Haberler

İz TV'den Suha Arın Anısına Özel Yayın

Güncelleme:
Abone Ol

Türk Belgeselciliğinin sembol isimlerinden Suha Arın, ölümünün 10. Yılında İz TV özel yayını ile anılacak.

Türk Belgeselciliğinin sembol isimlerinden Suha Arın, ölümünün 10. Yılında İz TV özel yayını ile anılacak. 1 Şubat'ta yayınlanacak Suha Arın kuşağında usta belgeselcinin birbirinden başarılı yapımları art arda yayınlanacak.

Türkiye belgeselcilik tarihinin en önemli isimlerinden biri olan usta belgeselci Suha Arın, ölümünün 10'uncu yıl dönümünde, İz TV ekranlarında, 'Suha Arın Özel Yayını' ile anılıyor. 1 Şubat 2014 Cumartesi günü 14:15 – 00:00 saatleri arasında gerçekleşecek Suha Arın Kuşağında, ustanın filmlerinden bir seçkinin yanı sıra, Tahtacı Fatma Belgeseli de HD kalitesinde ilk kez izleyici ile buluşacak.

Suha Arın anısına yapılacak özel yayınında yer alan programlar ve içerikleri şu şekilde:

14:15 Özel Gösterim - Bir Türkiye Sevdalısı Suha Arın

Yönetmenliğini Berrin Avcı Çölgeçen'in yaptığı Bir Türkiye Sevdalısı Suha Arın adlı belgesel filmde Türk Belgesel Sinemasının "Büyük Ustası" Suha Arın'ın, başarı dolu hayat öyküsü ekrana geliyor.

16:00 Özel Yayın - Safranbolu'da Zaman

1976 yılında, o sırada Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne bağlı Basın ve Yayın Yüksek Okulu'nda (bugünkü iletişim fakültesi) öğretim görevlisi olan Suha Arın, diğer birçok filmi gibi "Safranbolu'da Zaman" belgeselini de, coşku ve heyecan dolu bir grup öğrencisi ile birlikte gerçekleştirdi.

Geleneksel Türk sivil mimarisinin en çarpıcı örneklerini bir bütün olarak günümüze kadar ulaştırabilmiş ender beldelerimizden biri olan Safranbolu'yu, evleriyle ve zamanın olumsuz etkilerinin izleriyle yansıtan "Safranbolu'da Zaman", kamuoyunda "kültürel ve doğal çevrenin korunması" bilincinin oluşturulması çabalarına da katkıda bulunmayı amaçlıyordu.

1977 yılında Kültür Bakanlığı tarafından "tarihi sit" ilan edilen Safranbolu, 1995 yılında UNESCO tarafından "Dünya Miras Listesi"ne eklendi ve böylece, yalnız bizim değil "tüm insanlığın ortak malı" olarak da tescil edilmiş oldu.

"Safranbolu'da Zaman", 1977 Antalya Film Festivali'nde "En iyi Belgesel Film" seçilerek Altın Portakal ödülü kazandı.

17:30 Özel Yayın - Sisler Kovulunca

"Eski Evler Eski Ustalar" dizisininin ilk belgeseli "Sisler Kovulunca", Doğu Karadeniz yöresine özgü çok eski bir gelenek olan ve artık unutulmaya yüz tutan "çocukların sis kovma" ritüeli ile başlar.

Yönetmenliğini Suha Arın'ın yaptığı "Sisler Kovulunca", Doğu Karadeniz bölgesinin geleneksel mimarisinin üzerindeki sisleri de dağıtır ve eski ustaların son temsilcilerini onların yöreye özgü malzemeleri kullanarak yarattıkları mimari ile birlikte belgeler.

Daha çok büyük ağaç türlerinin yaygın olduğu bölgelerde "ahşap yığma" tekniğiyle ev yapan Doğu Karadeniz'in yaşlı ustaları, yarattıkları mimaride kullandıkları "karaboğaz", "hartama", "kurtboğaz", "gözdolma", "muska", "çakatura" ve "bağdadi" gibi yapı tekniklerinin inceliklerini anlatırlar.

Trabzon, Rize ve Artvin il sınırları içinde, sahil şeridinden 3.000 metre yükseklikteki yaylalara kadar uzanan yerleşimlerdeki yüzlerce evi ve bu evleri yapan, yaşları 65 ile 104 arasında değişen dokuz ayrı yapı ustasını belgeleyen "Sisler Kovulunca", Doğu Karadeniz'in geleneksel yaşam biçiminden de ipuçları sunar.

