Kadınlar Her Alanda Güçlendirilmeli
İstanbul Bilgi Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, dünya üzerinde 3 kadından birisinin en az 1 kere fiziksel veya cinsel saldırıya maruz kaldığını söyledi.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, dünya üzerinde 3 kadından birisinin en az 1 kere fiziksel veya cinsel saldırıya maruz kaldığını söyledi. Prof.Dr. Şerifoğlu, önümüzdeki 10 yılda 15 milyon kız çocuğunun da 'çocuk evliliği' yapmasının beklendiğini çözümün kadınları her alanda güçlendirmek olduğunu ifade etti.
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi ile Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı Akademi Kadın Çalışmaları ve Sorunları birimi tarafından 'Akademide Kadın Çalışmaları' konulu panel düzenlendi. Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen panele; Rektör Prof.Dr. Filiz Kılıç, YÖK Başkanlığı Akademi Kadın Çalışmaları ve Sorunları Birimi Başkanı Prof.Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, İl Müftüsü Yakup Öztürk, İstanbul Bilgi Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Sümeyra Buran, üniversitelerden akademik ve idari personel, sivil toplum örgütleri temsilcileri, öğrenci ve davetliler katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Rektör Prof.Dr. Filiz Kılıç, kadın ve erkeğin insanlığı oluşturan ve onu anlamlı kılan vazgeçilmez parçalar olduğunu söyledi. Rektör Prof.Dr. Kılıç, bir kutsal bütünün diğer yarısı olan kadının, insanlığa düşman olan kişilerce özellikle son yıllarda hor görüldüğünü, aşağılandığını, geri plana itildiğini, şiddete maruz kaldığını ve daha sayılamayacak kadar türlü olumsuzluklarla karşı karşıya bırakıldığını belirtti. Prof.Dr. Kılıç, şöyle devam etti:
"Ne yazık ki kadın, artık bu olumsuzluklarla anılır hale gelmiştir. Ne hazindir ki bu durum, sadece ülkemizde değil dünyanın genelinde böyledir. Kadına tesir eden her olumsuzluk insanlık hanesinin yıkılması anlamına gelir. Bu duruma engel olmak için her bir bireye büyük görevler düşmektedir. Bu problem, sadece ülkemizin değil bütün dünyanın ortak problemidir."
YÖK Başkanlığı Akademi Kadın Çalışmaları ve Sorunları Birimi Başkanı Prof.Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, birim olarak üniversitelerdeki kadın araştırmacılarla hem teorik hem de pratik olarak bu yıl içerisinde ülkenin 8 bölgesinde bu tür toplantılar yaparak bir farkındalık oluşturmayı hedeflediklerini söyledi. Prof.Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, YÖK tarafından bir komisyon kurularak 'Toplumsal cinsiyet eşitliği nedir; ne değildir?', 'Üniversiteler bu konuda ne yapabilir; ne yapamaz?' konularında bildirge yayınlandığını ve üniversitelere gönderildiğini anlattı. Prof.Dr. Prof.Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, şöyle konuştu:
"Bugün yaptığımız toplantı da bunlardan biri. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin ortaya konması, yerleşkelerde güvenliğin sağlanması, akademik ve idari personel ile öğrencilerin toplumsal cinsiyet eşitliliği ve adalete ilişkin eğitimler almalarının sağlanmasına dair bir tutum belgesi yayınlandı. Bu çalışmalar YÖK tarafından da kredilendiriliyor ve ders haline getiriliyor."
Slayt gösterimi ile kadınların neler başarabileceğine dair örnekler veren Prof.Dr. Şener Komsuoğlu, "Genç öğrenciler ve akademisyenler ne olursanız olun aslen yapmak istediğiniz mesleğinize hiçbir şey mazeret olamaz" diyerek konuşmasını tamamladı.
Panele konuşmacı olarak katılan İstanbul Bilgi Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu ise, şöyle dedi:
"Türkiye Cumhuriyeti; bir kadın projesi, kadın özgürlüğü hareketinin başlangıcıdır. İnanın ki, Avrupa'nın birçok ülkesinden çok daha iyi ve çok önce başlamış bir harekettir. Dünyanın en fakir, okur yazarlıktan en yoksun topluluğu kadınlar. Dünya üzerinde 3 kadından 1'i yaşam süresi boyunca en az bir kere fiziksel veya cinsel saldırıya maruz kalıyor. Önümüzdeki 10 yılda 15 milyon kız çocuğu 'çocuk evliliği' yapacak. Çözümü ise kadınları güçlendirmektir. O yüzden bugün buradayız ve o yüzden bu konuları konuşuyoruz."
Türk yüksek öğretim alanında akademik kariyerle ilgili hiç bir engel olmadığını söyleyen Şerifoğlu, şöyle konuştu:
"Bizim sistemimiz eşitlikçi, performans bazlı bir sistemdir. Üstelik kadın profesör oranı tüm Batı ülkeleri içerisinde en iyi bizdedir. Yani kadın akademisyenlerin varlığı konusunda görevli olarak Batı ülkelerine kıyasla daha iyi durumdayız. Ama yükseköğretimin karar mekanizmalarında, yönetim basamaklarında, liderlik basamaklarında kadınlar temsil edilmiyor. Yani akademisyen kadınlar olarak Avrupa'dan daha iyi durumda olmamıza rağmen, gelin görün ki yöneticilik ve idarecilik pozisyonlarında gerideyiz. Bir kadının yükselmesi, bir yerlere gelmesi için büyük mücadele etmesi gerekiyor. Diğer taraftan kadınların esas sorunlarından bir tanesi de 'kendi isteksizlikleri'. Yani kadınlar yöneticilik pozisyonlarına aday olmuyor, parmak kaldırmıyor, 'ben yaparım' demiyorlar. Çünkü aile-iş dengesini kurarken kendisine destek olacak; kreş, çocuk bakımı yani kadının üstlendiği bütün rollerin kurumsal bir yapı tarafından yapılmaması sebebiyle kadınlar bocalıyor ve hem onu hem bunu yapamam sanıyor. Bu nedenle kadınların başka rol modeller ile biraya gelmeleri ve getirilmeleri gerekiyor. Bize düşen en büyük görev ise kadınları eğitmeye ve desteklemekle beraber genel olarak bir kültür değişimine ihtiyacımız var. Bu değişim yine kadınların çabasıyla olacaktır." - Nevsehir