Kafkas Sürgününün 150. Yıl Dönümü Hatimlerle Anıldı
İnegöl Çerkez Adıge Kültür Derneği tarafından Kafkas sürgününün 150. yıl dönümü dolasıyla hatim duası ve anma gecesi tertiplendi.
İnegöl Çerkez Adıge Kültür Derneği tarafından Kafkas sürgününün 150. yıl dönümü dolasıyla hatim duası ve anma gecesi tertiplendi.
Sani Konukoğlu Konferans Salonu'ndaki programa Belediye Başkan Vekili Turgay Yel, İnegöl Müftüsü Bayram Canbey, Adıge Cumhuriyeti Müftü Yardımcısı Mışe Afsar, dernek üyeleri ile çok sayıda vatandaş katıldı. İnegöl Çerkez Adıge Kültür Derneği Başkanı Mustafa Sevim, "300 yıl süren Kafkas-Rus savaşlarının sona ermesinden sonra atalarımız 21 Mayıs 1864 yılında binlerce yıldır yaşadıkları topraklarından sürüldü. Bu tarihten sonra Çerkez toplulukları dünyanın çeşitli ülkelerine dağıldı. Sürgünde birçok insan hayatını kaybetti. Sürüldükleri topraklarda ise hastalık, açlık ve yoksulluk gibi problemlerle karşı karşıya kaldılar. Tarihin en büyük kitlesel nüfus hareketlerinden biri olarak kabul edilen Çerkes sürgünü esnasında çok kişi öldü. Çerkezler, gemilere taşıma kapasitesinin çok üzerinde bindirildi. Bu yüzden batan çok gemi oldu. Günümüzde bu yüzden balık yemekten uzak duran çok sayıda Çerkes olduğu biliniyor. Özellikle büyüklerimiz, balıkların atalarını yediğini, balık yemeleri halinde kendi atalarını yiyeceklerini düşünüyor. Sürgüne tabi tutulan nüfusun en az dörtte birinin yolculuk, kamp hayatı ve yeni yerleşim yerlerine uyum sırasında öldüğü kabul ediliyor" dedi.
Bütün dünyanın Güney Amerika'da İnkaların nasıl yok edildiğini, Amerika'da Kızılderililerin başına gelenleri bildiğini hatırlatan Sevim, "Yahudi soykırımını herkes bilir. Ama Çerkez toplumunun 150 yıl önce yaşadığı büyük trajediyi çok az kişi bilir. Çerkezler, tarihlerini iyi bilmek ve öğrenmek zorundadır. Biz bundan sonra daha talepkar olacağız. Çerkez halkı istemekten utanır. Ama artık biz de, var olmak için haklarımızı daha yüksek sesle dile getirmek zorundayız. Taleplerimizi dile getirirken de, haklarımızı bilmek, onun için tarihimizi iyi okumak durumundayız. Çünkü, haklarımızın kaynağı tarihimizdedir. Sürgünden sonra, Osmanlı ve cumhuriyet dönemlerinde bütün savaşlarda yer aldık. Çerkez toplumu olarak biz bu toprakların bedelini kanlarımızla ödedik, vatan yaptık. Kültürümüzü, dilimizi yitirmek pahasına, bize biçilen görevleri yerine getirdik. Bu görevlerimizi de yerine getirmeye devam edeceğiz. Bugün 1864 Çerkez sürgününün 150. yıldönümü. Çarlık Rusya'sı ile savaşta şehit düşen atalarımızı ve bütün Kafkasyalıları selamlıyoruz. Soykırımda ve sürgün yollarında can veren atalarımıza, rahmet diliyoruz. O büyük felaketten sağ kurtulan atalarımızı bağrına basan Osmanlı Devleti'ni hürmetle anıyoruz. Bizi içlerine alan Anadolu, Suriye, Ürdün, Filistin, Bosna ve Kosova halklarına şükran sunuyoruz. Atalarımızın yurdu, hasretimiz Kafkasya'ya Cenab-ı Hak'tan hürriyet diliyoruz. Yarım kalmış bir hesaptır Kafkasya" dedi.
"SÜRGÜNÜN SEBEBİ, RUSYA'NIN İNSANSIZ BİR ÇERKEZYA İSTEMESİYDİ"
Büyük Kafkasya sürgünü hakkında bilgiler veren tarihçi Mahmut Bi ise, bu trajik olayda Çerkeslere sahip çıkan tek ülkenin aynı dine mensup Osmanlı Devleti olduğunu söyleyerek, "Eğer o dönemde İngilizlerin düşündükleri gerçekleşmiş olsa idi biz Çerkezler bugün Afganistan dağlarında yaşama mücadelesi veriyor olabilirdik. Rusya'nın işgal sırasında Çerkez halkına karşı uyguladığı soykırım, gaddarlığın tarihte bir benzeri yoktur. Bu olay muhaceret, sürgün, büyük göç, soykırım, kara gün, yistanbulakue gibi adlarla anılır. 1991 yılında kurulan Dünya Çerkeş Birliği (Düneyipso Adige Xase) Nalcık şehrinde 20 Mayıs 1991 tarihinde ilk düzenlenen kongrede aldığı tarihi bir kararla, Çerkez halkının sürgün edildiği 21 Mayıs tarihini, 'Sürgün ve Soykırımı Anma Günü', 'Kara Gün' olarak bütün dünyaya ilan etmiştir. Bu olaylardan son derece rahatsız olan Rusya yönetiminin siyasi manevralarda bulunmaya başladığını görüyoruz. Bunlardan biri, 21 Mayıs'ın 'Sürgünü Anma Günü' olarak değil, savaşın sona eriş günü olarak anılmasını, yıllardır Kafkas-Rus Savaşı olarak yazılan olayın, Kafkas Savaşları olarak anılmasını sağlama çabasıdır. Bu manevraların maksadı, sürgün konusunun kapanması ve dolayısıyla Çerkezlere uygulanan soykırım gerçeğinin yeni nesillere unutturulmasıdır" dedi.
Tarihçi B, soykırım denince yalnızca Yahudiler ve Ermenileri hatırlayan batı ülkelerinin artık Kafkasya bölgesinde soykırıma uğrayan Çerkezler ve diğer otokton halkları da göz önüne almalarını istedi.
Konuşmaların ardından Kafkas sürgünün yıl dönümü dolayısıyla okunan hatimlerinin duası yapıldı. Program ikram ile son buldu. - BURSA