18:50 Özel Yayın - Altın Kent İstanbul

Günümüzden neredeyse üç bin yıl önce, susuz ve kayalık bir yarımadada ticaret kolonisi olarak kurulan Byzantion'un, Asya kıyısındaki bağlık bahçelik sulak Halkedon'a "Körler Ülkesi" diye tepeden bakması boşuna değildi. Kuzeyle güneyin, doğuyla batının kesiştiği yerdeki Byzantion, kudret ve servet peşindeydi. Kudret ve servet sikkelere işlendi, altın olup birikti. Üç imparatorluğa başkentlik eden kent, altın tozunu ikonalara, mozaiklere, varaklara, tombaklara sindirdi. Kentin tepeleri kubbelerle taçlanmış silueti gün batımında Haliç'le kaynaştı; Haliç "altın boynuz" diye anılageldi.

Çağlar değişti ama İstanbul servetin hem merkezi, hem simgesi olarak kaldı. Süryaniler, Ermeniler, Müslümanlar altını işledi; Kapalıçarşı esnafı yüzyıllardır altın sattı. Sinagogların ve kiliselerin altın süslemeleri, İbranice dualara, Ortodoks, Gregoryen, Katolik, Protestan papazların vaazlarına tanık oldu. Topkapı Sarayı'nın görkemli günlerinde sultanların torbalarla altın serptikleri Haliç, Fatih Sultan Mehmet'in, Kanuni Sultan Süleyman'ın ve Sultan Ahmet'in camilerinden okunan ezan sesleriyle yankılandı. Ve insanlar yüzyıllar boyunca "taşı toprağı altındır" diyerek İstanbul'a göç ettiler.

Belgesel, "altın" motifinden yola çıkarak, kentin kuruluşundan bugüne, Ayasofya'dan Süleymaniye'ye, ilk sikkelerden altın borsasına, kültür ve sanattan gündelik yaşama "Dünya Kenti İstanbul" temasını işliyor.

20:00 Özel Yayın - Ağacın Türküsü

"Eski Evler Eski Ustalar" dizisi "Batı Karadeniz" bölümünü, dünyaca ünlü bir usta ve dünyaca ünlü bir kemanla başlatır: Ayla Erduran ve Stradivarius keman…

Batı Karadeniz'den gittiği söylenen ağacın ehil ustaların elinde benzersiz bir keman olması ve usta yorumcuların ezgileriyle dile gelmesiyle başlayan "Ağacın Türküsü" adlı bu filmde, aynı ağacın ehil ustaların elinde nasıl estetik bir mimari yarattığı belgelenir.

Yönetmenliğini Suha Arın'ın yaptığı 'Ağacın Türküsü'nde, Batı Karadeniz evlerinin geleneksel mimarisi, yüzyıllardır atadan oğula, ustadan çırağa fısıldanan sırlarla ve "çantı" tekniğiyle yapılarak, her biri 100-150 yıldır ayakta duran evlerin anlatımları ile belgelenir.

Bu bölgenin en orijinal örnekleri olan "dizeme" tekniğiyle yapılan evlerin de sergilendiği filmde, 300 yılı aşkın süredir hala ayakta duran evlerin toprağa dönmüş ustaları anılır. Kuşaktan kuşağa aktarılan bir uğraşın yaşlı ve yorgun "son temsilcileri", depreme karşı kullandıkları yapım tekniklerini de aktarır.

Batı Karadeniz'in ünlü "bağdadi" evlerinin de görüntülendiği belgesel, Bolu, Göynük, Safranbolu, Mudurnu, Gerede, Boyabat, İnebolu, Kastamonu, Tokat ve Amasya ile bu yerlere yakın yerleşimlerdeki evleri ve yapım tekniklerini, yaş ortalaması 80′i aşan eski ustalarla birlikte belgeliyor.

21:10 Özel Yayın - Ayasofya

Dünya mimarlık tarihinin en büyük anıtlarından biri kabul edilen bugünkü Ayasofya'yı, günümüzden yaklaşık 1500 yıl önce Batı Anadolu'lu iki mimar, Söke'li (Miletos) Isidoros ve Aydın'lı (Tralles) Anthemios inşa etti.

Yapımına Bizans İmparatoru Justinianos tarafından karar verilen bugünkü Ayasofya'nın inşaatında, yüz ustabaşının yönetiminde onbine yakın işçi çalıştı ve bu dev eser, 27 Aralık 537 tarihinde açıldı.

