İZMİR CENNET KOYDAKİ YAPILAŞMAYA PİKNİKLİ PROTESTO
İZMİR'in Çeşme ilçesi Ovacık Mahallesi'nin cenneti andıran koylarından Gücücek'te, Hazine'ye ait arazinin çevresini tel örgüler ve ağaçlarla kapatan bazı kişiler, denizi hakim tepeye beton döktü.
İZMİR'in Çeşme ilçesi Ovacık Mahallesi'nin cenneti andıran koylarından Gücücek'te, Hazine'ye ait arazinin çevresini tel örgüler ve ağaçlarla kapatan bazı kişiler, denizi hakim tepeye beton döktü. Taş villalar yapılmış gibi gösterilen ve imar barışından faydalanarak yapı kayıt belgesi alan şahıslar, 3 farklı alana dökülen betonlardan ikisinin üzerine de prefabrik bina yaptı. Mahalle sakinleri ve çevreciler, işgal edildiğini söyledikleri koydaki durumu piknik yaparak protesto etti. İzmir'in turistik ilçesi Çeşme'nin Ovacık Mahallesi'nde bulunan, eşsiz manzarası, temiz denizi ve doğasıyla görenleri büyüleyen Gücücek Koyu, yapılaşma tehdidi ile karşı karşıya. Koyun burun kısmında denize hakim bir tepedeki Hazine'ye ait araziyi işgal eden 3 farklı kişi, önce alanın çevresini tel örgü ve ağaçlarla kapatıp, girişlerin sağlandığı yere de demir bir kapı koydu. Ardından, bölgenin farklı alanlarına betonlar döküldü. Betonların ikisinin üzerine de tek katlı prefabrik yapılar konuldu. Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü'ne başvuruda bulunan yapı sahipleri, bölgede imar barışından önce yapılmış iki taş villa olduğunu beyan ederek, yapı kayıt belgesi aldı. Koydaki yapılaşmaya karşı mücadele eden vatandaşların itirazlarına rağmen herhangi bir işlem yapılmadı. Durumu protesto eden çevreciler ve mahalle sakinleri, bu sabah (Pazar), beton dökülerek prefabrik kurulan alanda piknik yaptı.
'TARİHİ KALINTILAR VAR'
Gücücek Koyu'nda bir araya gelen yaklaşık 200 kişi, betonların ve prefabrik binaların kaldırılmasını istedi. Grubun sözcüsü Avukat Seher Gacar, bölgenin Hazine arazisi olmasının yanı sıra, SİT alanı özelliğini de taşıdığını belirtti. Buraya beton döküldüğünü gördükleri ilk an belediye ve jandarmaya ihbarda bulunduklarını söyleyen Gacar, tüm çabalara rağmen işlemin durdurulmadığını belirtti. Çeşme Belediyesi'nin 775 sayılı Gecekondu Kanunu'nun, 'Başkasına ait arazilerinin üzerine yapılan yapıların kaldırılmasını' içeren 18'inci maddesine göre işlem yaptığını ancak yapı kayıt belgesi iptal edilmeden yıkım işleminin gerçekleştirilemeyeceğini açıklayan Gacar, Biz, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne burada herhangi bir bina olmadığını, yapı kayıt belgesinin de temel betonu için alınmayacağını söyledik. Ayrıca buradaki yapıların da 2019 yılı içerisinde konulduğunu belirttik. Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü 'Yapı kayıt belgesini inceleyelim, iptal ederiz' dedi. Bunun üzerinden 2,5 ay geçti. Bu süre içerisinde de herhangi bir işlem yapılmadı. Üstüne bir de konteyner yapılar kondu. Dışarıdan buraya girişleri engellemek için ağaçlarla çit yapıldı. Özel mülk gibi demir kapı konuldu. Biz burada oturan ve çevreye zarar verilmesini kabul etmeyen dostlarımızla birlikte, durumu protesto ediyoruz dedi. Bölgede tarihi kalıntıların bulunduğunu ve yine yapıların kıyı kenar çizgisine çok yakın olduğunu kaydeden Seher Gacar, koyun yapılaşmasına izin vermeyeceklerini dile getirdi.
'EN GÜZEL KOYLAR İŞGAL EDİLİYOR'
Çevrecilerden Ahmet Güler de, Çeşme yarımadası oldukça bakir bir bölge. Bu nedenle Türkiye'deki yeni inşaat rantçılarının hedefi durumuna geldi. İmar affı ile birlikte herkes her yere bir şeyler kondurmaya başladı. Dünyanın en güzel koylarından biri işgal edildi. Halkın yeri işgal edildi. Halk olarak buna 'Dur' diyoruz. İlgililerin de buna gerekli hassasiyeti göstereceğini umut ediyoruz. Böyle güzel yerler betonla çevriliyor. Önümüzdeki yıllarda Çeşme diye bir şey kalmayacak. Beton bir şehir göreceğiz. Biz betona karşı mücadele ediyoruz diye konuştu.
Mahalle sakinlerinden Mihribar Bahar, ilgili kurumların desteğini beklediklerini ifade ederek, şunları söyledi
Koyumuz cennet gibi. Nedense buraya bir takım insanlar göz koyuyor. Burada daha önce inşaat yoktu. Bir gün baktık betonlar var. Buna karşıyız. Devletimize ait arazilerin bu şekilde talan edilmesi ve bizim yaşantımıza el konulmasına karşıyız. Bu güzelliklerin yok olmasına tepkiliyiz. Bu nedenle ilgili kurumlardan destek bekliyoruz.
Bülent Altıner ise, Halkın arazisini kimse işgal edemez. Bu nedenle toplandık ve bu hareket gün geçtikte daha da büyüyecek. Bunların hiç birine izin vermeyeceğiz dedi. Tülin Kapancı da, yaşam alanlarına sahip çıktıklarını, bölgenin yapılaşmaya açılmaması için mücadele vereceklerini ifade etti. 93 yaşında olan ve baston desteği ile yürüyen Sevim Efeler de, çevrecilerin protestosuna destek verdi. Mahalle sakinleri ve çevreciler, daha sonra bölgeden ayrıldı.