Haberler

Kılıçdaroğlu Açlık Grevindeki Türkan Albayrak'ı Ziyaret Etti

Abone Ol

Kılıçdaroğlu, Paşabahçe Devlet Hastanesi Önünde İşe Geri Dönme Mücadelesi Veren Türkan Albayrak'ı Ziyaret Etti.

Kılıçdaroğlu, Paşabahçe Devlet Hastanesi önünde işe geri dönme mücadelesi veren Türkan Albayrak'ı ziyaret etti.

Başbakan Erdoğan'ın 'Siyasete alışacak' sözlerine yanıt veren Kılıçdaroğlu, "Siyaseti ondan öğrenmek istemem. Onun siyaseti ile benim siyasetim arasında dünya kadar fark var. Onun siyasetine ihtiyacım yok. Benim siyaset anlayışım halkın yanında olmak, halkın çıkarlarını savunmaktır. Siyasette biz yoksulun, hak arayanın, emeğin, çalışanın, üretenin yanındayız. Bu çiftçi, sanayici, esnaf olur, en önemlisi işsiz olur, hep onların yanında olacağız." dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Parti Meclisi (PM) Üyesi Mehmet Faraç ve İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek ile sendikal faaliyetler yürüttüğü gerekçesiyle Paşabahçe Devlet Hastanesi'nde çalışırken işten çıkarıldı iddia edilen temizlik işçisi Türkan Albayrak'ı, açlık grevini sürdürdüğü Paşabahçe Devlet Hastanesindeki çadırda ziyaret etti. Albayrak ile çadırda bir araya gelen Kılıçdaroğlu, hastane bahçesinde yaptığı açıklamada "Cumhuriyetin temel özelliği, aynı zamanda yurttaşların hak arama özgürlüğü demektir. Bir arkadaşımızın, bir bayan kardeşimizin işine 'Bir sendikaya üye oldu, yasal hakkını kullandı' diye son veriliyor ve bu bizim kabul edeceğimiz bir uygulama değildir, doğru da değildir" dedi.

Kılıçdaroğlu, "Hem 'Cumhuriyet' diyeceksiniz, hem bayram kutlayacaksınız ama çalıştığı iş yerinde sendikalı olma hakkını arama gibi yasaların verdiği bir yetkiyi kullanan kişinin işine son vereceksiniz. Zaten taşeron uygulamaları doğru değil,o uygulamaların, insanların haklarını büyük ölçüde ellerinden aldığını biliyoruz. Ama ona rağmen birisi hak ararsa ona hakkını teslim etmemiz lazım" ifadelerini kullandı.

SİYASETİ ONDAN (BAŞBAKAN ERDOĞAN) ÖĞRENMEK İSTEMEM

Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Çankaya Köşkü'nde, Cumhuriyetin ilanının 87. yıl dönümü dolayısıyla verdiği resepsiyonda sizin için 'Siyasete alışacak' dedi. Bu konuda yorum yapmak ister misiniz?" sorusu üzerine, "Sayın Erdoğan konusunda bir yorum yapmak istemem. Siyaseti ondan öğrenmek de istemem. Onun siyaseti ile benim siyasetim arasında dünya kadar fark var. Onun dünya görüşü ile benim dünya görüşüm çok farklı. Ben hak arayan insanların yanındayım. O, kişilerin elinden hakları nasıl alınır, onun uzmanlığını yapıyor. Biz halkın,alın terinin, emeğin, üretenin, sanayicinin yanındayız. O, sıcak paranın ve rantiyenin yanında. Eğer yüreği varsa, bana laf yetiştireceğine, istediği televizyon programında karşıma çıkar, görür halkın önünde el mi yaman, bey mi yaman. Ama yüreği yetmez, cesareti yoktur" ifadelerini kullandı. Erdoğan'ın kend, yandaşları yanında konuştuğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "O baksın bakalım, Türkan Albayrak'ın durumu nedir? 87 yıl geçti Cumhuriyette. Bir insan 'Hakkını arıyor' diye kapının önüne bırakılıyor. Bir kadın 'Hak arıyor' diye kapının önüne bırakıldığı zaman vicdanı sızladı mı? Siyaset insanları, hak arayanı cezalandırmak mıdır? Onun siyasetine ihtiyacım yok. Benim siyaset anlayışım halkın yanında olmak, halkın çıkarlarını savunmaktır. Bireysel çıkarları savunmayız. Siyasette biz zenginleşmeyeceğiz, o zenginleşti. Siyasette biz yoksulun, hak arayanın, emeğin, çalışanın, üretenin yanındayız. Bu çiftçi, sanayici, esnaf olur, en önemlisi işsiz olur, hep onların yanında olacağız" diye konuştu.

