İzmir'deki Cinayet 5 Yıldır Çözülemedi
İzmir’in Bornova ilçesinde, 2013 yılının ilk dakikalarında havai fişek gösterilerini izlerken maganda kurşunuyla hayatını kaybeden 11 yaşındaki Arif Dallı’nın katili, aradan geçen 5 yıla rağmen hala bulunamadı.
İzmir'in Bornova ilçesinde, 2013 yılının ilk dakikalarında havai fişek gösterilerini izlerken maganda kurşunuyla hayatını kaybeden 11 yaşındaki Arif Dallı'nın katili, aradan geçen 5 yıla rağmen hala bulunamadı. Olayın olduğu günden itibaren 4 il emniyet müdürü, 4 de asayiş şube müdürü değişmesine rağmen katilin bulunamaması ailenin acısını kat kat arttırdı. Dallı ailesinin avukatlığını kısa süre önce üstlenen deneyimli ceza avukatı Çiler Nazife Koşar, " Arif Dallı'nın ölümünün soruşturmasında ihmali olan kişi ya da kişiler varsa cezalandırılmaları için gereken yasal işlemlere başladık. Bu şekilde bir netice alamaz isek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuracağız" dedi.
Olay, 5 yıl önce Bornova ilçesi Mevlana Mahallesi'nde meydana geldi. Yılbaşı gecesi havai fişek kutlamalarını seyretmek için evin çatısına çıkan 11 yaşındaki Arif Dallı, kimliği belirsiz bir magandanın silahından çıkan kurşunla 2013 yılının ilk dakikalarında başından ağır yaralandı. Arif, bütün müdahalelere rağmen tedavi gördüğü Ege Üniversitesi Hastanesinde 9 gün sonra hayatını kaybetti. Nihat Gündüz İlköğretim Okulu 5. sınıf öğrencisi olan Arif'in ölümüne sebep olan kişi aradan geçen zamana rağmen bulunamadı.
4 emniyet müdürü, 4 asayiş müdürü değişti cinayet çözülemedi
Olayın olduğu tarihte İzmir İl Emniyet Müdürlüğü makamında KHK ile meslekten ihraç edilen Ali Bilkay bulunurken, Asayiş Şube Müdürlüğünde ise Özür Duman bulunuyordu. Asayiş Şube Müdürlüğü bünyesinde bulunan cinayet, hırsızlık, gasp, oto hırsızlığı ve dolandırıcılık büro amirliğinde özel ekipler kuruldu. Katili bulmak için kurulan özel ekip 1 kilometrelik alanda boş kovan aradı. Kurşunun geldiği açıyı belirleyen polis 63 evi didik didik aradı ancak bir sonuca ulaşamadı. Olayın olduğu tarihin üzerinden geçen yıllarda 4 il emniyet müdürü, 4 de asayiş şube müdürü değişirken, diğer taraftan Dallı ailesinin de acısı katlanarak büyüdü. Son olarak İl Emniyet Müdürlüğü görevine Hüseyin Aşkın, Asayiş Şube Müdürlüğü görevine de Seda Okur atandı. Yeni müdürlerin göreve başlamasının üzerinden de yaklaşık 1 yıl geçti ancak dışarıda elini kolunu sallayarak gezen küçük Arif'in katil ya da katillerine dair bir ize ulaşılamadı.
"Yeni müdürlerle umutlandık ama derdimize çare olamadılar"
Katilin bulunmadığı her gün acı çektiğini belirten baba Şerafettin Dallı, "Benim oğlumun olayı 2013 yılbaşı gecesi oldu. Aradan 5 sene geçti ne arayan var ne soran var. Katili bulunmadı. Katilin bulunmasını istiyorum. Herkesin katili bulundu benim oğlumun katili bulunmadı. Bulamıyorlar daha neden bulunmuyor sebebini ben söyleyeyim. Ben gariban olduğum için kimse benimle ilgilenmiyor. Benim içim yanıyor. 5 sene oldu her Allah'ın günü mezara gidip geliyoruz, Allah'a dua ediyoruz. Bizim işimiz Allah'a kalmış. Benim hanım hasta, ben hasta, çocuklar perişan, bu katili bulamadılar. Benim her gün karakola gitme şansım olmuyor. Ayda bir sefer gidiyorum, soruyorum durum nedir diye? 'Çıkar' diyorlar, 'İnşallah' diyorlar. Çıkar, çıkar, çıkar, ne arayan var ne soran var. 1 senedir hiç kimse ne arıyor ne soruyor. Her sene 1 emniyet müdürü değişti 4 tane emniyet müdürümüz değişti. Her gittiğimizde bulacağız diyorlar fakat bununla ilgili bir bilgi yoktur. Emniyet müdürü değiştikçe bizim umudumuz artıyor ama emniyet müdürleri bir gidip bir geliyor. Bizimle kimse ilgilenmiyor. Arif'in katili bulunmadı. Arif'in olayıyla kimse ilgilenmiyor. Çiler Nazife Koşar avukatlığımızı üstlendi. Bundan sonra bizim için avukat Koşar, Arif'in katillerini bulmak için mücadele edecek" dedi.
Görev ihmaline yasal işlem
Başta şehit asker, şehit polis, şehit öğretmen gibi yüzlerce şehit ailesi, pek çok mağdur ailenin avukatlığını yapan Çiler Nazife Koşar, talihsiz çocuk Arif Dallı'nın acılı ailesinin de avukatlığını üstlendi. Deneyimli ceza avukatı Çiler Nazife Koşar, "Aradan geçen 5 yıllık zaman ne Arif Dallı'nın ölümünü unutturdu ne de bu yarayı iyileştirebildi. Çünkü Arif Dallı 11 yaşında masum bir çocuktu ve her çocuk ölümü gibi Arif'in ölümü de çok ağırdı, çok haksızdı, çok dayanılmazdı. Ancak Arif Dallı cinayeti bize göre yeterince araştırılmadı ve cezasız kaldı. Üstelik 'ölüm ve çocuk' hiçbir şekilde bir arada anılmaması gereken iki sözcükken, Arif Dallı önlenebilir bir sebepten, 'bireysel silahlanma'dan dolayı yaşamını yitirdi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşme'sini onaylayarak her bir çocuğun yaşamını korumakla yükümlü güçlü bir devlet için ölümünün üzerinden beş yıl geçmesine rağmen Arif Dallı'nın katilinin bulunamaması son derece rencide edicidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Türkiye'yi 'çocuğun yaşam hakkını ihlal ettiği' gerekçesiyle mahkum ettiği kararlar var. Zira Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne göre, devletin yaşamı koruma yükümlülüğü kadar, ölümü soruşturma yükümlülüğü de var. Arif Dallı'nın ölümünün soruşturmasında ihmali olan kişi ya da kişiler varsa cezalandırılmaları için gereken yasal işlemlere başladık. Bu şekilde bir netice alamaz isek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağız. Çünkü şairin de dediği gibi; maalesef bir çocuğun ölümünün yalnızca kendi ölümü olmadığının, başka çocukların da ölümü olduğunun ve hatta onun ölümüne neden olanların çocuklarının da ölümü olduğunun, bundan sonraki çocukların ölümlerini bize haber verdiğinin farkındayız" dedi. - İZMİR