İzmir'de Fetö'nün 'Babalar Grubu' Davasına Devam Edildi
İZMİR'de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında örgüte finans desteği sağladıkları öne sürülen tutuklu işadamları Ahmet Küçükbay, Abdullah Kavuk ve Şeref Sipahi ile tutuksuz sanık Metehan Kavuk'un 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandıkları davaya devam edildi.
İZMİR'de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında örgüte finans desteği sağladıkları öne sürülen tutuklu işadamları Ahmet Küçükbay, Abdullah Kavuk ve Şeref Sipahi ile tutuksuz sanık Metehan Kavuk'un 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandıkları davaya devam edildi. Mahkeme davayı 18 Ocak 2018 tarihine ertelerken, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
İzmir'de, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ/PDY üyesi olduğu iddia edilen işadamlarına yönelik düzenlenen operasyon kapsamında Abdullah Kavuk, Ahmet Küçükbay, Şeref Sipahi ve Metehan Kavuk, polis tarafından gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen Gediz Üniversitesi'nin kurucularından Orkide Yağları ve Küçükbay Şirketler Grubu sahibi işadamı Ahmet Küçükbay, Kavuklar Şirketler Grubu sahibi ve Gediz Üniversitesi'nin eski Mütevelli Heyet Başkanı Abdullah Kavuk ile Şeref Kuyumculuk'un sahibi Şeref Sipahi tutuklanırken, Metehan Kavuk tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Şüpheliler hakkında, İzmir 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Davanın dördüncü duruşması bugün görüldü. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmaya tutuklu sanıklar Abdullah Kavuk, Ahmet Küçükbay, Şeref Sipahi, tutuksuz sanık Metehan Kavuk, sanık avukatları ve sanık yakınları katıldı. Duruşmada ilk olarak ifade veren emekli hakim ve kapatılan Gediz Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesi Önder Barlas, "Abdullah Kavuk'un FETÖ üyeliğine maddi anlamda bir delil sunamam ancak davranışları ve FETÖ ile ikaz etmeme rağmen beni dikkate almadı. Mütevelli heyet toplantılarında benim yaptığım önerileri Abdullah Kavuk'un reddetmesi, onun FETÖ ile ilgisi olması beni şüpheye sevk etti. Abdullah Kavuk'a FETÖ yapılanması olan mütevelli heyetinde değişikliğe gidilmesini önerdim. Ancak kendisi heyetin değişemeyeceğini, heyetin ömür boyu kalacaklarını söyledi. Ahmet Küçükbay ile ilgili kendisi hem vakıf, hem de mütevelli heyet üyesi. Onun sadece maddi açıdan katkı sağladığını düşünüyorum" diye konuştu.
Başka bir ortamdan SEGBİS ile ifade veren gizli tanık Bulut ise, "Gediz Üniversitesi E bloğun üst katında sohbetler oluyordu. Bu sohbetlere sanıklar Abdullah Kavuk, Ahmet Küçükbay ve Şeref Sipahi de katılıyordu. Ben sohbetlere katılmadım ama bu şahısları giriş çıkış yaparken gördüm. Üniversite çalışanı herkes bunu bilir. Abdullah Kavuk, FETÖ'nün İzmir'deki en büyük maddi destekçisidir" dedi.
Bir diğer tanık kapatılan Gediz Üniversitesi basın danışmanlığı ve Genel Sekreter yardımcılığı yapan Özgür Murat Kaynar ise, "Üniversitenin adı FETÖ/PDY ile anılmasından sonra rektör ile üniversiteyi bu yapıdan temizlemek için çalışma başlattık. O dönem üniversitenin mütevelli heyet başkanı olan Abdullah Kavuk'a da durumu anlattık. O da 'tamam' dedi. Kavuk mütevelli heyet başkanlığından istifa ederken yerine eski bakan Işılay Saygın geldi. Üniversiteden FETÖ ile bağlantısı olan başta Adnan Yeşildal olmak üzere bazı isimler çıkarıldı. Adnan Yeşildal üniversiteden çıkarıldıktan sonra Abdullah Kavuk'un şirketinde işe başladı. Bu olay üniversitedeki FETÖ ile mücadelemize zarar verdi. Ben üniversitede FETÖ ile mücadele ederken, örgüt üyeleri beni tehdit etmeye başladı. Bekir Baz FETÖ'nün Ege Bölge imamıymış. Okulda Bekir Baz'ın hocalar üzerinde etkileri vardı. Baz, hocalara Abdullah Kavuk'a saygı gösterilmesini isterdi" şeklinde konuştu.