UMUYORUM BİZİM SESİMİZİ DE ANKARA'DAKİ SAĞIR KULAKLAR DUYMUŞ OLUR

Albayrak'a ellerinden gelen çabayı göstereceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Buraya geleceğimi Bağdat Caddesi'ndeki yürüyüşe katılanlara da söyledim. Bütün yurttaşlarım sizi alkışladılar. Demek ki insanların gönlü, hak arayan insanları desteklemekten yana. Onlar da sizin yanınızda, size her türlü desteği veriyorlar. Umuyorum bizim sesimizi de Ankara'daki sağır kulaklar duymuş olur. Buraya gelişimizin nedeni de onların duymalarını sağlamak zaten. Eğer onlar da duyarlarsa ve bir parça 'Ülkede yasal haklarını arayanların kapı dışarı bırakılmasını biz de istemiyoruz' derlerse, bu soruna sahip çıkarlar" şeklinde konuştu.

AÇLIK GREVİNİ BIRAKIN AMA GREVİNİZE DEVAM EDİN

Kılıçdaroğlu, Albayrak'a grevi sonlandırma çağrısında bulunarak "Sesinizi yeteri kadar duyurdunuz. Bundan sonra biz sahipçıkacağız. Açlık grevini bırakın ama grevinize devam edin. Sonuna kadar yanınızdaolacağız" dedi.Türkan Albayrak'ın, "Açlık grevine devam edersem, yanımda olmayacak mısınız?" sorusuna ise Kılıçdaroğlu, "Yine yanınızda olacağız. Acıyı bedeninizle ödememeniz, sağlığınızı düşündüğümüz için... Hava soğuk, erken takatten düşebilirsiniz. Bütün endişemiz bu" yanıtını verdi.

AÇLIK GREVİNİ BİTİRMEMİZ İÇİN SİZLERİN ÇABASI GEREKİYOR

"Eşim Mehmet ile açlık grevini bitirmemiz için sizlerin çabası gerekiyor" diyen Albayrak, "Kılıçdaroğlu'nun taşeronlaşmayla ilgili düşüncelerini duydum. Türkiye'deki taşeronlaşmaya karşı olduğunu, benimle ilgili problemi çözme konusunda yardımcı olacağını söyledi. Sürekli yanımda olacaklarını söylediler. Hem yanımda hem taşeronlaşmaya karşı olduğu için Kılıçdaroğlu'na ve CHP'lilere teşekkür ediyorum" diyekonuştu.

"BENİM TANKIM, TÜFEĞİM YOK, YASA YAPACAK GÜCÜM YOK. BENİM SİLAHIM, BEDENİM"

En son çare olarak açlık grevine başladığını ifade eden Türkan Albayrak; Kemal Kılıçdaroğlu'nun ziyaretinin geç kalınmış bir ziyaret olduğunu belirterek şunları söyledi: "Geç kalınmış bir ziyaret. Artık; ziyaret için değil, çözüm için gelmeleri gerektiğini düşünüyorum. Kılıçdaroğlu da çözüm için gelecektir diye umuyorum. Çünkü Muhalefet partisinin genel başkanı Meclis de bunu, bundan sonra gündemine alacaktır. Bunun çözümü için uğraşacaklardır diye düşünüyorum. Greve başlama sebebim göreve geri dönüşİşe geri dönünceye kadar da grevi sürdüreceğim. Sadece sendikalı olmak istediğim için, çalıştığımın hakkını almaya uğraştığım için Paşabahçe Devlet Hastanesi'nden Başhekimlik tarafından işten atıldım. Atıldığım tarihten itibaren de bu direniş çadırında yaşıyorum. Direniş çadırında yaşadığım 112 gün süre içinde işe geri dönmek için bir sürü şey yaptım. Çadır kurmak, imza toplamak, imzaları Başhekimliğe götürme, bunu duyurmak. Sendikalar Başhekimle konuştular, çözüm bulamadılar. Yürüyüşler yaptık bir çözüm bulamadık. En son çare bedenimi açlığa yatırmaktı. Çünkü benim tankım, tüfeğim, yasa yapacak gücüm yok. Benim silahım, bedenim."

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Politika Güncel Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title