Kabataş Kazasına Neden Olan Şoför: Aracı Denize Uçuracaktım
Kabataş kazasına neden olan otobüsün şoförü Eyüp Er, kaza sonrası ilk kez konuştu. Şoför Er, "İskele önünde insanlar olsaydı aracı denize uçuracaktım." dedi.
İstanbul Kabataş’ta 1 sürücü, 5 yolcu ve 13 yayanın yaralandığı kazaya neden olan otobüsün sürücüsü Eyüp Er, Milliyet’ten Mert İnan'a konuştu. Torunu Ege’ye sarılarak, yaşadığı şoku atlatmaya çalışan Er, yaşanan talihsiz kazanın ayrıntılarını anlatırken zaman zaman gözleri doldu.
"GECELERİ UYUYAMAZ OLDUM"
İETT’de 18 yıl otobüs kullandıktan sonra emekli olan ve 3 yıldır Otobüs A.Ş’de çalışan 54 yaşındaki Er, “Psikolojik destek alacağım. Her gece yaralanan insanlar için dua ediyorum. Tek dileğim yaralı kardeşlerimin bir an önce sağlıklarına kavuşması. Evden çıkacak durumda değilim. Hangi insan böylesi bir kazaya neden olmak ister. Çok üzgünüm. Kendimi, 20 yıllık meslek hayatımda ilk kez insanların yaralandığı bir kazanın içinde buldum. Evlat ve torun sahibiyim. Bir can bile incinsin istemem. Geceleri uyuyamaz oldum. Tam uykuya dalar gibi oluyorum, aklıma kaza anı ve yaralı kardeşlerim geliyor. Bu kez gözlerim açılıyor. İçime sıkıntılar doluyor. Herkesten çok özür diliyorum. İçimde yaşadığım acıyı tahmin bile edemezsiniz” dedi.
"ARAÇ AMBELEYE KALKTI"
Kaza anını anlatan Eyüp Er, şunları söyledi:
“Bizim meslekte sabit bir hatta çalışmazsınız. Kısa zaman aralıklarıyla güzergâhlarımız değiştirilir. 63 Kabataş-Kağıthane hattındaki ilk iş günümde böyle bir olay yaşandı. Kazaya karışan otobüs 2013 modeldi. İlk iş günümden 3-4 gün önce başka bir hattan getirildiğini öğrendim. Aracın periyodik bakımlarının yapıldığını biliyorum. Zaten garanti süresi bile dolmamış olması gerekir. Ancak bu tür elektronik donanımlı otobüslerde milyonda bir bile olsa beyin sistemi beklenmedik şekilde devreye geçebiliyor. Araç beyin dediğimiz elektronik aksamdaki arızadan dolayı sürücünün inisiyatifi dışında hareket etmeye başlıyor. Başıma gelen daha önce de başka arkadaşlarımızın başına geldi. Arkadaşlar arasında buna ‘araç ambeleye kalktı’ deriz.”
"İSKELEDE İNSAN OLSA ARACI DENİZE UÇURACAKTIM"
“Duraktan kalkmaya hazırlanırken, ben daha gaza basmadan araç hareket etmeye başladı. 10 metre önümdeki trafik ışıklarında karşıdan karşıya geçen onlarca insan vardı. Frenler taş kesmişti. Tüm gücümle frenlere bastım ama araç durmuyordu. İnsanları ezmemek için boşluk bulduğum yere direksiyonu kırdım. Aklımdaki tek düşünce kimseye zarar vermeden, direksiyon hakimiyetini yitirmeden bir yere çarparak durabilmekti. Bunlar anlık, saniyeler içinde gelişen hadiseler. Şayet tek elimle, el freni, imdat kolu veya vites tuşlarına basmaya kalksam direksiyon hakimiyetini kaybedip trafik ışıklarındaki 10-15 kişiyi ezmek zorunda kalacaktım. Direksiyonu kırmamış olsam çok büyük bir felakat yaşanırdı. BUDO iskelesindeki boşluğu görünce araya daldım. Şayet Adalar iskelesinin önünde insanlar olsaydı aracı denize uçururdum. Direksiyonu kırdığım boşlukta insanlar bulunmuyordu. Frenlere bütün gücümle asıldım ancak frenler taş kesti. Araç durmuyordu. Karşıma çıkan kapı ve taksiye çarpmak zorunda kalınca, insanlar yaralandı ve taksinin altında kalan kardeşlerim oldu.”
"ONLAR İYİ OLSUN BAŞKA BİR ŞEY İSTEMİYORUM"
“Çok üzgünüm. Büfeye vurup durduktan sonra aracın içinde sıkıştım. Büfenin demiri alnıma giriyordu. O anlarda bile kimsenin zarar görmemiş olmasını diliyordum. Oğlum, sürekli yaralıların aileleriyle görüşüyor. Şişli Etfal’de tedavisi devam eden Kübra’nın durumunun iyi gittiği yönünde bilgi aldık. Okmeydanı Hastanesi’nde yatan Elif Balkeser’in durumunun ciddiyetini koruduğunu öğrendim. Elif Hanım için endişeliyim. Hayattaki tek dileğim yaralı insanların sağlıklarına kavuşması. Onlar iyi olsun başka hiçbir şey istemiyorum. İyileştiklerinde ben de kendilerini ziyaret ederek, helallik almak istiyorum. Ancak şu aşamada ailelerin karşısına çıkacak gücü bulamıyorum. Kübra Dere için kan bağışı yaptık. Yapmaya da devam edeceğiz.”
"SOKAĞA ADIM ATACAK HALİM YOK"
“Mahkemenin atayacağı bilirkişi dışında aile olarak İTÜ’den bilirkişi talep edeceğiz. Psikoteknik testlerim, sürücü belgelerim eksiksiz. Tazminat davası açılması durumunda ne yapacağımı da bilmiyorum. Mesleğe geri döneceğimi sanmıyorum. Mesleğe dönmeyi bırakın, sokağa adım atacak halim yok. Bu dava sürecek. Yargı önüne çıkacağım. İnsanlar sadece kasıtlı olmadığımı, teknik sorundan dolayı aracın durmadığını bilsinler. Ben direksiyonu, anlık refleks ile en boş gördüğüm yere kırdım. Araç durmuyordu. Düz gitmiş olsam trafik ışıklarındaki 10-15 kişiyi ezmek zorunda kalırdım.”