İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Cinayetten Tutuklandı (2)
Trafikte tartıştığı motosiklet sürücüsü Ahmet Sülüşoğlu'nu öldürdükten tutuklanan ve 8 gün sonra tahliye olan İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Celal Yılmaz, yargılandığı davanın ilk duruşmasında tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Trafikte tartıştığı motosiklet sürücüsü Ahmet Sülüşoğlu'nu öldürdükten tutuklanan ve 8 gün sonra tahliye olan İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Celal Yılmaz, yargılandığı davanın ilk duruşmasında tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Mahkeme, suçun katalog suçlardan olması, dosyadaki deliller, kuvvetli suç şüphesini gösteren kamera kayıtları ve tutuklama tedbiri ile suçun ölçülülük arz etmesi gerekçesi ile Celal Yılmaz'ın tutuklanmasına karar verdi.
Mahkeme, dosyada gizlilik kararı bulunmamasına rağmen gazetecileri duruşma salonuna almadı.
Halkalı'da 17 Ağustos tarihinde trafikte tartıştığı Ahmet Sülüşoğl'nu öldürdüğü gerekçesi ile hakkında, "Haksız tahrik altında kasten adam öldürme" suçundan dava açılan İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Celal Yılmaz, hakim karşısına çıktı.
Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşması yoğun güvenlik önlemleri altında başladı. Duruşmaya, cinayetten tutuklanan ve 8 gün sonra, 26 Ağustos tarihinde tahliye edilen Celal Yılmaz ve avukatı Mustafa Nas hazır bulundu. Duruşmaya Ahmet Sülüşoğlu'nun babası Mehmet Sülüşoğlu, ağabeyleri Rujdi ve Mecnun Sülüşoğlu ile avukatları Sabri Kuşkonmaz, Halis Yıldırım ve Erdal Fatih Çanakçı katıldılar.
Adliye çevresinde ve içinde yoğun güvenlik önlemleri alan polis, Sülüşoğlu'nun ailesi ile 2007'de İzmir'de polis kurşunuyla ölen Baran Tursun'un Babası Mehmet Tursun, Mazlumder İstanbul Şube Başkanı Ramazan Beyhan dışındakileri adliyeye almadı.
BASIN MENSUPLARI DURUŞMAYA ALINMADI
Mahkeme Başkanı Asuman Yetiş, gizlilik kararı bulunmayan duruşmaya gazetecileri de almadı. Başkan Yetiş, gazetecilerin alınmadığına ilişkin bir karar alınması ve bu kararın tutanaklara yazılması yönündeki talebini de kabul etmedi.
Müşteki Sülüşoğlu Ailesi'nin Avukatı Sabri Kuşkonmaz, yargılamanın taraflarının dışında kamusal denetime açık olması açısından basının da duruşma salonunda olması gerektiğini belirterek, "Basının içeri alınıp alınmaması konusunda bir karar vermesini bekliyoruz" dedi. Ancak mahkeme heyeti, basının duruşmaya alınıp alınmaması ile ilgili bir karar da almadı.
Sabah saat 10.00'da başlaması gereken duruşma, bir saat gecikme ile başladı.
'VATANDAŞ DÜŞÜŞE GEÇİNCE ETKİSİZ HALE GELDİĞİ KAANAATİYLE ATIŞI KESTİM'
Tutuksuz sanık Celal Yılmaz sorgusunda, "Öncelikle aile adına üzgünüm, istemediğim bir olaydı" dedi. Duruşmalardan vareste tutulmak istediğini beyan eden tutuksuz sanık Yılmaz, olayın olduğu tarihte Türkiye'nin gündemindeki durumun herkes tarafından bilindiğini, kendisinin de uzun süre Terörle Mücadele Şubesi'nde çalıştığını belirtti.
Seyir halindeyken şahsın direksiyonunu tehlikeli vaziyette aracının önüne kırdığını savunan Yılmaz şunları söyledi:
"Ona karşı bir şey yapmamama rağmen bağıra bağıra peşimden geldi. Bir ara durmak istedim ancak her türlü eylemin beklenilmesi durumunda anonslar ve bilgiler geldiğinden dolayı ister istemez psikolojik bir hale geliyor insan. Şahsa yolda herhangi bir şey demememe rağmen, evimin önüne kadar bizi takip etti. Direksiyonu arabamın önüne kırıp durdu ve indi. Polis olduğumuz söyledikten sonra çekip gitti. Yanımda eşim olduğundan dolayı da ben de uzatmamıştım. Ben evime gittim, aracımı park ettikten sonra geri geldim. Güvenlikçi arkadaşlar şahsın, 'biraz sonra burada büyük bir olay olacak' diyerek ayrıldığını söylediler. Ben geleceğini tahmin etmiyordum ama gelirse de 155'i arayın polis gelsin, dedim. Tam vedalaşırken şahıs tekrar geldi. Belki yine konuşur düşüncesiyle ben araya girmedim, özel güvenlikçi arkadaşlar muhatap oldu. Silahını doldurduktan sonra benden önce davrandığından dolayı ben de güvenlikçilerin arkasına saklanarak silahımı hazır vaziyete getirdim. Mesafenin kısa olması, ortada üç tane silahsız vatandaşın olması ve silahı hazır bir vatandaşın karşıda beklemesi. Bu tür durumları da göz önüne alarak aradaki güvenlik görevlisi arkadaşın omuz kısmından kendimi direk hedef konumuna getirdim. 'Silahı bırak' dedim ve silahı bana doğrulttu. Bu esnada 'tık' diye bir ses geldi. O esnada ben de tetiğe bastım. Aldığımız eğitim ve refleks gereği duble atış yaptım. Vatandaş düşüşe geçince etkisiz hale geldiği kanaatiyle atışı kestim. Yani direk öldürmek maksadıyla değil, arada güvenlikçi olması nedeniyle etkisiz hale getirmek amacıyla ateş etmiştim. Tamamen silahsız vatandaşları ve kendimi korumak amacıyla hamle yaptım. Avukatımız aracılığıyla üzgün olduğumuzu belirtmek maksadıyla haber gönderdik ama karşı taraftan bir cevap gelmedi. Çok üzgünüm."
