Işid Davası Ekim Ayına Ertelendi
Niğde’nin Ulukışla ilçesinde 1 polis memuru ile 1 astsubayı şehit edip, gasp ettikleri kamyon şoförünü öldüren IŞİD terör örgütü üyesi Alman vatandaşı Benjamin Xu, İsviçre vatandaşı Çendrim Ramadani ile Makedonyalı Muhammed Zakiri’nin de aralarında bulunduğu 4’ü tutuklu 11 sanığın yargılandığı davada üçüncü duruşmaya bugün devam edildi.
Niğde'nin Ulukışla ilçesinde 1 polis memuru ile 1 astsubayı şehit edip, gasp ettikleri kamyon şoförünü öldüren IŞİD terör örgütü üyesi Alman vatandaşı Benjamin Xu, İsviçre vatandaşı Çendrim Ramadani ile Makedonyalı Muhammed Zakiri'nin de aralarında bulunduğu 4'ü tutuklu 11 sanığın yargılandığı davada üçüncü duruşmaya bugün devam edildi. Ankara'da tutuklu bulunan sanıklar yine mahkemeye getirilmeyerek savunmaları Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden alındı.
Saat 09.30'da başlayan dava Niğde Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Birol Küçük başkanlığında görüldü. Mahkeme davayı 7 Ekim tarihine erteledi. Ulukışla ilçesinde 20 Mart 2014'te yol kontrolü sırasında Jandarma Astsubay Üstçavuş Adil Kozanoğlu ile polis memuru Adem Çoban'ı şehit edip 7 asker ve yolcu otobüsündeki 1 kişiyi de yaraladıktan sonra gasp ettikleri kamyonun şoförü Turan Yaşar'ı da öldürerek kaçan tutuklu Benjamin Xu, Çendrim Ramadani ile Muhammed Zakiri'nin yargılandığı davada sanıklar hakkında 'Anayasayı ihlal, 6136 sayılı yasaya muhalefet, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme, yakalanmamak amacıyla kasten öldürme, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs, patlayıcı madde bulundurmak, nitelikli yağma ve kasten yaralama' suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası isteniyor.
Duruşmaya, Jandarma Astsubay Üstçavuş Adil Kozanoğlu'nun babası Duran Kozanoğlu ve kardeşi Tayfun Kozanoğlu, polis memuru Adem Çoban'ın babası Mevlüt Çoban, öldürülen kamyon şoförü Turan Yaşar'ın Avukatı Ali Çil katıldı.
İlk duruşmada mahkeme başkanının sanıklar Benjamin Xu, Çendrim Ramadani ile Muhammed Zakiri'ye savunmasını istedi. Ancak sanıklar önceki duruşmada olduğu gibi bu duruşmada da mahkeme başkanına cevap vermediler. Başkan daha sonra sanıkların baro tarafından tayin edilen avukatlarına da sorduğu soruda avukatlar "bir diyeceğimiz yoktur" cevabı verdi.
Silahlı terör örgütüne üye olmak ve resmi belgede sahtecilik suçuyla yargılanan Fuad Mövsümöv ise suçlamaları kabul etmedi.
Sanıkların Hatay'dan İstanbul'a götüren taksicilerin savunmaları istedi. Taksicilerden Kamil Özban üzerine atılan suçlamaları kabul etmeyerek olayı anlattı.
Kamil Özban, "Eşimin dayısı olan Hüseyin Yıldırım evimin önüne yolcu getirdi. 3 yolcu ile pazarlık yaparak bin 100 dolara İstanbul'a götürmek için anlaştık. Hüseyin Yıldırım'ın taksisinin bagajında 3 tane askeri sırt çantası çıkararak benim arabamın bagajına koydular. Sonra yola çıktık. Belen ilçesinde geldiğimizde kahvaltı yapmadığımız için durduk. El işareti ile bir şey yermişiniz diye sordum, işaretle olumsuz cevap verdiler. Bir kısım nevale alıp yola devam ettim. İskenderun'dan otobana girdim. Oradan devam ettik. Adana-Pozantı'yı geçtik. Gülek boğazında uygulama yapan bir asker gelerek bunların kim olduğunu sordu. Bende yabancı olduklarını İstanbul'a götürdüğümü söyledim. Pasaportlarının olup olmadığını sordu. O anda sağ taraftan bir patlama sesi geldi. Önüme baktığımda asker kanlar içerisinde gördüm sonra uzun boylu komutan koşmaya başladı. Tekrar sola döndüğümde arkamdaki 2 kişinin de tabancalarının kırma kollarını çektiler ateş etmeye başladılar. Silahlar patlayınca bende U dönüşü yaparak uygulama noktasına gittim. Daha sonra taksinin ön tarafını siper aldım, diğer tarafıma komutan siper aldı 4 asker kaldırıma siper aldı, daha sonra 25 metre gerimize bomba attılar beyaz kamyonu çalıştırarak hareket ettiler. Kamyona kimlerin bindiğini görmedim. Sonra sivil kalabalığa gittim. Silahlardan haberim yok, silahları hiç görmedim" dedi.
