İzmir'deki Fetö/pdy'ye "Finansal Destek" Davası
İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturmaları kapsamında yargılanan iş adamı ve kapatılan Gediz Üniversitesi'nin kurucu üyesi Abdullah Kavuk, üniversitenin FETÖ ile bağlantılı olabileceğinin aklına gelmediğini, örgütün "Ege Bölgesi imamı" Bekir...
İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturmaları kapsamında yargılanan iş adamı ve kapatılan Gediz Üniversitesi'nin kurucu üyesi Abdullah Kavuk, üniversitenin FETÖ ile bağlantılı olabileceğinin aklına gelmediğini, örgütün "Ege Bölgesi imamı" Bekir Baz'ın üniversiteye örgüt mensuplarını yerleştirmek için çalışmada bulunup bulunmadığını bilmediğini savundu.
İzmir'deki soruşturma kapsamında FETÖ/PDY yapılanmasına finans sağladığı iddia edilen Küçükbay Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Küçükbay, Kavuklar Grubu'nun eski başkanı ve Gediz Üniversitesi kurucu üyesi Abdullah Kavuk, oğlu Metehan Kavuk ile kuyumcu Şeref Sipahi'nin yargılanmasına başlanıldı.
İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Küçükbay, Kavuk ve Sipahi ile tutuksuz yargılanan Metehan Kavuk ve avukatları katıldı.
Kimlik kontrolünün ardından Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) kayda alınan duruşmada, iddianamenin özetinin okunmasının ardından sanıkların hakları anımsatıldı.
Tutuksuz sanık Metehan Kavuk, yaptığı savunmada FETÖ ile herhangi bir bağlantısının olmadığını, örgütün okullarında eğitim görmediğini, yurtlarında kalmadığını ifade ederek örgütün kriptolu haberleşme programı "ByLock"u kullanmadığını ve kapatılan Bank Asya'da hesabının olmadığını savundu.
"Ateş" kod adlı gizli tanığın yalan beyanları yüzünden tutuklandığını ve mahkeme huzurunda olduğunu iddia eden Kavuk, babası Abdullah Kavuk'un oğlu olduğundan yargılandığını düşündüğünü, kendisine isnat edilen suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Türk adaletinin adil ve tarafsız olduğunu düşündüğünü, yargılama sonunda beraat edeceğine inandığından mahkeme heyetinden herhangi bir talebinin olmadığını anlatan Kavuk, iddia edilenin aksine hiçbir zaman örgütün toplantısına katılmadığını, "himmet" adı altında toplanan paraları Kazakistan ya da Afrika ülkelerine götürmediğini, herhangi bir banka hesabından da bu ülkelere para aktarımı yapmadığını iddia etti.
"FETÖ'yü meşrulaştırma savunması yapmayacağım"
Tutuklu sanık Abdullah Kavuk ise FETÖ'yü meşrulaştırma savunması yapmayacağını belirterek, bir iş adamı olarak her zaman devletinin yanında olduğunu, herhangi bir suç işlemediğini söyledi.
İddianamede yer alan örgüt mensuplarının yapmış olduğunu "Salı Toplantılarına" zaman zaman katılım sağladığını, bu toplantılara bazı bürokratların da katıldığını kaydeden Kavuk, FETÖ'nün sözde "Ege Bölgesi İmamı" olarak bilinen ve devlet büyüklerinin de tanıdığı Bekiz Baz'ı avukat olarak bildiklerini, Baz'ın katıldığı toplantılarda sorulan dini konulara cevap verdiğini ifade etti.
"Hiçbir zaman FETÖ sempatizanı olmadım"
"Hiçbir himmet toplantısına katılmadım, himmet toplamadım. Buna ilişkin iddiaları kesinlikle reddediyorum" beyanında bulunan Kavuk, 17-25 Aralık sürecinin ardından devletinin yanında yer alan birisi olarak, kapatılan Gediz Üniversitesi mütevelli heyetinde yer alan Baz'ın bu görevinden istifa etmesinde katkısının olduğunu ileri sürdü.
"17-25 Aralık 2013'teki sürecinin ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti meclis üyesi olarak görev yapıyordum. O süreçte birçok kişi AK Parti'den istifa etmesine rağmen, istifa etmedim. Eğer ihraç edilmediysem hala AK Parti üyesi olduğumu düşünüyorum." diye konuşan Kavuk, savunmasını şöyle sürdürdü:
"Hiçbir zaman FETÖ sempatizanı olmadım. Kapatılan Zaman gazetesi ya da örgütün yayın organlarına aboneliğim olmadı. 17-25 Aralık'tan sonra Fetullah Gülen'in talimatıyla Bank Asya'da hesap açtırmadım. Varlığından cezaevindeyken haberimin olduğu 'ByLock' kullanmadım, çocuklarımı örgütün okullarına göndermedim. Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu'na (TUSKON) üye olmadım. FETÖ'ye hiçbir zaman biat etmedim ve cemaatçi gibi davranışlar sergilemedim."
Gediz Üniversitesi'nin kuruluş süreci
Kapatılan Gediz Üniversitesi'nin kuruluş sürecinden de bahseden Kavuk, konuya ilişkin şunları söyledi:
"İzmir'e bir vakıf üniversitesinin kazandırılması ve ekonomiye katkı olması için üniversitenin kuruluş sürecinde yer aldım. Tutuklu sanık Şeref Sipahi'nin ağabeyi Şerafettin Sipahi, bir gün bana gelerek İzmir'e bir üniversite kurulması gibi bir hayalinden bahsetti. Bununla ilgili olarak katkı koymam için benden destek istedi. Ben de bazı bakan ve bürokratlarla konuştum. Üniversitenin paralel devlet yapılanmasıya bağlantılı olabileceği aklıma gelmedi. Zor bir sürecin ardından üniversite kuruldu.