ESKİ BAKAN TARTAN TANIK OLARAK DİNLENDİ
Abdullah Kavuk ile oğlu Metehan Kavuk tarafından tanık olarak gösterilen eski bakan Hakan Tartan, "Ben 2 dönem milletvekilliği, bakanlık ve belediye başkanlığı yaptım. Konak Belediye Başkanlığı yaptığım dönemde eski bakan Işılay Saygın beni arayarak, Gediz Üniversitesi'nde FETÖ yapılanması olduğunu ve bu üniversiteyi bu yapıdan kurtarma konusunda benden destek istedi. Bende bunu daha sonra detaylı konuşabileceğimizi söyledim. Sonra yaptığım araştırmada üniversitenin FETÖ yapılanması ile birtakım sıkıntılar olduğunu öğrendim. Işılay Hanımın teklifini kabul ederek yönetime seçildim. Ben 2016 yılının Ocak ayında göreve başladım. Her ay toplantılar yapıyorduk. Vakıf başkanı Abdullah Kavuk'a, yönetimden bazı isimlerin çıkarılması konusunda teklif götürdük. Abdullah Bey verdiğimiz isimler konusunda hiç bir itirazda bulunmadı. Bize bu konuları daha sonra görüşürüz, şeklinde oyalama da yapmadı. Eğer darbe olmasaydı, tespit ettiğimiz isimler Eylül ayında listeden çıkarılacaktı. Işılay Hanım ile birlikte FETÖ ile bağlantılı isimleri üniversiteden temizlemek için çalıştık. Tutuklu bulunan sanıkların FETÖ ile başka bağlantıları olup olmadığı konusunda bir bilgim yok" dedi.
Duruşma savcısı verdiği mütalaasında, Abdullah Kavuk ve Metehan Kavuk hakkında gelen bilirkişi raporlarının eksik ve yetersiz olduğunu, Abdullah Kavuk ve Ahmet Küçükbay ile ilgili olarak söz konusu şirketlerin kuruluş tarihleri itibari ile incelenmesinin yapılarak terör örgütü parası ile kurulup kurulmadığının, terör örgütü tarafından finans edilip edilmediğini gösteren rapor istenmesine, sanık Ahmet Küçükbay yönünden ifadesinin etkin pişmanlık kapsamında olup olmadığı, ifadesi geçen kişilerle ilgili verilen bilgilerin aydınlatıcı olup olmadığının, soruşturmalarının ne aşamada olduğunun belirtilmesi için İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazılmasını talep etti.
Mahkeme başkanı tanıklar dinlendikten sonra sanıklara söz verdi. Tutuklu sanıklar Abdullah Kavuk, Ahmet Küçükbay ve Şeref Sipahi FETÖ ile bağlantılarının olmadıklarını öne sürüp tahliyelerini talep etti. Sanık Ahmet Küçükbay, 2015 yılında İzmir İl Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya'nın makamına davet edildiğini ileri sürerek dönemin İstihbarat, Mali, Organize ve Terörle Mücadele Şube Müdürleri'ne FETÖ yapılanması ile ilgili bilgi verdiğini söyledi.
Bunun üzerine sanık avukatları savunmalarını yaptı. Ardından duruşmaya ara verildi.
UZUNKAYA TANIK OLARAK İFADE VERECEK
Aranın ardından kararı açıklayan mahkeme başkanı, gelmeyen tanıkların zorla getirilmesine, Ahmet Küçükbay tarafından daha önce verilen ifadesinde etkin pişmanlık kapsamı yetersiz bulunduğu için yeniden değerlendirilmesine, Ahmet Küçükbay'ın İzmir İl Emniyet makamında yapılan toplantıda bilgi verip vermediğine dair yapılan toplantıda bulunan dönemin İzmir İl Emniyet Müdürü olan Antalya Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya ve o dönemde Organize, Mali, Terör ve İstihbarat Şube Müdürlerinin tanık olarak dinlenmesine, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilirken, eksikliklerin giderilmesine karar verdi. Tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti duruşmayı 18 Ocak 2018 tarihine erteledi.
- İzmir