Kadın eğitmen, okuma yazma bilmeyenler için kasalı kamyonetiyle köy köy dolaşıyor
Şehir yaşamından sıkılarak Bilecik'in Söğüt ilçesindeki Gündüzbey köyüne yerleşen 3 diplomalı Tuğba Nur Özdemir, haftanın 6 günü kendi kullandığı kasalı kamyonetiyle çevre köylere ulaşarak her yaş grubundan kişiye okuma yazma öğretiyor.
Şehir yaşamından sıkılarak Bilecik'in Söğüt ilçesindeki Gündüzbey köyüne yerleşen 3 diplomalı Tuğba Nur Özdemir, haftanın 6 günü kendi kullandığı kasalı kamyonetiyle çevre köylere ulaşarak her yaş grubundan kişiye okuma yazma öğretiyor.
Eşi ve iki çocuğuyla 2 yıl önce köy hayatını tercih eden 35 yaşındaki Tuğba Nur Özdemir, gündelik ev işlerinin yanı sıra hem bağ bahçe işlerini yapıyor, hem de küçükbaş hayvanlarına bakıyor.
İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Yıldırım ile Söğüt Halk Eğitim Merkezi Müdürü Bekir Kebeli'nin girişimleri sonucu köylerde okuma yazma bilmeyen vatandaşlara eğitim vermesi için teklif götürülen Özdemir, kurs eğitmenliğini kabul etmesiyle haftanın 6 günü köy köy dolaşmaya başladı.
Özdemir, açılan kurslara kendi kullandığı kamyonetle giderek her yaş grubundan kişiye okuma yazma öğretiyor.
İşletme, perakende ve mazağa yöneticiliği ile adalet bölümlerinden mezun olan, İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesinde çocuk gelişimi bölümünde ise öğrenimine devam Özdemir, eğitim aşkıyla da örnek oluyor.
"Kurslarımız günde 4 saat sürüyor"
Tuğba Nur Özdemir, AA muhabirine, eşiyle aldıkları kararla şehir hayatını bırakıp köyde yaşamaya başladıklarını söyledi.
Köyde gündelik hayatlarının sabahın ilk ışıklarıyla başladığını belirten Özdemir, "İlk önce dışarı çıkıp ben mutfaktaki kuzinenin odunlarını alırım. Eşim büyük kazanın odununu alır. Ben içerideki sobayı, eşim de kazanı yakar. Eşimle dama geçip hayvanların yemlerini önlerine koyarız. Ben hayvanları suya çıkardığımda eşim damı temizler. Daha sonra kahvaltımızı yaparız." dedi.
Sabah evdeki işlerini tamamladıktan sonra kendilerine ait açık kasa kamyonetle okuma yazma kursuna gittiğini anlatan Özdemir, eğitici olarak görev almanın mutluluğunu yaşadığını ifade etti.
Kursa yönelik yaptığı çalışmalara değinen Özdemir, şöyle devam etti:
"Kurslarımız günde 4 saat sürüyor. Kursiyerler bazen harfleri tutturunca gerçekten duygulanıyorlar. Gözleri doluyor. O gerçekten çok güzel bir duygu. İçlerinde 'Hocam ben de senin gibi ehliyet almak istiyorum. Okuma yazmayı bir öğreneyim, ben de kursa gideceğim' diyorlar. Ben de 'İnşallah yaparsın' diyorum. Çünkü bu konuda adım atmak çok önemli. Kadınların gerçekten hiçbir konuda geride kalmaması gerekiyor. Onlar mutlu olduğunda ben gerçekten çok mutlu oluyorum. İlk diplomalarını aldığında dünyalar benim olacak."
Kamyonet kullanırken görenler şaşırıyor
Köydeki işlerini yapabilmek için kamyonet aldıklarını dile getiren Özdemir, "Köylere kursa giderken kasalı kamyonetimle gidiyorum. Kamyonetle ilk derse gittiğimde 'Hocam eşiniz bizi nerede bekliyor' diye sordular. 'O gelmedi, evde çocukların başında duruyor' dedim. 'Bu araba nasıl burada' diye sorduklarında 'Ben kullanıyorum' diye cevapladım. Şaşırdılar, yolda yanımdan geçerken şaşkınlıkla bakma ifadelerini görüyorum." diye konuştu.
Özdemir, kursiyerlere ders vermek için ulaşımda zorlandığı zamanlar olduğunu aktararak "Kış şartlarında zor oldu. İş makinelerinin mutlaka yolu açması lazım. Burası çok güzel kar yağışı alıyor. Greyder yolu açtığı takdirde ben arkasından yavaş yavaş gidiyorum." dedi.
Kurstaki görevinin ardından evdeki işlerine döndüğünü anlatan Özdemir, çocuklarını uyuttuktan sonra da ders çalışabildiğini kaydetti
Gökhan Özdemir ise eşinin kurslarda görev almasından mutluluk duyduğunu ifade ederek, "Okumayı çok seviyor. Her zaman destek veriyoruz. Kendisi aşağı yukarı 15 yıldır üniversite hayatını da yaşıyor. 4'üncü üniversitesini okuyor. Herkese örnek olması beni ayrıca mutlu ediyor." ifadesini kullandı.