Haberler

Kamu-Özel İşbirliğinde İflas Tehlikesi

Abone Ol

Mhp Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, Türkiye'nin son 10 yılda hız verdiği özelleştirme politikalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan aralarında Körfez Geçiş Projesi, 3'üncü Boğaz Köprüsü ve şehir hastaneleri gibi pek çok yatırımın bulunduğu, tutarı 115 milyar doları bulan 164 tane kamu-özel işbirliği (KÖİ) projesinden taahhüt edilen gelir sağlanamazsa zararın devlete kalacağına dikkat çekti.

Mhp Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, Türkiye'nin son 10 yılda hız verdiği özelleştirme politikalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan aralarında Körfez Geçiş Projesi, 3'üncü Boğaz Köprüsü ve şehir hastaneleri gibi pek çok yatırımın bulunduğu, tutarı 115 milyar doları bulan 164 tane kamu-özel işbirliği (KÖİ) projesinden taahhüt edilen gelir sağlanamazsa zararın devlete kalacağına dikkat çekti. Tanrıkulu, "Siyasi oy avcılığı için duyurulan projeler önümüzdeki günlerde tel tel dökülebilir. Zira küresel ekonomide ve finansal sistemde para bolluğunun sonuna gelinmiştir" dedi.

Mart ayı başında Kalkınma Bakanlığı, kamu-özel ortaklığıyla yürütülen büyük projelerde uzun vadeli fon sıkıntısı yaşanabileceği uyarısında bulundu. MHP Genel Başkan Yardımcısı, İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, özel sektör tarafından yapılan projelerin taşıdığı olası risklerin gerçekleşmesi halinde yükün büyük bölümünün kamuya kalacağına dikkat çekti. Tanrıkulu, bu uyarının ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek tarafından da doğrulandığını savunarak, "Garanti verilen eldeki tüm projeler bir kez daha gözden geçirilerek, en yüksek fayda sağlanabilecekler ön plana alınmalıdır" diye konuştu.

"KAYNAK YARATAMAYINCA KÖİ DEVREYE GİRDİ"

Yatırım büyüklüğü 115 milyar dolar olan 164 tane kamu özel işbirliği projesinin bütçede görünmediğine ve Hazine garantisi kapsamında olduğuna dikkat çeken Tanrıkulu, şöyle konuştu:

"AKP döneminde kamunun KÖİ projelerinde devreye sokulmasının nedeni, yatırım için kaynak yaratılamamasıdır. Bu alandaki kur yükü ve tehlikesi tamamen Hazine'nin, yani Türkiye'nin sırtındadır. Hazine garantili dış borç stoku ise 2002 yılından itibaren artışa geçerek, 2006 yılında 4.4 milyar dolar olmuş, 2015 Eylül ayında ise rekor seviyelere çıkarak 11 milyar doları aşmıştır. Bu son yirmi yılın en yüksek rakamıdır."

YABANCI BANKALAR NEDEN HAZİNE GARANTİSİ İSTİYOR?

MHP'li Tanrıkulu, yabancı bankaların bir Türk bankasına, Hazine garantisi olmadan borç vermediğine dikkat çekerken, "Bankalarımızın finansal yapılarında sorun olmadığına göre yabancı bankalar tarafından ek garanti istenmesinin nedenlerinden birisi muhtemelen garanti verilecek projelerin yetersiz olmasıdır" dedi.

3'ÜNCÜ KÖPRÜ İÇİN DE GEÇERLİ

Kamunun yeterince fizibilitesi yapılmamış projelere garanti verdiğini iddia eden Tanrıkulu, 3'üncü Köprü ve Körfez Geçiş Projesi'ni buna örnek gösterdi. Tanrıkulu, "Kamuoyunda '3'üncü Köprü' olarak bilinen Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yapan firmaya, kamu, köprüden araç geçse de, geçmese de günlük 135 bin aracı garanti etmiş durumdadır. Küçük araçlar için 3 dolar üzerinden hesap yapılarak, günlük garanti gelir 405 bin dolar, yıllık ise 147 milyon 825 bin dolardır. 10 yılda ödenecek rakam ise 1.5 milyar doları aşacaktır" diye konuştu.

KÖRFEZ GEÇİŞİNDE GELİR GARANTİSİ SORUNU

Karayolları Genel Müdürlüğü (TCK) Körfez Geçişi Projesi'ndeki olası aksaklıklar için de açıklama yapan Tanrıkulu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu proje için günlük 40 bin araç ve 35 dolar ücret ile yıllık 511 milyon dolar gelir garantisi vermiştir. Yapımı yıl sonuna doğru bitecek olan köprüden, enflasyon farkı da hesaba katıldığında 39 dolar+ KDV yani bugünkü kurdan yaklaşık 140 lira geçiş ücreti ödemeyen burayı kullanamayacaktır. Bu geçiş ücretini ödeyebilecek çok fazla kullanıcı olmasa da, bunun garantisi vardır. Burada garanti edilen gelirden eksik kalan kısmı TCK'nın ödeme taahhüt etmesidir. TCK'nın parası bu duruma yetmezse, bütçeye ödenek koyularak TCK'nın bu açığı kapatılacaktır."

HASTANE İHALELERİNDE KAYNAK HEBASI İDDİASI

MHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu, İzmir Bayraklı'da temeli atılan ve şehir hastanesi içinde kamu kaynaklarının heba edildiğini öne sürerek, ihale süreçleri ve burada dönen oyunların kamuoyundan gizlendiğini ileri sürdü. Tanrıkulu yapılan ihalelerde bir taraftan hastane maliyetlerinin yükseltildiğini, diğer taraftan yapılacak hastanelere kamunun yüksek kiralar ödemesinin garanti edildiğini söyledi. Tanrıkulu, şehir hastaneleri konusundaki iddialarını Türk Tabipler Birliği tarafından yapılan araştırmaya dayandırdı ve şu bilgileri aktardı:

"Araştırmaya göre, sadece 10 ihalede belirlenen kamunun ödeyeceği yıllık bina kiraları toplamı 1 milyar 471 milyon 658 bin 738 liradır. Günümüz rakamlarıyla hesaplandıgında dahi bu tutar 25 yıl içinde toplam 36 milyar 791 milyon 468 bin 450 liraya ulaşmaktadır. Diğer yandan Sağlık Bakanlığı'nın yatırım planlaması için hazırladığı ön fizibilite raporlarına göre ihalesi yapılan sekiz şehir hastanesi için öngörülen sabit yatırım tutarı toplamı 3 milyar 880 milyon 513 bin 591 liradır. Bu sekiz ihalede belirlenen 25 yıllık kira toplamı da 30 milyar 381 milyon 468 bin 450 liradır. Buradan çıkan sonuç sadece bu sekiz ihalede belirlenebilen toplam kamu zararı, 26 milyar 500 milyon 954 bin 859 TL olduğudur."

- İzmir

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Ahmet Kenan Tanrıkulu Türkiye Mhp Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title