Haberler

Kanadoğlu: Silahları Bıraktırmadan Pazarlığa Girdiğinizde Kan Akması Durmayacaktır

Abone Ol

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, "Siz silahları bıraktırmadan, silahları elinden almadan bir silahlı terör örgütüyle pazarlığa girdiğinizde kiminle işbirliği kurarsanız kurun onun karşısında aynı çetenin, aynı örgütün"...

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, "Siz silahları bıraktırmadan, silahları elinden almadan bir silahlı terör örgütüyle pazarlığa girdiğinizde kiminle işbirliği kurarsanız kurun onun karşısında aynı çetenin, aynı örgütün içinden ona karşı koyacak silahlı çete ve örgütler de çıkacaktır. Sanmayın ki kan akması duracaktır. Hayır durmayacaktır" dedi.

Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi tarafından Tepebaşı Belediyesi Zübeyde Hanım Kültür Merkezi salonunda 'Hukuk Devleti, Demokrasi ve Anayasa' konulu panel düzenlendi. Panele olarak Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ile Eskişehir Barosu Başkanı Rıza Öztekin konuşmacı olarak katıldı. Paneli Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, CHP Milletvekili Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile çok sayıda kişi izledi.

TERÖR ÖRGÜTÜ İLE NEYİN PAZARLIĞINI YAPACAKSINIZ?

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, bölücü terör örgütünün elebaşısı Abdullah Öcalan ile barış görüşmelerinin yapıldığını, bu kişinin yıldızının, yaldızının parlatıldığını söyledi. Silahları bırakmadan terör örgütü ile pazarlığa girmenin akan kanı durduramayacağını savunan Kanadoğlu şöyle konuştu: "Bir caninin çok iyi namaz kılardı, iyi yurttaştı noktasına getirildiği noktada halk yeni anayasayı istiyor demek mümkün değildir. Çünkü kimin fikri alınmıştır. 40 bine yakın yurttaşımızın kaybına neden olan bir caninin yıldızının parlatılmaya çalışılması Türk milletinin onuruyla alay etmektir. Biz bugün bu hale alt kimlik, üst kimlikten başlayarak 10 yıldır bunu kemiren bir siyasi iktidarla bugüne geldik. İşte şimdi yapılmak istenen gene bu. Siz silahları bıraktırmadan, silahları elinden almadan bir silahlı terör örgütüyle pazarlığa girdiğinizde kiminle işbirliği kurarsanız kurun onun karşısında aynı çetenin, aynı örgütün içinden ona karşı koyacak silahlı çete ve örgütler de çıkacaktır. Sanmayın ki kan akması duracaktır. Hayır Durmayacaktır. Çünkü bu terör örgütünü kullanmak isteyen bir takım güçler vardır. O güçler zaten onu kullanan güçlerdir. Uyuşturucudan silah kaçakçılığına kadar varan bir terör örgütüdür. Onunla neyin pazarlığını yapacaksınız? Namaz kılıyor diye övdüğünüz kişiye teşkilat karşı çıkarsa o zaman ne yapacaksınız? İmralı'yı temin ettik derken Kandil'de bütün güç orada duruyor ise neyin barışını yapacaksınız?"

Geçtiğimiz günlerde yazıhanesine kurşun isabet eden İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal konuşmasında "Yakınlarım bana hep bana kurşun döktürmemi söylerdi. Geçtiğimiz günlerde yaşadığım olayla kurşun döktürmüş oldum. Ayrıca geçtiğimiz yıl Eskişehir'de katıldığım bir panelde yaptığım konuşma nedeniyle genelkurmay tarafından muhtıra yedim. Konuşmamda vatandaşlar için silahsız kuvvetler sözünü silahlı kuvvetler kendilerine söylediğimi düşünmüş. Silahsız kuvvetler sizlersiniz. Benim ne konuştuğuma genelkurmay karar veremez" dedi.

KOCASAKAL CHP'Yİ ELEŞTİRDİ

Baro Başkanı Ümit Kocasakal, CHP'nin yönetim anlayışı ile ilgili sorununun olduğu söyledi. CHP'nin uyuyan bir dev olduğunu ifade eden Kocasakal şunları kaydetti: "Şimdi CHP'liler bana kızacaklar. Kızsınlar. Benim CHP'nin o devrimci, vatansever, yurtsever üye veya hissi bulunanlarla hiçbir sorunum yok. Olamaz da zaten. Ama yönetimi ile sorunum var. Yönetim anlayışı ile ilgili sorunum var. CHP aslında uyuyan bir dev. Dev uyansa var ya kimse önünde duramaz. Diyorlar ki biz kitle partisiyiz. Bir parti kitle partisi olabilmek için önce kütle partisi olmak gerekiyor. Yani belirli bir kütleniz olacak. Kimliğiniz net ve açık olacak. Bana göre CHP'de açık bir kimlik olması gerekiyor, bir de net bir duruş. Bir de dine saygılı olduğunu gösterirken o çarşafa gerek olmaz. O çarşafta kimlik durmaz düşer zaten. Samimi olacak. Mesela dediler ki 'biz Mustafa Kemal'in askerleri değil, yurttaşlarıyız.' Böyle saçma bir şey olur mu? Oradaki askerleriyiz ifadesi biliyorsunuz ki biz ona yürekten bağlı olduğumuzu ifade ediyor. Gerekirse uğruna seve seve ölüm dahil her şeyi göze alan kişiler olduğunu gösteriyor." - Eskişehir

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Sabih Kanadoğlu Ümit Kocasakal Eskişehir Yargıtay Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title