İstanbul'da Darbe Girişiminde Bulunan Askerlere Yönelik İddianame
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Sabiha Gökçen Havalimanı'nın ele geçirilmesi teşebbüsüne ilişkin hazırlanan iddianamede, örgütün mevcut gücü ve yapısına, küresel emperyalist güçlerin verdiği destek sayesinde ulaştığı belirtildi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Sabiha Gökçen Havalimanı'nın ele geçirilmesi teşebbüsüne ilişkin hazırlanan iddianamede, örgütün mevcut gücü ve yapısına, küresel emperyalist güçlerin verdiği destek sayesinde ulaştığı belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan 189 sayfalık iddianamenin girişinde, 15 Temmuz günü gece 22.00-23.00 saatleri arasında sosyal medyada, "TSK içerisindeki bir grubun darbe girişiminde bulunduğu, bu bağlamda İstanbul'da Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinin asker kişiler tarafından geçişe kapatıldığı, İstanbul ve Ankara'da savaş uçaklarının alçaktan uçuş yapmaya başladıkları, Ankara'da bulunan Genelkurmay Başkanlığı Karargah binası çevresinde silah sesleri duyulduğu, İstanbul Atatürk Havalimanı'nın tanklarla gelen askerler tarafından ele geçirildiği, bir grup asker kişinin zırhlı araçlarla Sabiha Gökçen Havalimanı'na doğru ilerledikleri" yolunda birtakım haberlerin yayıldığının görüldüğü belirtilerek, cumhuriyet başsavcılığınca soruşturma başlatıldığı kaydedildi.
Savcılıktan emniyete gece saat 01.30'da "tespit" yazısı
Darbe girişimi gecesi İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne faks yoluyla saat 01.30'da yazı yazılarak darbe girişimine katılan tüm asker şahısların yakalanarak gözaltına alınmaları ve başsavcılıkta hazır edilmelerinin istendiği aktarılan iddianamede, 15 Temmuz'daki kalkışma esnasında yurt genelinde meydana gelen olaylara değinildi.
"FETÖ/PDY suç örgütü mensupları tarafından planlandığı ve uygulamaya sokulduğu anlaşılan darbe girişimi, Türk halkının demokrasinin yanında saf tutması, örgüt mensubu olmayan gerçek kamu görevlilerinin olağanüstü gayreti, TSK içerisinde yer alan yurtsever unsurların karşı duruşu sonucunda 16 Temmuz 2016 tarihinde başarısızlıkla sonuçlanmıştır." ifadesi yer alan iddianamede, darbe kalkışmasının yasa dışı silahlı FETÖ/PDY tarafından planlandığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisine sızan örgüt yöneticileri ile örgüt üyeleri tarafından hayata geçirildiği, örgüt üyesi olup olmadıkları bilinmeyen bir kısım asker şahısların da kalkışmaya bilerek ve isteyerek iştirak ettiklerinin düşünüldüğü vurgulandı.
"Devletin 'etkin mücadele' kararından sonra FETÖ'nün son hamlesi: Darbe"
İddianamede, FETÖ'nün darbe girişiminde bulunmasının amacı, şu şekilde anlatıldı:
"Talimatlar yoluyla kolektif bir şekilde mobilize olan, kamu erkinin kritik bürokratik alanları başta olmak üzere, kamusal alanı ele geçirme refleksi ile hareket eden, mülkiye, adliye, emniyet, eğitim ve ordu içerisinde kendi özel hiyerarşisi ile illegal şekilde kadrolaşan, devletin tüm kurumlarına yerleştirdiği örgüt üyeleri ile devlet teşkilatını kendisine hizmet eder hale getiren ve adeta devlet içinde ayrı bir devlet yapısı oluşturan örgüt, devletin etkin mücadele kararı almasından sonra tasfiye sürecine girmiş, ekonomik-siyasi yönden hızla zayıflamış, 15 Temmuz 2016 tarihinde başta İstanbul ve Ankara olmak üzere ülkenin muhtelif yerlerinde, TSK bünyesinde yuvalanan üyeleri ve yöneticileri aracılığıyla son bir hamle yaparak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmiştir."
Silahlı terör örgütü kavramı, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün genel tanımı, örgütün ortaya çıkışını kolaylaştıran koşullar, örgütün kuruluşu, gelişimi ve yapısı üzerine değerlendirmeler yapılan iddianamede, bir dönem Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) arasında, "soğuk savaş" tanımlaması yapılan küresel mücadele ve Türkiye'nin bu mücadelede NATO'ya üye olarak ABD öncülüğündeki batı bloğunda yer aldığı bilgileri verildi.
