İzol 'Çözüm Süreci'ne Destek Verdi
Yazdığı 'Kürt'ün Türk Aşkı' kitabıyla Kürt sorununa farklı bir açıdan bakan Hamit İzol'den çözüm sürecine destek geldi.
'Aşiret ve Öteki Yüzü', 'Ağa'nın Akmayan Gözyaşları' ve 'Kürt'ün Türk Aşkı' gibi kitaplarıyla aşiretlere, kan davalarına, Kürt sorununa ve bölgedeki sorunlara dikkat çeken Şanlıurfa Vakfı Mersin Şube Başkanı Hamit İzol, düzenlediği toplantıda çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Barış taraftarı olmak ve barışı savunmanın kendisi ve arkadaşları için en büyük şeref olduğunu söyleyen İzol, "Bana göre barışla ilgili yapılması gereken şeyler siyaseti aşmalı. Çünkü bu siyaset üstü bir konu. Biz burada vakıf olarak hiçbir partinin ne temsilcisiyiz, ne devamıyız ne de içindeyiz. Gelecekte çocuklarımızın ölmemesi ve insanlarımızın yarın yan yana kardeşçe yürüyebilmesi ve aynı şehirde yaşayabilmeleri için bu barış gereklidir. Bazıları 'barış böyle olacaksa olmasın' diyor, ben de diyorum ki bu barış olsun da nasıl olursa olsun. İnsanlarımız ölmesin, nasıl ölmezse ölmesin" dedi.
Son 3 aydan bu yana ne bir tek asker ve polisin ne de dağdakilerden kimsenin ölmediğini belirten İzol, "Bu bizim için sevinç kaynağıdır. Bir kişi dahi bu 3 ay içinde ölmemişse bu büyük bir olaydır. Çünkü bir insan bin insan demektir. Ateş düştüğü yeri yakar, bir insanın ölümü onun ailesi ve çevrisini yok eder. Evlat acısı yaşamamış, evlat acısı görmemiş, çocuk sahibi olmayan insanlar bunun farkında değildirler. Ama dünyanın en büyük acısı evlat acısıdır. Ölen çocuklar, bu işten rant elde eden insanların umurunda olmaz. Ama çocukları ölen insanların ömrü ona zindan olur ve hayatının sonuna kadar sevdiklerinin mezarlarını ziyaret etmek zorunda kalırlar. Şimdi her iki taraftan da evlatlarını kaybedenler, acılarını yüreklerine gömmüşler, bağırlarına taş basmışlar ve barış istiyorlar. Barışı istemeyenlere baktığınızda böyle kaygıları olmayan insanlardır" diye konuştu.
O yüzden artık bu ülkede barışın tesis edilmesi gerektiğini söyleyen İzol, şöyle devam etti:
"Her şekilde barış diyoruz. Hangi haklar verilir, hangi haklar verilmez biz onun hesabında değiliz. Biz diyoruz ki, ülkemizde barış olsun, ülkemizde gözyaşı dökülmesin, insanlar birbirini kucaklasın. Bosna'daki olayı herkesin gidip görmesi lazım. Aynı ırktan olan, aynı dili konuşan üç kesim bir anda birbirlerine girmişler ve ölümler yaşanmış, sonunda parçalanmışlar. Bu insanlar aynı ırktan geliyor, aynı dili konuşuyor, tek farkları inançları. Bizim ülkemizde öyle bir durum yok. Hepimiz tek dine inanıyoruz. O yüzden Türk ve Kürt'ün birbirini kabullenmesi, beraber yaşaması, birbirlerine çocuklarının ismini vermesi, aynı mahallede, aynı apartmanda birlikte yaşayabilmesi için bu kanın durması lazım. Ülkesini seven, Allah'ını seven, insanını seven herkesin bu barışa destek olması lazım. Ülkemizde kan dursun, insanlarımız birbirini öldürmesin. Bugün Türk ve Kürt iç içe geçmiş haldedir. Kız alıp, kız vermiştir. Bizim birbirimizden ayrılmamız zaten teknik olarak da mümkün değildir. Bu ülkede neredeyse her evde iki taraftan birileri mevcuttur. Bu ülkede Türkü ile Kürdü ile Arabı, Çerkezi ile diğer etnik grupları ile biz bir bütünüz. Biz hepimiz birbirimizi seviyoruz. Bizim tek istediğimiz bu sevgimizin devam etmesidir. Kimse bizim üzerimizden rant hesabı yapmasın, kimse bizim kanımızdan para kazanmasın. Biz buna meydan vermeyelim. Ülkemizde esen bu barış rüzgarını daha da hızlandıralım. Bu sürece önayak olanlara moral verelim, destek olalım." - MERSİN