İzmir osmanlı'da 'yahudi kıyafetleri' sergisi portekiz sinagogu'nda açıldı
Osmanlı'da 'Yahudi Kıyafetleri' sergisi Portekiz Sinagogu'nda açıldıİZMİR'deki Portekiz Sinagogu'nda açılan 'Osmanlı'da Yahudi Kıyafetleri' sergisinde, tezhip ve minyatür sanatçıları tarafından çizilmiş, Bizans döneminden 19'uncu yüzyıla kadar Yahudilerin giydiği kıyafetlerden oluşan...
Osmanlı'da 'Yahudi Kıyafetleri' sergisi Portekiz Sinagogu'nda açıldı
İZMİR'deki Portekiz Sinagogu'nda açılan ' Osmanlı'da Yahudi Kıyafetleri' sergisinde, tezhip ve minyatür sanatçıları tarafından çizilmiş, Bizans döneminden 19'uncu yüzyıla kadar Yahudilerin giydiği kıyafetlerden oluşan 61 illüstrasyon ziyaretçiyle buluştu. New York ve İstanbul'dan sonra İzmir'de açılan sergi 8 Kasım tarihine kadar ziyaret edilebilecek.
Türk Yahudilerinin Osmanlı sınırları içindeki 500 yıllık yaşamları boyunca giydikleri kıyafetleri konu alan 'Osmanlı'da Yahudi Kıyafetleri' sergisi, İzmir Sefarad Kültür Mirası Derneği, Ege İhracatçı Birlikleri ve 500'nücü Yıl Vakfı iş birliğinde açıldı. Portekiz Sinagogu'nda açılan sergi, Bizans döneminden 19'uncu yüzyıla kadar geçen sürede Yahudilerin giydiği kıyafetlerin, tezhip ve minyatür sanatçısı Ruhiefza Verdön, Olcay Çetinok ve Harika Yazıcı tarafından gerçekleştirilen illüstrasyonlarından oluşuyor. New York ve İstanbul'dan sonra İzmir'de açılan, 61 eserden oluşan sergi, 8 Kasım'a kadar ziyaretçilerle buluşmaya devam edecek. Serginin Portekiz Sinagogu'nda yapılan açılış töreninde, erkek ve kadın cansız mankenler üzerinde sergilenen, Olgunlaşma Enstitüsü'nde dikilen 'İzmir'li Gelin' kıyafeti katılımcıların ilgisini çekerken, Yahudi şarkıları çalan müzik grubu da ziyaretçilere keyifli anlar yaşattı. Ekonomi Üniversitesi Tasarım Çalışmaları Bölümü doktora öğrencisi Ceren Ege Aktaş ise yaptığı sinevizyon sunumu ile Osmanlı'da Yahudi kıyafetlerinin tarihsel sürecini ve özelliklerini anlattı.
'GRAVÜRLERİ MİNYATÜRE ÇEVİRDİK, DAHA SONRA RENKLENDİRDİK'
Sergi Küratörü Silvyo Ovadya, "Ben gravür topluyordum, bunlar genellikle uluslararası sanatçıların yaptığı gravürlerdi. Bu üç sanatçıyla tanıştığımda, 'Bunu nasıl minyatüre çevirebiliriz? Nasıl renklendirebiliriz?' diye düşündük. Yeni bulduğum gravürler oldukça bunları da ilave etmeye çalışıyorum. Gravürleri önce minyatüre çevirdik, sonra gerçekten o günün renkleri ile renklendirdik. Osmanlı'daki kartpostallardan da faydalandık" dedi.
İzmir Sefarad Kültür Mirası Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Moris Saul ise derneği tanıtarak, "Derneğimiz 10 seneden fazla süredir faaliyet gösteriyor. Sefarad kültürü ile ilgili eski objeleri sergiliyoruz, eski binaları ziyarete açıyoruz, 'Ladino' olarak adlandırılan eski İspanyolca'nın kaybolmaması için çalışmalar yapıyoruz. İzmir'in tarihten gelen çok büyük zenginlikleri var. Seviyesinden çok daha fazla turist çekmeyi hak eden bir şehir, eminiz ki bir gün gelecek, bundan kat kat daha fazla turist şehrimizi ziyaret edecek. İçinde bulunduğumuz mekan da dahil olmak üzere birçok eski sinagog var İzmir'de. Bu dünyada çok ender bulunan, hatta tek diyebileceğimiz bir özellik. Bu sinagogun çok büyük bir tarihsel önemi vardır. Bu mekan, Portekiz'den Osmanlı'ya göçen seferadlar tarafından kurulmuştur. Bu yerlerin her birinin gelen ziyaretçilerimize tanıtılması gerekiyor" diye konuştu.