Haberler

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü

Abone Ol

Şefkat Der Başkanı Bulan:  "Türkiye'de kadına şiddet uygulayan erkekler genelde tutuksuz yargılanıyor, cezaları erteleniyor, bu da caydırıcılığı önlüyor"

Şefkat-Der Başkanı Hayrettin Bulan, Türkiye'de kadına şiddet uygulayan erkeklerin genelde tutuksuz yargılandığını, cezalarının ertelendiğini belirterek, bunun da caydırıcılığı önlediğini vurguladı.

Bazı siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile akademisyenler, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle yazılı açıklama yayınladı.

Şefkat-Der Başkanı Bulan, Türkiye'de kadına şiddet uygulayan erkeklerin genelde tutuksuz yargılandığını, cezalarının ertelendiğini belirterek, bunun da caydırıcılığı önlediğini vurguladı.

Bulan, yaptığı yazılı açıklamada, şiddet uygulayan erkekler için tam teşekküllü rehabilitasyon merkezleri açılması gerektiğini kaydederek, şu öneride bulundu:

"Bu rehabilitasyon merkezlerinin bazıları Türkiye'nin ıssız adalarında açılabilir ve mahkemeler şiddet uygulayan erkekleri zorunlu olarak rehabilitasyon merkezlerine yerleştirebilir. Şiddet uygulayan erkeklerin belli bir dönem Türkiye'nin ıssız bir adasına yapılacak komplekste ıslah, tedavi, topluma kazandırma rehabilitasyonuna tabi tutulması, sonrasında da elektronik kelepçe ile takip edilmeleri, benzer bir şiddet fiilinde bulunmasına karşı oldukça faydalı ve caydırıcı olacaktır."

-Kadına yönelik şiddette artış

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Dokuzcan, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de son yıllarda kadına yönelik şiddette büyük artış olduğunu savundu.

Türkiye'de evli kadın nüfusunun yüzde 39'unun fiziksel, yüzde 15'inin cinsel şiddete, yüzde 44'ünün ise duygusal istismara maruz kaldığını aktaran Dokuzcan, cinsel saldırıya uğrayan kadınların çoğunun korku ve baskı gibi gerekçelerle şikayetçi olmadığını, öldürülen her iki kadından birinin kendi hayatına dair bir karar vermek istediği için öldürüldüğünü kaydetti.

-"Haksız tahrik uygulaması kamu vicdanını rahatsız ediyor"

A?nkara Barosu Gelincik Merkezinin yazılı açıklamasında da, Türkiye'de kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığı savunularak, yasal düzenlemelere rağmen yeterli eğitimin yapılmaması ve ilgililer arasında işbirliği sağlanamaması nedeniyle kadına yönelik şiddetle mücadelenin başarısız olduğu ileri sürüldü.

"Yargılanan şüphelilere, cezalarda ciddi oranda indirim sağlayan haksız tahrik ve iyi hal indirimi uygulanması cezalarda caydırıcılık ilkesinin ihlaline neden olmakta ve 'kamu vicdanını' da rahatsız etmektedir" denilen açıklamada, kadın ekonomik özgürlüğünü elde etmeden, birey olarak dikkate alınmadan kadın-erkek eşitliğinden, demokrasiden ve şiddetle mücadeleden söz edilemeyeceği belirtildi.

-"Şiddet konusunda farkındalık geliştirilmeli"

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Halk Sağlığı Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hilal Özcebe de, şiddetin sadece fiziksel olmayacağının, duygusal, cinsel ve ekonomik eylemlerin de şiddet barındırabileceğinin altını çizerek, "Bu tür şiddetin kişiler tarafından şiddet olarak algılanması için farkındalığın geliştirilmesi gerekmektedir" değerlendirmesinde bulundu.

Kadınların şiddetten korunmak için nasıl bir yol izleneceği konusunda danışmanlık ve hizmet alabileceği yerleri öğrenmesi gerektiğine vurgu yapan Özcebe, şunları kaydetti:

"Kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olmasına ilişkin tüm çevre koşullarının sağlanması, toplumun tutum ve davranışlarının hak tabanlı bir yaklaşıma sahip olması temel ön koşuldur. Bu şekilde halk sağlığının geliştirilebilmesi için gerekli olan ön koşul sağlanmış olacaktır. Bu ön koşulun sağlanamadığı durumda kadın, erkek, çocuk ve yaşlı sorunlarına yönelik halk sağlığı sorunlarının çözümlenmesi çok daha güç olacaktır."

-"Şiddet, kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasıyla azalır"

Türkiye Psikiyatri Derneği adına  Prof.Dr. Şahika Yüksel, Doç. Dr. Ayşe Devrim Başterzi ve Doç.Dr. Leyla Gülseren imzasıyla yapılan yazılı açıklamada da, en ilkel toplumlardan en gelişmiş toplumlara kadar bütün kadınların fiziksel, cinsel, ekonomik ve psikolojik şiddete maruz kaldığına, kadınların temel seçimlerinin kural koyucu ve yasa yapıcı erkekler tarafından belirlendiğine işaret edildi.

Kadına yönelik şiddetin, toplumda her alanda kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasıyla azaltılabileceği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Biz ruh sağlığı uzmanları olarak ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitliğini geliştirmeye yönelik politikaların hızla yaşama geçirilmesini talep ediyoruz ve kadına yönelik şiddeti arttıran tüm söylemleri kınıyoruz.

Uluslararası kuruluşlar, çocuk yaşta evlilikleri engellemek için ülkelere çağrıda bulunurken Türkiye'de eğitim, sağlık, ekonomi alanında yapılan düzenlemeler ergen evliliklerinin önünü açmaktadır. Çocuk evliliklerinin önüne geçmek için etkin sosyal politikalar geliştirmeli ve bu durumu destekleyen tüm düzenlemeler hızlıca geri çekilmelidir.

Kadınların statüsünü güçlendirmenin en temel yolu kadınların güvenceli şekilde çalışmalarının ve kendi yaşamalarını bağımsız şekilde sürdürecek geliri elde etmelerinin önünün açılmasıdır." - Ankara

Kaynak: AA / Güncel

Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title