı kardeşlerimizin ve diğer bölge ülkelerinin yanındayız."

-Dini lider Hamaney'in müzakereler hakkındaki açıklamları İran halkının görüşüdür-

Zarif, dini lider Ayetullah Ali Hamaney'in nükleer müzakerelere ilişkin iyimser olmadığı yönündeki açıklamalarını nasıl değerlendirdiği yönündeki soruyu, "Rehberin açıklamaları, esasında İran halkının Batı ve özellikle ABD hakkındaki görüşüdür. Rehber, İran halkının, ABD ve Batı ülkelerinin nükleer konusuna yanlış yaklaşımları ile olan sorunlarını dile getirmiştir. Onların son birkaç on yıldır İran'a olan tavırları, halkımızda özellikle ABD başta olmak üzere Batıya karşı güvensizlik oluşturmuştur. Maalesef ABD'li yetkilerin geçtiğimiz aylardaki söylemleri de bu güvensizlik ve şüpheyi ortadan kaldırmaya hiçbir şekilde yardımcı olmazken, aksine halkımızın endişelerini arttırmıştır" şeklinde cevapladı.

"Ancak Rehber bununla birlikte hükümetimiz ve halkımızın verdiği sözleri yerine getireceğini ve başladığı işi bırakmayacağını da ilan etmiştir" hatırlatmasında bulunan Zarif, "Biz sözümüze sadakatsizlik etmeyeceğiz. Kabul ettiğimiz maddeleri yerine getirdik ve getirmeye devam edeceğiz. Müzakerelerde ciddiyiz. Eğer karşı tarafta anlaşmaya ulaşmak için iyi niyet ve gerekli siyasi iradeyi gösterirse bu kesinlikle mümkün olacaktır" dedi.

-İranlı diplomatlara düzenlenen terör eylmeleri-

Dışişleri Bakanı Zarif, Lübnan, Yemen ve Pakistan'da İranlı diplomatlara yönelik terör eylemleri hakkında, "Eylemlerinin hedefi uluslararası ilişkilerde kriz yaratmak olan gruplar, İran halkının haklarına saygı duyularak elde edilen son anlaşmalardan ve yaptırımların kaldırılmasından endişe duyuyorlar. Çünkü bölgede oluşturdukları sahte İran tehlikesi, yalanlar üzerine oluşturulan bu kriz ortadan kalktı" açıklamasında bulundu.

"Menfaatlerimiz ve bölge güvenliği için siyonist rejim ve diğer radikal gruplar tarafından oluşturulan İranfobia yalanının ortaya çıkarılması gerektiğine inanıyoruz" diyen Zarif, şöyle devam etti:

"Bu bölge barışı ve güvenliği için zaruridir. Elbette geleceklerini tehdit ve çatışmalarla inşa etmeye çalışan kimselerin bu değişimden rahatsız olmaları normal. Değişimden rahatsız olan bu kişiler maalesef İran'ın diplomatik binalarını hedef alan terörist saldırılarda bulunarak hem İranlı hem de diğer ülke vatandaşlarını şehit etmişlerdir.

Aşırı gruplar ve terörizm tüm bölgeyi tehdit eden bir sorun ve bunlara destek sağlamak hiçbir ülkenin menfaatine hizmet etmeyecektir. İslam'In aydınlık rahmani yüzünü farklı göstermeye çalışan bu aşırı gruplarla tüm gücümüzle mücadele etmek tüm İran Körfezi ülkeleri ve İslam dünyasının yararınadır."

-"İki ülkenin acılarla dolu ve karanlık tarihini geride bırakarak işbirliğinde yeni bir sayfa açmamız gerekir"-

Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari ise iki ülkenin acılarla dolu ve karanlık tarihlerini geride bırakarak işbirliğinde yeni bir sayfa açması gerektiğini ifade ederek, "Sınırlarımızı, teller ve duvarlar yerine iki ülke arasındaki işbirliği köprüleri oluşturmalı" dedi.

Zebari, Arvand Rud meselesinin ele alındığı görüşmeler hakkında, "Şatt'ül Arab (Arvend Rud) başta olmak üzere birçok konuda mutabık kaldık. Bu konuda bir formül ve nihai metin elde edildi. Anlaşma metnini en yakın tarihte ya Tahran ya Basra ya da Hürremşehr'de imzalayacağız" açıklamasında bulundu.

Irak'ta yaklaşmakta olan seçimleri hatırlatan Zebari, "Tüm dostlarımızı Irak'ın siyasi ve güvenlik birliğinin korunması, ülkede radikalizm ve teröre son vererek demokratik bir Irak'ın tesis edilmesi için birlikte olmaya çağırıyorum" diye konuştu.

Zebari, İran ile Irak arasında silah anlaşması imzalandığı yönündeki haberler hakkında, "Irak Savunma Bakanlığı konuya ilişkin dün bir açıklama yaptı ve böyle bir anlaşma olmadığını belirtti. Irak hükümeti uluslararası anlaşmaları ve BM'nin kararlarına saygı duyuyor. İranlı dostlarımızın Irak'ın içerisinde bulunduğu koşulları anlayacaklarını umuyoruz" dedi.

Zebari, İran ile Irak arasında imzalandığı öne sürülen silah anlaşmasının ardından ABD'nin Bağdat'tan açıklama yapması talebini ülkelerinin içişlerine müdahale olarak görüp görmedikleri ve Bağdat'ın kendisini Washington'a açıklama yapmak zorunda hissedip hissetmediği sorusuna, "Irak bağımsız bir ülkedir. Söz konusu haberin ardından ABD'li yetkililer Irak hükümetinden açıklama yapmasını talep etmiştir. Irak Savunma Bakanlığı da herhangi bir silah anlaşmasını imzalanmadığına dair açıklamasını yapmıştır. Bu nedenle bu konu bizim açımızdan kapanmıştır" cevabını verdi.

-cevad zarif

-hoşyar zebari

Kaynak: AA / Güncel