Karesi'deki Fabrika Patlaması Meclis Gündeminde
Balıkesir'in Karesi ilçesinde yaşanan patlama sonucu 12 kişinin hayatını kaybetmesi, Meclis'te tartışmalara neden oldu. CHP ve İYİ Parti grup başkanvekilleri, iş güvenliği önlemlerinin alınmadığını vurgularken, iktidarı gerekli adımları atmaya çağırdı. İş cinayetlerinin Türkiye'deki yüksek oranları eleştirilirken, bu duruma dur denmesi gerektiği ifade edildi. Ayrıca Suriye politikası ve güvenliğe dair düşünceler de gündeme geldi.
(TBMM) - Balıkesir'in Karesi ilçesinde patlayıcı üretilen fabrikada meydana gelen ve 12 kişinin hayatını kaybettiği patlama, siyasi partilerin grup başkanvekilleri tarafından Meclis gündemine getirildi. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, "Meclis'in sadece başsağlığı dileme yeri olmaması gerektiğini ve Meclis'in iş sağlığı ve güvenliği konusunda tedbir alması gereken en yüksek makam olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum" dedi. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli ise "Bu ülkeyi bir işçi cehennemine çeviren emek sömürüsüne gelinen bu noktada dur demenin zamanı gelmiştir" diye konuştu.
TBMM Genel Kurulu'nda, siyasi partilerin grup başkanvekilleri gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İyi Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu şunları söyledi:
"Zihni dönüşümü de gerçekleştirmek zorundayız"
"Bir hükümetin asli görevi insanını korumaktır. Sorumlu olduğu ülkede doğayı, çevreyi korumaktır hele ki kendisini yerli ve milli ilan etmiş bir hükümetin bu konuda herkesten çok daha fazla hassas olması lazım. Ama ne yazık ki biz bu iş kazalarında dünyanın en kötü karnelerinden birisine sahibiz. Her gün 3-4 işçimizi iş kazalarında kaybediyoruz. Bu işin ana sorumlusu iktidardır. Bir zihniyet değişimini başaramadığımız için hepimiz kısmen sorumluyuz. Bu meseleyi biz önemli bir mesele olarak görmedik. Emniyet kemeri yerine toka satan bir ülke düşünün. Dünyanın hiçbir yerinde bulamazsınız bunu. İktidar denetleyecek, Çalışma Bakanlığı'nın asli görevlerinden bir tanesi bu kazaları engellemek ama bu zihni dönüşümü de gerçekleştirmek zorundayız. Bu işlerin fıtratında yok bu kazalar."
"İş güvenliği konusunda adımların yeterince atılmadığını çok iyi biliyoruz"
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli şunları söyledi:
"İşçi sağlığı ve iş güvenliği denince Türkiye'nin hali ortada. İş cinayetlerindeki sayı ortada. Her gün ortalama 6-7 işçinin yaşamını yitirdiği bir ülkedeyiz. Dolayısıyla böyle olaylar ortaya çıktığında tabii ki acımız büyük ama neredeyse süreklilik arz eden bir durumla karşı karşıyayız. İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda adımların yeterince atılmadığını çok iyi biliyoruz. Hatta yasayı uygulamamaktan kaynaklı çok ciddi sorunların yaşandığını biliyoruz. Bu konuda iktidarı gerekli tedbirleri alma konusunda bir kez daha davet ediyoruz. Bu ülkeyi bir işçi cehennemine çeviren emek sömürüsünde gelinen bu noktada dur demenin zamanı gelmiştir.
"Kürtlerle sağlanacak bir barış üzerinden Orta D oğu'nun geleceği şekillenecek"
Mehmet Şimşek bir açıklama yapmış; 'Bugün en büyük sorunumuz enflasyon ve hayat pahalılığıdır' demiş. Daha geçen hafta burada enflasyonla nasıl mücadele ettiğini anlatıyordu. Daha sonra Sayın Cevdet Yılmaz geldi o da başarılı hikayeler anlattı. Bence bizim en büyük sorunumuz Hazine ve Maliye Bakanı sorunudur, bir ekonomi dolayısıyla bir iktidar sorunudur.