Mahkemenin kararında sanıklar Benjamin Xu, Çendrim Ramadani, Muhammed Zakiri ve Fuad Mövsümov'un tutukluluk hallerinin devam kararı verildi. Diğer yandan sanık Heysem Topalca, İsmailov Qosqgar'ın yakalama emrinin infazının beklenmesi karar verildi. Sanık taksiciler Kamil Özban ve Hüseyin Yıldırım'ın duruşmada vareste tutulmasına karar verilirken Mehmet Akşar hakkında mevcut elektronik kelepçe sisteminin kaldırılarak yurt dışına çıkışının yasaklanmasına karar verildi.
Kararda Mehmet Akşar'ın avukatı Tuncay Bek'in Hesyem Topalca'nın MİT ya da jandarma istihbaratına çalıştığı ile ilgili kurumlara sorulmasına, ve duruşma tarihinin birinci inceleme 15 Temmuz 2015'e, ikinci incelemenin 10 Ağustos'a üçüncü incelemenin 9 Eylül'e duruşmanın ise 7 Ekim 2015 günü saat 09.00'a ertelenmesine karar verildi.
Duruşma sonrası, Jandarma Astsubay Üstçavuş Adil Kozanoğlu'nun babası Duran Kozanoğlu ve kardeşi Tayfun Kozanoğlu, polis memuru Adem Çoban'ın babası Mevlüt Çoban kameralara konuşmazken, olayda öldürülen kamyon şoförü Turan Yaşar'ın Avukatı Ali Çil açıklamalarda bulundu.
Öldürülen kamyon şoförü Turan Yaşar'ın Avukatı Ali Çil, mahkeme sonrasında yaptığı açıklamada, "Yeni bir şey yok sanıkların yine gelmedi. En küçük suçtan bir kişi suç cezada yargılandığı zaman gelmedi mi ısrar ediliyor. Bir şahit mahkemeye çağrıldım gelmedi mi ısrar ediliyor. Burada 3 tane ölü 17 tane yaralı var. Sanıkları buraya getiremiyoruz. Bu da adil yargılanmanın açık bir ihlali oluşuyor. SEGBİS olması sanıkların buraya gelmesine engel değildir. Ama ne hikmetse getiremiyoruz. Bir kural hatası daha yapılıyor 4 tane tutuklu sanık olduğu halde 3'er ay duruşma atılıyor. Açık bir şekilde aykırı bir uygulama. 1 ay geçilmeden duruşma yapılması gerekiyor mahkemenin. Normal gitmiyor adil yargılanma ilkesi ihlal ediliyor. İçeri giriyoruz SEGBİS üzerinden yargılama yapılıyor. Ciddi bir yargılanmadan çok uzak. Neredeyse whatsapp üzerinden yargılama yapılacak. SEGBİS'in bir gözden geçirilmesi gerekiyor. Yüksek donanımlı bir şekilde yapılsa mahkeme içerideki ciddi yargılamayı duruşmanın ve mahkemenin izcibanın bozmasa belki bir yerde kabul edilebilir. 10 dakika ifade alınıyor yarım saat bağlantı bekliyoruz. 5 dakika ifade alınıyor 20 dakika bağlantı bekliyoruz. Sabahtan beri yapılan işlemin toplamı yarım saat ama saatlerce içeride bekliyoruz. Heyet bekliyor, savcı bekliyor müştekiler bekliyor, sanıklar bekliyor. Bu şekilde yargılanma yapıldığı zaman alınacak sonucunda bir kıymeti kalmıyor. Sonuçta Niğde'mizde ve ülkemizde çok ciddi sonuçları olan bir dava. 3 tane ölü 17 tane yaralı var" dedi. - NİĞDE