MÜŞTEKİ AVUKATI: SANIĞIN ÖLDÜRME KASTI VAR
Müşteki Sülüşoğlu Ailesi'nin avukatlarından Halis Yıldırım, sanığın silahını üç kez ateşleyerek Ahmet Sülüşoğlu'nu öldürdüğünü belirterek, sanığın öldürme kastı ile hareket ettiğini savundu.
Sülüşoğlu Ailesi'nin avukatlarından Sabri Kuşkonmaz ise, kasten adam öldürmenin katalog suçlardan olduğunu belirterek, "Yaşama hakkı ile savunma hakkının yarışması söz konusu değildir, yaşama hakkı asıldır. Bu nedenle sanığın tutuklanmasını talep ediyoruz" dedi.
SAVCI TUTUKLAMA İSTEDİ
Duruşmanın savcısı Talip Kalkan, meydana gelen olayda sanığın meşru müdafaa sınırını aşarak belki haksız tahrik altında kasten adam öldürme suçunu işlediği hususunda kuvvetli suç şüphesinin bulunması ve suçun katalog suçlardan olması nedeniyle tutuklanması yönünde görüş bildirdi.
TUTUKLANDI
Mahkeme, yaklaşık 4.5 saat süren yargılama sonunda, "Mevcut delil durumu, kuvvetli suç şüphesini gösteren mevcut kamera kayıtları, atış sayısı, atılı suça öngörülen müeyyide, mahkemede oluşan kayıta göre bu aşamada adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı, atılı suç ile tutuklama tedbirinin ölçülülük arz edeceğinin değerlendirilmesi, suçun katalog suç kapsamında bulunması" gerekçesi ile sanık Celal Yılmaz'ı tutukladı.
DURUŞMADAN SONRA BASIN AÇIKLAMASI YAPILDI
Sülüşoğlu'nun yakınları ve avukatları duruşma çıkışı basın açıklaması yaptı.
Geç gelmekle birlikte adaletin bugün itibari ile tecelli ettiğini belirten Sülüşoğlu Ailesi'nin Avukatı Halis Yıldırım şunları söyledi:
"Geç gelmekle birlikte adalet bugün itibariyle tecelli etmiştir. Biz haksız ve hukuksuz bir şekilde tahliye edildiğini düşünüyorduk. Sanık emniyet müdür yardımcısının bugün tutuklanmasına karar verilmiştir. Şu açıdan çok önemli bir karardır; özellikle kamu görevlilerinin, özellikle emniyet görevlilerinin meşru müdafaa kavramına sığınarak bugüne kadar bir çok insanın öldürüldüğü gerçeği karşısında bugün burada ölüm olayını gerçekleştirdikten bir hafta sonra itirazla tahliye edilen emniyet müdürü hakkında mahkemenin, yargılamanın bu aşamasında tutuklama kararı vermesi bizim açımızdan değerli bir karardır. Belinde yasal silahlarıyla emniyet görevlileri koşulları oluştu diye insanları eğer öldürme hakkını kendinde görürlerse ve kısa sürede tahliye olurlarsa bütün toplum çok net bir şekilde korku ve kaygıya kapılacaktır. Yaşama hakkı çünkü en temel haktır.
BABA SÜLÜŞOĞLU'NDAN İKİ CÜMLELİK AÇIKLAMA
Ahmet Sülüşoğlu'nun babası Mehmet Sülüşoğlu, en sonunda adaletin yerini bulduğunu belirterek, "Adalet yok diyorlar ama ben yine de adalete tekrar güveniyorum" dedi.
2007 yılında İzmir'de oğlu polis tarafından öldürülen Mehmet Dursun ise şunları söyledi:
"Bugüne kadar 248 kişi polisler tarafından öldürülmüştü ama 247 tanesi normal polisler tarafından öldürülmüştü. Aralarında bir tane vardı emniyet müdürü, failin emniyet müdürü olduğu bir cinayet vardı. Ahmet Sülüşoğlu davası. ve o emniyet müdürü bugün tutuklandı. 248. cinayette mağdur ailelerin öfkesiyle bir emniyet müdürü cinayetten tutuklandı. Polislere ibreti alem olsun, ilk sefer bir emniyet müdürü cinayetten tutuklandı. - İstanbul