Bütün dünyanın gözü Suriye'de. Suriye'nin nasıl bir geleceği olacağı hem dünya hem Türkiye siyasetini yakından ilgilendirecektir. Bizim buradaki tavrımız da hem Türkiye hem bölge açısından çok önemlidir. Biz ısrarla yanlış stratejiler üzerinden yol alamaya çalışıyoruz. Bu gidişatla bir çözümün üretilmesi çok da mümkün değil. Suriye'nin geleceği demokratik Suriye'dir. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Suriye'ye ziyarete gitti. Emevi Camii'nde namaz kılındı. Çay içildi, yüksek tepelere çıkıldı, Suriye'yi seyretti. Ne amaçla gidiyorsunuz, gerçekten Suriye'nin demokratikleşmesi yönünde bir çaba için gidiyorsanız o zaman Suriye politikasını bir bütün olarak ele almak zorundasınız. Artık kavram setinizden 'terör'ü çıkartın. Terör üzerinden yol almanız mümkün değil. Suriye'ye bir bütün olarak bakın. Bu sizin kürde yaklaşımındaki en temel sorununuz. Kürtlerle sağlanacak bir barış üzerinden Orta Doğu'nun geleceği şekillenecek."
"Taziye mesajları iletiriz ama görevimizi de yapmamış oluruz"
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ise şunları söyledi:
"Meclis'in sadece başsağlığı dileme yeri olmaması gerektiğini ve Meclis'in iş sağlığı ve güvenliği konusunda tedbir alması gereken en yüksek makam olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Maalesef dünyada iş cinayetlerinde birinci olan ülkeyiz ve ülkemizde iş cinayetleri son derece yüksek seviyede. Her defasında gündeme geliyor burada taziyeler bildiriliyor ama hiçbir şey yapılıyor. Günde 4 işçimiz iş cinayetinde yaşamını yitiriyor. 11 aysa bin 708 işçi hayatını kaybetmiş. Bırakın gelişmiş ülkeleri gelişmekte olan ülkelerde dahi olmayan fıtrat niye Türkiye'deki işçilerin kaderi oluyor? Birinci sebebi; iş güvenliği önlemlerinin alınmaması. İkinci sebebi ise cezasızlık. Bugün bu acıyı yaşıyor oluşumuzun temel sebebi bu. Biz burada önlemleri almadığımız sürece bu acılar yaşanmaya devam eder, biz burada taziye mesajları iletiriz ama görevimizi de yapmamış oluruz.
"Türkiye IŞİD militanları açısından cennete dönüşürken gazeteciler açısından cezaevi"
45 kişinin katili olan IŞİD'li militanlar geçen hafta Yargıtay kararı ile tahliye edilmişti. Sonrasında dezenformasyon kurumu bir bildiri yayınladı ve 'bu kişiler asıl failler değildir, yan suçları olanlardır' dedi. Yargıtay'ın kararını bulduk. Birinci derece fail 6 sanık serbest bırakıldı tam da İbrahim Kalın, HTŞ lideri ile görüşürken yapıldı. Elbette Türkiye'nin dış politikası olur ama dış politikası gereğince Türkiye'de 45 kişiyi öldürmüş katillerin 8 yıl yattılar diye suçun vasfı değiştirilerek serbest bırakılması asla kabul edilemez.
Türkiye IŞİD militanları açısından cennete dönüşürken gazeteciler açısından da tam bir açık hava cezaevine dönmüş durumda. Özlem Gürses açıkça dil sürçmesi olması belli olmasına rağmen gözaltında alındı. Nevşin Mengü sizin bir zamanlar kırmızı halı serdiğiniz ve belki birkaç ay sonra yine sereceğiniz Salih Müslim'le röportaj yaptı diye gözaltına alındı. Kimsenin konuşmadığı, herkesin her an yargılanabileceği bir ülke olarak tek sesli bir şekilde nasıl bir ülke olacak?
"Bu helikopter niye geldi ve niye kalkışa zorlandı?"
Sağlık Bakanlığımıza bağlı bir ambulans Muğla'da yoğun sis altında düştü. Burada cevaplanması gereken sorular var. Küstah Sağlık Bakanı hala duymamaya devam ediyor ve hiçbir açıklama yapmadı. Elimizde çok açık veriler var. Bu uçak 20 Aralık'ta Antalya'dan Muğla'ya gitmiş. Niye gittiği belli değil. 21 Aralık'ta Muğla'da AKP İl Kongresi var. Siz oraya birilerini gerekirse taşımak için mi helikopteri yolladınız? 22 Aralık'ta bu helikopter kalkmaya zorlanıyor. Helikopterde bir yaralı olmadığını ya da organ taşımadığını da biliyoruz. O halde bu helikopter niye geldi ve niye kalkışa zorlandı?"