"Fetullah Gülen'in yıldızının parladığı proje: Ilımlı İslam"
"Fetullah Gülen'in küresel sermayeyle ilk teması komünizmle mücadele derneklerinin kuruluşu ile başlamıştır. İlk şube 1954'te İzmir'de açılan bu derneğin ikinci şubesi 1963 yılında Fetullah Gülen'in memleketi Erzurum'da açılmış ve Gülen bu yıllarda dernek şubesinin kurucuları arasında yer almıştır." denilen iddianamede, bu tarihten itibaren her daim küresel güçlerin vazgeçilmez aparatı olan sözde suç örgütü liderinin, dernek kurucuları arasında yer almasını övünerek açıkladığı kaydedildi.
Sovyetler Birliği'nin İslam coğrafyasında anti emperyalist, batı karşıtı bağımsız milliyetçi grupları destekleyerek etkin olmak istediği, onun karşısındaki ABD ve müttefiklerinin de İslamcı grupları destekleyerek bir Yeşil Kuşak Projesi oluşturduğu bilgisi verilen iddianamede, şu ifadeler yer buldu:
"Projenin amacı Sovyetler'in ilerleyişini durdurmak ve petrol zengini körfez ülkelerinde ve bölge üzerinde etkisini engellemek, komünizme karşı İslam'ı kalkan olarak kullanmaktır. Soğuk savaş döneminin sona ermesinden sonra İslam ülkelerinde, radikal İslami hareketlerle ilişkili istikrarsızlık ve bunun getireceği siyasi sonuçların, Amerikan ve batı karşıtlığı hareketlerine, güvenlik zafiyetlerine ve olası menfaat kayıplarına sebep olmasının önüne geçmek için ABD düşünce kuruluşlarında Yeşil Kuşak Projesi revize edilmiş ve onun yerine ılımlı İslam'ın desteklenmesi fikri geliştirilmiştir. Bu modelin ortaya atıldığı günler, FETÖ/PDY sözde lideri Fetullah Gülen'in emperyalist güçler nezdinde yıldızının parladığı günler olmuştur."
Eski CIA şefi Fuller'in Gülen'e desteği
Eski CIA Yakın ve Güney Asya Bölgesi İstihbarat Şefi Graham Fuller'in, "Siyasi İslamın Geleceği" isimli kitabında, "dinler arası diyaloğun Türkiye'deki en güçlü aktivistlerinden, liberal ve reformist İslamcı olduğunu yazdığı Fetullah Gülen'in ve Nurculuğun desteklenmesini" savunduğu belirtilen iddianamede, Fuller'in 2008 yılında Türkçe'ye çevrilen "Yeni Türkiye Cumhuriyeti" adlı kitabında da Gülen ve yapılanması hakkında övgü dolu ifadelere yer verdiğine dikkat çekildi.
Fuller'in "Türkiye ve Arap Baharı" isimli kitabında da Gülen kuruluşlarını bol bol methettiği ve bu durumun bile Fetullah Terör Örgütü'nün kimlere hizmet ettiği hakkında önemli bir delil olduğu anlatılan iddianamede, Rand Düşünce Kuruluşu'nun raporunda Almanya merkezli Kaplancılar'ın tehlikeli kökten dinci bir akım olarak tanıtılırken, Fetullah Gülen'in ılımlı İslam'ın en önemli liderlerinden biri olarak tanıtıldığı kaydedildi.
"Sonuç itibari ile FETÖ/PDY silahlı suç örgütü, mevcut gücüne ve yapılanmasına örgüt liderinin ve üyelerinin kişisel gayretlerinden ziyade, küresel emperyalist güçlerin vermiş olduğu destek sayesinde ulaşmıştır." ifadesi kullanılan iddianamede, FETÖ/PDY ile ilgili, "Demokratik hukuk devletinin özelliklerini ortadan kaldırmak amacıyla kurulmuş en geniş ve en büyük katılımlı silahlı terör örgütlenmesidir. Amaçlarını gerçekleştirmek için diğer silahlı terör örgütlerini kullanabilen, kiralayan, devletin silahlı unsurlarını emelleri için kullanabilen, devlet kademelerindeki silahlı güçler aracılığıyla operasyonel sonuçlar elde edebilen bir örgütlenmedir." tanımlaması yapıldı.