Justinianos'dan sonra gelen Bizans İmparatorlarının büyük özen gösterdikleri Ayasofya, 1453 yılında Türklerin İstanbul'u fethetmelerinden sonra camiye çevrildi ve bu kutsal mekana aynı özeni, bu defa Osmanlı Sultanları göstermeye başladı.

16. yüzyılda, II. Selim döneminde, Başmimar Sinan'ın koyduğu dev payandalarla yıkılmaktan kurtarılan Ayasofya'nın bahçesinde de, Osmanlıların en büyük ve en kalabalık Hanedan Mezarlığı yer alıyor.

Cumhuriyet döneminde Atatürk'ün direktifiyle müzeye çevrilen Ayasofya, bugün tüm insanlığın "ortak kültür mirası" olarak, kapılarını herkese açmış durumdadır.

22:15 Özel Yayın - Tahtacı Fatma (HD Yayın)

1979 Uluslararası Çocuk Yılı vesilesiyle gerçekleştirilen Tahtacı Fatma belgeseli, 12 yaşındaki bir "tahtacı" kızının Toroslar'da yaklaşık 2000 metre yükseklikteki ormanlarda çok zor koşullar altındaki yaşamını, özlemlerini ve bilinçaltındaki bir büyük korkuyu yansıtıyor.

Yurdumuzdaki çocuk işçilerin az bilinen ama yaygın dramını Tahtacı Fatma ile simgelemeyi ile amaçlayan belgesel, aynı zamanda, Orman Bakanlığı hesabına ağaç kesimi ve tomruk nakli işinde çalışan, sosyal güvenceden yoksun, unutulmuş bir emekçi grubunun sorunlarını irdeliyor.

Belgeselde tahtacıların günlük yaşamlarının yanı sıra, tahtacı folklorunun en önemli öğelerinden biri olan Semah Oyunu da sergileniyor.

Tahtacı Fatma, Uluslararası 3. Balkan Film Festivali Birincilik Ödülü (1979), Uluslararası Şam Film Festivali Gümüş Kılıç Ödülü (1979), Antalya Film Festivali Altın Portakal Ödülü (1979) ve T.C. Kültür Bakanlığı Kısa Film Yarışması Birincilik Ödülünü (1979) kazandı.

23:50 Özel Yayın - Hüseyin Anka ile Sinan'ı Yeniden Yorumlamak

Suha Arın ve ekibinin 1988 yılı içinde yoğunlaşan Mimar Sinan araştırmaları sırasında, Sinan'ın anılarının yer aldığı "Tezkiret-ül Bünyan" adlı el yazması kitapçık Suphi Saatçi tarafından günümüz Türkçesine çevrildi. Bu arada, İrlanda'dan getirtilen minyatür fotoğraflarının birinde, Mimar Sinan'ın sağlığında yapılmış bir resmi olduğu tesadüfen keşfedildi. Böylece Sinan'la ilgili yeni ayrıntılar elde edilmiş oluyordu. Atatürk'ün "Mimar Sinan'ın heykelini yapınız" direktifi doğrultusunda, ilk Sinan heykelini yapma sorumluluğunu üstlenen heykeltıraş Hüseyin Anka, acaba Sinan'ı hayalinde nasıl yorumlamıştı? Bugün Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin bahçesinde yer alan bu ilk Sinan heykelini yapan aynı Hüseyin Anka, 45 yıl sonra, Sinan'ın anılarını okuyup onun sağlığında yapılmış minyatürünü gördükten sonra acaba bu kez Sinan'ın heykelini nasıl yorumlar ve yapardı?

Hüseyin Anka ile Sinan'ı Yeniden Yorumlamak filmi, Suha Arın'ın bu sorulara yeni bir üslup ile yanıt arayışının bir sonucudur. Filmde Hüseyin Anka çamur bir büst üzerinde çalışarak, Mimar Sinan'ın elli yıllık başmimarlık dönemini aşama aşama yeniden yorumlar. Film, ikisi de köy kökenli olan, devletin ellerinden tutarak belli yerlere getirdiği ve 80 yaşındayken bile hala üretmeye devam eden iki sanatçının, 450 yıl sonra bir atölyede bir araya gelerek dünü, bugünü ve yarını sorgulamalarını, gerçek sanatçıların acılarını paylaşmalarını anlatır.

Kaynak: Bültenler / Güncel

Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title