Haberler

Kandilli, Depremi Uydudan Takip Edecek

Abone Ol

BÜ Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener'in konuşması- Enstitü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Erdal Şafak'ın konuşması Kandilli, depremi uydudan takip edecek- BÜ Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Özener: - "Kullanacağımız son dönem strainmetre, kripmetre gibi teknolojiler ve GNSS teknolojisi ile faylar üzerindeki enerji birikimini yüksek duyarlıklı belirleyebilecek ve nerede, ne büyüklükte bir deprem olabileceğini daha doğru olarak tahmin edebileceğiz"- "Depremin yaratacağı can ve mal kaybı, Marmara için, tsunaminin yaratacağından çok daha büyük olacaktır.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ- BÜ Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener'in konuşması- Enstitü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Erdal Şafak'ın konuşması Kandilli, depremi uydudan takip edecek- BÜ Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Özener: - "Kullanacağımız son dönem strainmetre, kripmetre gibi teknolojiler ve GNSS teknolojisi ile faylar üzerindeki enerji birikimini yüksek duyarlıklı belirleyebilecek ve nerede, ne büyüklükte bir deprem olabileceğini daha doğru olarak tahmin edebileceğiz"- "Depremin yaratacağı can ve mal kaybı, Marmara için, tsunaminin yaratacağından çok daha büyük olacaktır. Marmara Denizi içerisinde de olası bir tsunami, deniz tabanındaki bir heyelandan dolayı olacaktır"- BÜ Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Şafak: - "Fay hattına çok yakın yerlere ve deniz altına konulan istasyonlar sayesinde deprem dalgaları daha İstanbul'da yerleşim merkezlerine ulaşmadan depremin yerine göre, 5-7-8 saniye öncesi uyarı almak mümkün. Bilgisayarlar sayesinde birçok otomatik tedbir almak mümkün. Örneğin Marmaray'ı durdurabilir, köprüyü kapatabilir, gaz hatlarını kesebilirsiniz" Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, kullanacakları son dönem teknoloji ve sistemlerle faylardaki enerji birikimini yüksek duyarlıklı belirleyebileceklerini ve nerede, ne büyüklükte bir deprem olabileceğini daha doğru tahmin edebileceklerini söyledi. Özener, Enstitü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Erdal Şafak ve Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ali Pınar ile enstitünün yeni yönetimine ve faaliyetlerine ilişkin basın toplantısı düzenledi.Enstitü bünyesindeki Afete Hazırlık Eğitim Birimi'nde eğitimler verildiğini dile getiren Özener, tüm Türkiye'yi kapsayan çalışmalar yapmakla birlikte 17 Ağustos Marmara Depremi'nin ardından Marmara Denizi'ne yoğunlaştıklarını kaydetti. Geçen yıl İstanbul Kalkınma Ajansı desteğiyle dünyada sadece birkaç ülkede bulunan strainmetreleri İstanbul çevresine yerleştirdiklerini ve Colorado Üniversitesi ile iş birliği kapsamında Marmara Bölgesi'nin doğusuna kripmetre kurulumu yaptıklarını anlatan Özener, "Kullanacağımız son dönem strainmetre, kripmetre gibi teknolojiler ve Global Navigation Satellite System teknolojisi ile faylar üzerindeki enerji birikimini yüksek duyarlıklı belirleyebilecek ve nerede, ne büyüklükte bir deprem olabileceğini daha doğru olarak tahmin edebileceğiz" dedi.Özener, hedeflerinin, deprem tehlikesini oluşturan enerji birimi gibi temel parametreleri belirlemek olduğunun altını çizerek, "Önümüzdeki dönemde yer bilimlerinin farklı ölçme yöntemlerinin de sisteme dahil edilebileceği bir Kandilli olacağız. Jeodezi birikimimizi kullanarak deprem olmadan önce depremin büyüklüğünü ve lokasyonunu tahmin edeceğiz. Sismolojinin yanı sıra jeodezi bilimi yardımıyla depremi oluşturan mekanizmaları çok yönlü olarak takip edeceğiz" diye konuştu.Soruları da yanıtlayan Özener, Marmara Denizi'nin sismik boşluk olarak kabul edildiğini ve deprem konusunda birçok öngörü bulunduğu hatırlatarak, "Öngörüler içinde 7,2, 7,4 ve 6,5 var. Bunları daha çok bilimsel çalışmalarla desteklemek gerekiyor. 