Bekir Baz'ın üniversiteye örgüt mensuplarının alınması için herhangi bir özveride bulunup bulunmadığını bilmiyorum. Kendi tanıdığım çok sayıdaki kişinin üniversiteye alınması için özveride bulundum. Üniversitenin inşaat işleri ve altyapı sorunları olduğundan beni mütevelli heyeti başkanı yaptılar. Böyle bir düşüncem olmamasına rağmen bana böyle bir görev verdiler. Üniversitenin ülke ekonomisine katkı sunması için yaptığımız çalışmalar sonucunda buradaki görevimi bıraktığımda ekonomiye 40 milyon dolar gibi bir katkımız olmuştu."
Örgüt toplantıları için oda ayrıldığı iddiası
Gediz Üniversitesi'nin 3. katında örgütün toplantılarının yapılması için özel bir odanın yapılmadığını öne süren Kavuk, "Burası yurt dışından gelen akademisyenler ile Ankara'dan gelen bazı hocaların konaklaması için dizayn edilmiş bir yerdi. Burada 'Salı Toplantıları'nın yapıldığından bilgim yoktur. Burası herkes tarafından bilinen bir yerdi, gizli bir yer değildi." dedi.
İddianamede, Kavuk'un örgütün "Babalar Grubu" olarak bilinen İzmir'de en üst yapılanmasında yer aldığı" suçlamasına ilişkin olarak savunma yapan Kavuk, böyle bir grubunun varlığından polis fezlekesinden haberi olduğunu iddia ederek, "Babalar Grubu"ndan bahsetmenin imkansız olduğunu ileri sürdü.
"FETÖ kesinlikle silahlı bir terör örgütüdür"
Mahkeme başkanının, "İfadenizde Fetullahçı Terör Örgütü'nden 'camia' diye bahsettiniz. Sizce FETÖ silahlı bir terör örgütü müdür?" şeklindeki sorusuna Kavuk, "Bu yapı, 17-25 Aralık sürecinden önce camiaydı ancak 17-25 Aralık sürecinden sonra FETÖ kesinlikle silahlı bir terör örgütüdür." diye cevap verdi.
İftira, dedikodu ve şehir efsanesi mahiyetindeki ifadeler yüzünden yaklaşık 9 aydır tutuklu bulunduğunu savunan Kavuk, tahliyesini, şirketleri üzerindeki kayyum kararı ve tedbirlerin kaldırılmasını talep etti.
Şeref Sipahi'nin savunması
Tutuklu sanık Şeref Sipahi, iddianamede kendisine isnat edilen suçlamaları reddettiğini belirterek, "Babalar Grubunun" toplantılarına katılmadığını öne sürdü.
Gediz Üniversitesi'nin faaliyete geçirilmesi için Sipahi Eğitim Sağlık ve Spor Vakfı'nın kurulması sürecini anlatan Sipahi, "Ağabeyim Şerafettin Sipahi, babama üniversite kurma hayalinden bahsetmiş. Sonra bu konuyu bana da açtılar. Ortaokul mezunu olduğumdan 'Bu işlerden anlamam. Ben yokum' dedim. Babam, 'Oğlum, bu üniversitede öğrenciler okuyacak. Buradan mimar ve mühendis çıkacak, iş bulup ekmek parası kazanacaklar. Bu bir hayır, hasenat işidir.' deyince babamı kırmayarak vakfın içinde bulundum. Ağabeyim kurduğu vakfın devamlılığı olması için şartnamede, en az iki Sipahi soyisimlinin de görev alması gerektiğini yazmış. Bu nedenle ben de vakfa girdim." beyanında bulundu.
Örgüt mensubu iş adamlarıyla toplantılara katılmadığını, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in yaşadığı ABD'ye hiç gitmediğini ileri süren Sipahi, mahkeme heyetinden tutuksuz yargılanma talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, Küçükbay'ın savunmasının öğleden sonra alınacağını belirterek duruşmaya ara verdi.
Operasyon
İzmir Cumhuriyet Başsavcıvekili Okan Bato'nun yürüttüğü soruşturma kapsamında, İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince, 6 ve 8 Ağustos'ta örgüte finans sağladıkları iddia edilen iş adamlarına yönelik operasyonlarda aralarında TMSF'ye devredilen Küçükbay Şirketler Grubu sahibi Ahmet Küçükbay ile gayrimenkul, otomotiv, akaryakıt sektöründeki yatırımlarıyla tanınan, FETÖ soruşturması kapsamında kapatılan Gediz Üniversitesinin kurucu üyelerinden Abdullah Kavuk'un da aralarında bulunduğu 24 kişi gözaltına alınmıştı.
İzmir'de, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, 30 Temmuz'da düzenlenen operasyonda da FETÖ/PDY'nin Ege Bölgesi'ndeki para trafiğini yürüttükleri, iş adamlarından topladıkları yüklü miktarda bağışı örgüte aktardıkları iddia edilen kuyumcu Şeref Sipahi yakalanmıştı.
Sipahi'nin de Küçükbay ve Kavuk gibi kapatılan Gediz Üniversitesinin kurucularından olduğu iddia edilmişti.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Küçükbay, Kavuk ve kuyumcu Sipahi hakkında hazırladığı iddianamede, "Terörizmin Finansmanın Önlenmesi Kanununa muhalefet, silahlı terör örgütüne üye olmak ve yönetme", Metehan Kavuk hakkında ise "Terörizmin Finansmanın Önlenmesi Kanununa muhalefet, silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamalarından cezalandırılmaları talep edilmişti.