Keup Caddesindeki Kuaför' Yeniden Gösterildi
TÜRKLERİN yoğun olarak yaşadığı ve 'Küçük İstanbul' olarak bilinen Köln'deki Keup Caddesinde 9 Haziran 2004'te gerçekleştirilen ve halk dilinde 'çivili bomba' olarak bilinen ırkçı saldırıda yaşananları konu alan 'Der Kuaför aus der Keupstr' (Keup Caddesindeki Kuaför)" adlı belgesel...
TÜRKLERİN yoğun olarak yaşadığı ve 'Küçük İstanbul' olarak bilinen Köln'deki Keup Caddesinde 9 Haziran 2004'te gerçekleştirilen ve halk dilinde 'çivili bomba' olarak bilinen ırkçı saldırıda yaşananları konu alan 'Der Kuaför aus der Keupstr' (Keup Caddesindeki Kuaför)" adlı belgesel filmi, Hamburg'da mağdur ailelerin de katılımıyla gösterildi. 92 dakikalık belgesel film, Türkçe ve Almanca altyazılı olarak Altona semtindeki 'Zeisse' adlı sinemada izleyiciyle buluştu. 22 kişinin yaralandığı ırkçı motifli saldırı sonrası yaşananların, olayın mağdurları ve sokak sakinlerinin tanıklıklarıyla anlatıldığı belgesel, Köln'deki bombalı saldırıdan sonra polisin, Özcan Kuaför'ün sahibi Özcan Yıldırım ve kardeşi Hasan Yıldırım üzerinde kurduğu baskıyı, ifade tutanaklarına dayandırarak kurumsal ırkçılığı da anlatıyor. İlk kez Şubat 2016'da vizyona giren filmin gösterimine, yönetmen Andreas Maus ile birlikte olayın mağdurlarından Abdullah Özkan da katıldı.
'DAVA HALA DEVAM EDİYOR'
Belgesel filmin gösterimini Hamburg'da organize eden, Candan Özer-Yılmaz 14 yıldır bir türlü sonuçlanamayan NSU davasına dikkat çekmek istediğini söyledi: "Almanya'da herkes Recep Tayyip Erdoğan'ı tanıyor ve onu tartışıyor ama 'NSU nedir?' dediğimizde çoğu bilmiyor. Almanya kendi utancını bilmiyor. Biz de bunu tekrar gündeme getirmek istedik. Eşim, Keup Caddesi'ndeki saldırıda yaralandı ve uzun süre etkisinden kurtulamamıştı. Oradaki mağdurlar hep bir suçlu olarak görüldü. Bundan eski eşim de çok etkilendi. Kabuslar gördü, kapalı yerlerde duramadı. Baskı ilerledi ve davalar sonuçlanmadı. İşini kaybetti. Sonra biz de ayrıldık. Ayrıldığım eşim Atilla Özer tüm bu olayların etkisiyle bunalıma girdi ve 7 ay önce kalp krizi geçirdi. Bu olayla bağlantılı olarak yaşamını yitiren dördüncü ve en son kişi oldu. Ama NSU davası hala devam ediyor."
'IRKÇILIK ALDI BAŞINI GİTTİ'
Olay sırasında Atilla Özer ile birlikte kuaföre tıraş olmaya gittiğini belirten görgü şahitlerinden ve belgesel filmde de rol alan Abdullah Özkan ise şöyle konuştu: "Almanya'da ırkçılık aldı başını gitti. Almanlar ırkçılıkla fazla ilgilenmiyor. Medya hiçbir şey duyurmuyor. Bu filmle, ırkçı motiflerin arkasında kimler olduğunu göstermeye çalıştık. Çiviler insanlara saplandı. Korku ve kan içindeydik. Almanya'nın durumu 7 yıl sonra anladı ve bu süre içerisinde tüm esnaf suçlu olarak gösterildi."
'BUNDAN BİR DERS ÇIKARILMALI'
Belgesel filmi izlemeye gelen Hamburglu siyasetçi Behçet Algan da davayı Almanya'nın faili meçhul cinayetleri aydınlatmamasının bir sonucu olarak gördüğünü söyledi: "Uzun süre bu olaya mafya süsü verilip aydınlatılmamış olmasını Alman demokrasisinin ve buradaki basın kuruluşlarının bir noksanlığı olarak görüyorum. Buradaki adalet sisteminin daha farklı çalışacağını umuyordum. Tüm kurumlar bundan bir ders çıkarmalı. Umarım Almanya'da bir daha böyle bir şey yaşamayız."
Belgeselde, Mölln, Solingen, Hamburg, Köln ve Dortmund şehirlerinde Neo Naziler tarafından yapılan ırkçı saldırılar da filmden sonra tartışma bölümünde ele alındı. Keup Caddesinde kuaför dükkanı olan bir kişi ise bu saldırıyı, "O gün orada iki bomba patladı. Biri herkesin bildiği ve bizleri hedef alan çivili bomba idi. Asıl bomba ise olaydan sonra Almanya'nın elinde patlayan işlemeyen hukuk sistemi idi" diyerek 14 yıldır bitmeyen davaya ve Alman hukuk sisteminin işlemediğine dikkati çekti.