İslam'da Medeniyet Bilimleri Tarihi Sempozyumu
İbn Haldun Üniversitesi (İHÜ) Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk, "Artık fikri bağımsızlık bayrağını açmamız gerekiyor.
İbn Haldun Üniversitesi (İHÜ) Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk, "Artık fikri bağımsızlık bayrağını açmamız gerekiyor. İnsan ve toplum bilimleri alanlarında kendi düşüncelerimizi üreteceğiz. Toplumsal yapımıza, kültürümüze, tarihimize, dinimize uygun bir şekilde sosyal, iktisadi ve siyasi sorunlarımızı bu perspektiflerden ele alarak bir fikri bağımsızlık mücadelesine girmeliyiz." dedi.
İHÜ tarafından İslam bilim tarihi araştırmacısı Prof. Dr. Fuat Sezgin'in anısını yaşatmak ve bilimsel mirasına ev sahipliği yapmak amacıyla Başakşehir yerleşkesinde düzenlenen "İslam'da Medeniyet Bilimleri Tarihi" başlıklı sempozyumun açılışında konuşan Şentürk, insan ve toplum bilimlerini gündeme getirmek için çalıştıklarını anlattı.
İbn-i Haldun'un "insan ve toplum bilimleri" yerine "medeniyet bilimleri" kavramını kullandığını aktaran Şentürk, İslam ve bilim anlayışının ihya edilmesi için ilimler tasnifinin de yeniden gündeme alınması gerektiğini söyledi.
Geri kalmışlık paradigmasının çöktüğünü dile getiren Şentürk, Marshall Hodgson'ın geri kalmışlık paradigmasını 16. yüzyılda kritik ettiğini, İslam medeniyetinin zirvede olduğunu, geri kalmadığını belirttiğini ve bunu temellendirdiğini kaydetti.
Prof. Dr. Şentürk, "İslam bilim tarihi araştırmacısı Prof. Dr. Fuat Sezgin'in projesi, geri kalmışlık paradigmasını yıkmaktır. Bunun bizim de projemiz olması lazım. Geri kalmışlık paradigmasını ders kitaplarımızdan çıkarmalıyız. Eğitim sistemimizde çocuklarımıza daha ilkokuldan itibaren 'geri kaldık' diye aşağılık duygusunu vermemeliyiz. Süleymaniye'yi yapan, Itri'yi, Dede Efendi'yi yetiştiren bir medeniyet nasıl geri kalmış olabilir? Bu canlılılık Osmanlı yıkılıncaya kadar devam etmiştir. 21. yüzyılda da asla İslam düşüncesi geri kalmamıştır. Tam tersine çok büyük bir canlılık söz konusudur." diye konuştu.
"Türkiye'nin gerçek bağımsızlığı o zaman gerçekleşecektir"
İslam düşüncesi tarihinin, klasik ve yeni klasik dönem olarak ikiye ayrıldığını aktaran Şentürk, yeni klasik dönemde İslam düşüncesinin çok katmanlı varlık, bilgi ve metot anlayışını uyguladığını, bu anlayışların bütün ilimlerin temelini teşkil ettiğini belirtti.
Cumhuriyet dönemine geçildiğinde siyasi kararlarla Batı sosyal bilimlerinin alındığını ve İslam'ın toplumsal bilimi olan fıkıhın devre dışı bırakıldığını dile getiren Şentürk, şöyle konuştu:
"Bu döneme 'fikri bağımlılık dönemi' ismini veriyorum. Fikirleri biz üretmeyelim hepsini ithal edelim. Bugün Türkiye atılımlar yapıyor. Kendisi üretiyor, ithalata son veriyor, onun için saldırıya uğruyor. En önemlisi de fikirleri, bilimsel teorileri kendimiz üretmek. Bu fikri bağımlılaştırma dönemi ise ilerleme, Batılılaşma, modernleşme gibi parlak isimler altında sunulmaya çalışıldı. Artık fikri bağımsızlık bayrağını açmamız gerekiyor. İnsan ve toplum bilimleri alanlarında kendi düşüncelerimizi üreteceğiz. Toplumsal yapımıza, kültürümüze, tarihimize, dinimize uygun bir şekilde sosyal, iktisadi ve siyasi sorunlarımızı bu perspektiflerden ele alarak bir fikri bağımsızlık mücadelesine girmeliyiz. Türkiye'nin gerçek bağımsızlığı o zaman gerçekleşecektir. İslam ümmeti fikri bağımsızlığı kazandığı zaman gerçekleşecektir. Sömürgecilik gerçek manada o zaman sona erecektir."
"Bilim insanının kendini çalışmaya adaması gerektiğini savunurdu"
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak da çok başarılı bir bilim insanı olan Fuat Sezgin'in dünyaya ilmi, sanatı, düşünceyi ve sosyal hayatı Türk İslam kültürünün taşıdığını vurguladığını anlattı.
Sezgin'in Türk milletinin zengin bir bilimsel ve kültürel hazineye sahip olduğunu ifade ettiğini aktaran Ak, şöyle konuştu:
"Hayatı boyunca bunu her fırsatta en yüksek sesle dile getirmekten de geri durmamıştır. Zorluklar içerisinde büyük çalışmalar gerçekleştirmiş olan Prof. Dr. Fuat Sezgin hocamız prensip ve disiplin sahibi bir bilim adamı olarak hem kendisine hem de çalışma alanına güveni ve inancı yüksekti. Bir bilim insanının kendini çalışmaya adaması gerektiğini savunurdu. Bir amaç doğrultusunda sabırla çok çalışmak gerektiğini vurgulardı. Batı bilim dünyasındaki başarıların altında yatan İslam bilim dünyasının gün yüzüne çıkarılmasına vesile olan pek çok disipline dair bilim tarihi alanında Müslüman bilginlerin çalışmalarının dünyaya tanıtılması için gayret sarf etmiştir. Bugün Batı onun ve onun yolunda çalışanların sayesinde İslam medeniyetindeki geçmiş bilimsel bilgi birikimi kabullenmiştir."
Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mecit Çetinkaya ise eserleri, İslam bilim tarihine geçmişten bu zaman kadar katkı sağlayan ve dayanak olan Fuat Sezgin'in adını yaşatmaya çalıştıklarını anlattı.
Konuşmaların ardından İHÜ Rektörü Prof. Dr. Şentürk, Prof. Dr. Mahmut Ak ve Çetinkaya'ya, Molla Gürani tefsiri hediye etti.
Açılışın ardından oturumlarla devam eden sempozyum, yarın sona erecek.