7,5'luk bir senaryo üzerine deprem senaryoları geliştiriliyor. Bu sözlerimi 7,5 büyüklüğünde deprem olacak gibi algılamayın. İstanbul için 7'nin üzerinde yani İzmit, Gölcük civarında olabilecek deprem beklentileri var. Dolayısıyla bizim daha çok deprem zararlarının azaltılması konusunda çaba sarf etmemiz daha anlamlı" dedi.Prof. Dr. Haluk Özener, ürettikleri sinyalleri İGDAŞ ve Marmaray'ın kendilerinden aldığını kaydetti.Tsunami riskine ilişkin bir soruyu da Özener, "Daha çok Doğu Akdeniz, Ege'de olan tsunamilerden ve Marmara'da olmuş tsunamilerden bahsediliyor. Depremin yaratacağı can ve mal kaybı, Marmara için, tsunaminin yaratacağından çok daha büyük olacaktır. Marmara Denizi içerisinde de olası bir tsunami, deniz tabanındaki bir heyelandan dolayı olacaktır. Depremin zararı tsunaminin zararından çok daha fazla olacaktır" şeklinde yanıtladı.- "İstanbul'un en tehlikeli bölgesi sahil şeridi ve özellikle de Avrupa Yakası"Prof. Dr. Erdal Şafak da Acil Müdahale ve Erken Uyarı sistemlerine değinirken, İstanbul içinde sürekli olarak yer hareketini ölçen 200'e yakın istasyonları bulunduğunu, aletlerden gelen datalarla bir deprem olduğunda hangi bölgenin ne kadar şiddetle sallandığını dakikalar önce öğrenebildiklerini ifade ederek, verinin deprem sonrası acil müdahale kuruluşları için önem taşıdığına dikkati çekti.Erken Uyarı Sistemi'nin halen deneme safhasında olduğunu dile getiren Şafak, "Fay hattına çok yakın yerlere ve deniz altına konulan istasyonlar sayesinde deprem dalgaları daha İstanbul'da yerleşim merkezlerine ulaşmadan depremin yerine göre, 5-7-8 saniye öncesi uyarı almak mümkün. Bu kadar kısa bir süre içinde insanın işin içine gireceği tedbir almanın imkanı yok. Ama bilgisayarlar sayesinde birçok otomatik tedbir almak mümkün. Örneğin Marmaray'ı durdurabilir, köprüyü kapatabilir, gaz hatlarını kesebilirsiniz" diye konuştu.Şafak, olası bir depremin büyüklüğü konusunda tartışmalar olduğunu anımsatarak, "Biliyoruz ki deprem olduğunda yıkılacak binalar, 30 yılın üzerinde yaşlı binalar, eski binalar, yığma yapılar olacak. Aynen Kocaeli depreminde gördüğümüz gibi. İstanbul'un en tehlikeli bölgesi sahil şeridi ve özellikle de Avrupa Yakası. Bu tip binalar için deprem 6,5 veya 7,5 da olsa fazla bir fark olmayacak. O binalar 6,5'ta da yıkılacak. Dolayısıyla depremin büyüklüğü, karşılaşılacak hasar açısından o kadar önemli değil" dedi.Prof. Dr. Ali Pınar ise deprem şebekesini daha da güçlendirip, gerçek zamanlı sismoloji alanında çalışmalar yapmayı hedeflediklerini vurgulayarak, şunları anlattı: "Depremin yerini ve büyüklüğünü çok kısa bir sürede belirleyip duyurmak istiyoruz. Marmara Bölgesi'nde 70 sismik istasyon çalıştırıyoruz. İstasyonlardan veriler sürekli merkezimize aktarılıyor. Örneğin geçen yıl Ege Denizi'nde 6,9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremin yeri ve büyüklüğü belirlendi ve İstanbul'a ulaşan deprem dalgaları kente ulaşmadan yaklaşık 50 saniye önce bütün parametreler belirlenmişti. Benzer uygulamalar önümüzdeki dönemde devam edecek."

Kaynak: AA / Güncel

Deprem Araştırma Enstitüsü Kandilli Rasathanesi Haluk Özener Erdal Şafak Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title