İsrail'le Anlaşmanın Perde Arkası: Masaya 3. Bir Ülke Oturmadı
Hükümete yakın yazar Abdülkadir Selvi, Türkiye-İsrail anlaşmasında ilk başlarda ABD'nin teşvik edici olduğunu ama masaya iki ülkenin oturduğunu yazdı.
Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi için dün anlaşmaya varıldı. Anlaşmanın detaylarını Başbakan Binali Yıldırım ve İsrailli mevkidaşı Binyamin Netanyahu, aynı anda düzenledikleri basın toplantılarıyla duyurdu.
Hükümete yakınlığıyla bilinen Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi de bugünkü köşesinde anlaşmanın perde arkasında yaşananları yazdı. Selvi yazısında, " "Türkiye-İsrail anlaşmasında üçüncü ülke var mıydı?" Sordum. Yok denildi. İlk başlarda ABD teşvik edici olmuş. Ama masaya iki ülke oturmuş." detayını düştü.
İşte Selvi'nin kaleminden tarihi anlaşmanın perde arkası:
"Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, İsrail'le anlaşmaya son şeklini vermek üzere Roma'ya hareketinden önce, Hamas lideri Halit Meşal Türkiye'ye davet edilmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'le gelinen süreç hakkında bilgi verdikten sonra Meşal'e dönüp, "Gazze'nin ihtiyaçları konusunda bir liste verin. Gazze'ye verilecek elektrik ve suyun kapasitesi ile miktarı konusundaki bilgiler de yer alsın" diyor. Meşal'den alınan son veriler ışığında, anlaşmada Gazze'nin elektrik ve su ihtiyacı konusunda ilaveler yapılıyor. Kapasite artırımına gidiliyor. Ancak bu sağlandıktan sonra İsrail'le anlaşmaya son şekli veriliyor. Bu arada Halit Meşal, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, İsrail'in ısrarlı taleplerine rağmen ambargonun kaldırılması şartından vazgeçmediği için, Gazze halkı adına bir teşekkürde bulunuyor.
ANLAŞMA FİLİSTİN'DE DE NORMALLEŞMEYİ GETİRECEK
Cumhurbaşkanı, İsrail'le anlaşmaya son şekli verilmeden önce Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'ı da bilgilendirmişti. Mahmut Abbas, Filistin konusundaki hassasiyetten dolayı duyduğu memnuniyeti ifade ettikten sonra aynen şöyle diyor: "Bizim Türkiye'nin samimiyetinden en ufak bir şüphemiz yok. Bu anlaşma Türkiye'nin elini güçlendirecek bir anlaşmadır. Biz bunu destekleriz." Filistin tarafı, sürecin güçlenmesine katkı yapacak ve Filistin'in desteğini ortaya koyacak bir açıklama yapacaklarını ifade ediyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Halit Meşal ve Mahmut Abbas'la görüşmeler yaptıktan sonra, anlaşmaya son şeklinin verilmesini istiyor. Erdoğan, anlaşmaya varıldığı bilgisini aldıktan sonra ilk olarak Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'ı arayarak bilgilendiriyor. Aynı anda Cumhurbaşkanlığı ofisi de Halit Meşal'i bilgilendiriyor. Anlaşma Filistin'de olumlu karşılanıyor. Hep Gazze üzerinde duruluyor ama gözden kaçan bir nokta var. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarınca, "Bu anlaşma sadece Gazze'de değil, Filistin'de de normalleşmeyi getirecek. Her zaman Filistin'i bir bütün olarak düşündük. Bu anlaşmada Batı Şeria'da var. Anlaşma ile Batı Şeria'da Cenin ve Erez sanayi bölgeleri yeniden canlandırılacak" deniliyor.
TÜRKİYE'NİN KATEGORİK REDDİNE 'TAAHHÜT' SUNUMU
Ha Hamas konusunda hiç sorun yaşanmadı mı? Yaşandı. Hem de anlaşmanın bugünlere kadar uzamasına neden olan bir krizdi. Görüşmelerin başında İsrail, Hamas'ı gündeme getiriyor. Türkiye çok kararlı davranıyor, Hamas'la ilgili şartı kabul etmiyor. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Habertürk TV'de Aysun Torun'un, "İsrail'in Hamas'la görüşülmemesi yönünde bir talebi var mı?" sorusu üzerine, "Hamas'la görüşme bizim egemen kararımız ve tasarrufumuzdur" karşılığını vermişti. Türkiye'nin kararlı tutumu nedeniyle İsrail, Hamas'ı bir daha gündeme getirmiyor. Netanyahu'nun, "Hamas'ın, Türkiye üzerinden İsrail'e yönelik tehdit oluşturmasına imkân verilmeyecek" açıklaması ne anlama geliyor? İsrail, Hamas'ın İstanbul'da askeri bir ofisi olduğu, buradan İsrail'e yönelik saldırı planları yapıldığı yönündeki iddiaları masaya taşıyor. Türkiye bunu kategorik olarak reddediyor. Türkiye'nin bu denli net ve kararlı tutumu İsrail açısından tatmin edici bulunuyor. Netanyahu, anlaşmayı bir kazanç olarak sunma adına Türkiye'nin kategorik reddini bir taahhüt olarak sunmayı tercih ediyor.
MASAYA 2 ÜLKE OTURDU 3. BİR ÜLKE OTURMADI
Mavi Marmara'dan sonra Türkiye'nin üç şartı vardı. Özür olayı, 22 Mart 2013 günü, Başkan Obama'nın tanıklığıyla Netanyahu'nun Erdoğan'ı aramasıyla çözülmüştü. Tazminat konusunda hızlı bir ilerleme sağlandı. Anlaşmanın bugüne sarkmasında ise Gazze etkili oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gazze konusundaki duruşu, "Diklenmeden dik durduk ama sonuç aldık" diye tarif edildi.
Ha bu arada "Türkiye-İsrail anlaşmasında üçüncü ülke var mıydı?" Sordum. Yok denildi. İlk başlarda ABD teşvik edici olmuş. Ama masaya iki ülke oturmuş. Anlaşmadan sonra ilişkilerin hızla düzelmesi bekleniyor. Önümüzdeki hafta teknik bir heyet, Gazze'ye gidecek. Ankara, İsrail'le varılan anlaşmanın ABD ile Rusya ilişkilerine olumlu yansıması umut ediliyor. Sırada ise Rusya ve Mısır var." (Kaynak: Hürriyet)