Kılıçdaroğlu'ndan Başbakan Erdoğan'a 'Abaküs' Cevabı : Ben Çalmayı Bilmiyorum
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Başbakan Erdoğan'ın "CHP Genel Başkanı'nın rakamlarla arası iyi değil. Kılıçdaroğlu'na bir abaküs önünde dört işlemi çalışmasını öneriyorum" sözlerine Kılıçdaroğlu, "Başbakan'ın hakkını yemeyim, ben bazı hesapları hiç bilmem. Onun yaptığı, benim anlamadığım, yapamadığım hesap şu; dört işlem var; toplama, çıkarma, bölme ve çalma. Ben çalmayı bilmiyorum" diyerek cevap verdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasının başında vefat eden sinema oyuncusu Ekrem Bora ile Eskişehir'de meydana gelen göçükte hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.
"BECERİKLİ YÖNETİCİMİZ 397 YIL HAPİSLE YARGILANIYOR"
Metrodan ilk bahseden ve hayata geçirenlerin CHP'li belediyeler olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "İzmir'e bakın kendi olanaklarıyla metrosunu yapıyor, açıyor. Haziran-Temmuz'da bir bölüm daha açılacak. Bir de Ankara'ya İstanbul'a bakın. İki beceriksiz yönetici metro işini yapamadılar, Ulaştırma Bakanlığı bile dedi ki 'Pes ya siz yapamıyorsunuz. Artık bundan sonra ben yapacağım'. Bir İzmir'e bakın, bir İstanbul'a, Ankara'ya bakın. Bir öz kaynakların hesabını veren belediyeye bakın bir de beceriksiz olan iki yönetime bakın. Şimdi bu becerikli yöneticimiz 397 yıl hapisle yargılanıyor. İnsaf. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımıza da biraz sitemlerimi ifade ettim. 'Kardeşim sana ne böyle deniz kenarında güzel, büyük parklar yapıyorsun. Burayı ranta açsaydın, dünyalığını yapsaydın, Recep Tayyip Erdoğan seni el üzerinde taşırdı' dedim. Sen niye halka hizmet ediyorsun? dedim" diye konuştu.
"TÜRKİYE'NİN EN TEMEL SORUNLARINDAN BİRİSİ SİYASİ AHLAK"
Dünyalık yapmak için değil sorun çözmek için iktidar olmak istediklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Tereyağından kıl çeker gibi her sorunu çözebiliriz biz. Türkiye'nin bugün en temel sorunlarından birisi siyasi ahlaktır. Ahlakın bu kadar deforme olduğu bir yerde halka gitmekten, halka anlatmaktan başka çaremiz yoktur. Sırça köşkte oturup bir ayak üstünde elli tane yalanı sıkılmadan söyleyen bir siyaset anlayışını tarihe gömmek zorundayız. Bu bizim görevimiz. Bu kadar siyasi bir yozlaşma Türkiye Cumhuriyeti'nde yok. Biz bin yıldır bu topraklarda onurlu bir duruş sergiliyoruz. Halkla iç içeyiz, sorunları, dertleri beraber yaşıyoruz. Acılarımızı beraber yaşıyoruz ve hepsini beraber paylaşıyoruz. Bizim kardeşliğimize müdahale ediyorlar, bölmek istiyorlar bizi" dedi.
"20 MİLYAR DOLARA İNANÇLARINI PAZARLAYABİLİYORSA, ONLARDAN HAYIR GELMEZ"
Kılıçdaroğlu, "Kuran'ı Kerim'i, kutsal, baş tacı ettiğimiz, saygıyla açıp okuduğumuz kitabı, 20 milyar dolarlık yolsuzluğa peçe yaptılar. Din bezirganlığı var. Dini kullanarak yolsuzluk yapmaya meyli olanlar var. 20 milyar dolarlık hırsızlığa, sen kalkıp kutsal kitabımızı perdeleyemezsin. Buna karşı olacağız. Hangi inançta vardır 20 milyar dolarlık hırsızlığa kutsal kitabı alet etmek, hangi inanç ve ahlakta vardır? Recep Tayyip Erdoğan'dan bir cümle bile yok. Din ticaretine gelince, kimse eline su dökemez. 20 milyar doları götüreceksiniz. Neymiş? 'Yönetmelikle belirlenecekmiş.' Yönetmelik dediğiniz bir Bakanın iki dudağı arasındaki sözdür. Neden Parlamento'nun iradesinden çekiniyorsunuz? Kime peşkeş çekeceksiniz? Doymadı mı hala gözünüz? Bunu peçelemek için önergeyle Kuran'ı Kerim'i getirdiler, seçmeli ders diye. Daha önce seçmeli ders olarak Arapça getirilmişti. Kanun mu çakırdılar, hayır. Talim Terbiye Kurulu kararını verdi, 'İlköğretimde Arapça seçmeli ders olabilir' dedi. Aynı şey Kuran için de yapılabilirdi. Talim Terbiye Kurulu karar verebilirdi. Ne yaptılar, kanunun içine koydular. Neden, 20 milyar dolarlık ihaleyi gizlemek için. Bir insan, bir siyasal anlayış 20 milyar dolara kendi inançlarını pazarlayabiliyorsa, onlardan bu memlekete hayır gelmez" diye konuştu.
"SEN DİN BEZİRGANISIN"
Kılıçdaroğlu, "Recep Tayyip Erdoğan, biz Kuran'ı başımızın üzerinde taşırız, kılıfın içine koyar, yeri zamanı gelir alır okuruz. Ona her zaman saygı duyarız. Sen bunu istismar edersen, ben sana 'Din tüccarı' dedim, yetmedi. Artık 'Din bezirganı' diyeceğim. Sen din bezirganısın. İnsaf, şu memleketin çektiği dertlere bakın. Yoksulların çektiği dertlere bakın. 8 yıllık kesintisiz eğitimin en temel noktası; yoksul çocukla, varlıklı ailenin çocuğu en sağlıklı rekabeti o sıralarda yapıyorlardı. Kimin yoksul ya da zengin çocuğu olduğu belli olmazdı. Bunun önünü kesiyorsun. 9 yaşındaki çocuk nasıl meslek seçecek? Milletime söylüyorum: Ne diyordu Recep Tayyip Erdoğan, 'Yırtık ayakkabı ile İstanbul'a geldim.' Nerede yırtık ayakkabın? Milyarlara hükmediyorsun sen. Refah içinde yüzüyorsun. Yetmez mi o kadar para? Yedi sülalene yetecek kadar mal varlığı edindin. Hangi dinden, imandan bahsediyorsun. Soruyorum, kul hakkı yedin mi yemedin mi?" dedi.
BAŞBAKAN ERDOĞAN'A ABAKÜS CEVABI
Başbakan Erdoğan'ın, "CHP Genel Başkanı'nın rakamlarla arası iyi değil. Kılıçdaroğlu'na bir abaküs önünde dört işlemi çalışmasını öneriyorum" sözlerine Kılıçdaroğlu, "Başbakan'ın hakkını yemeyim, ben bazı hesapları hiç bilmem. Onun yaptığı, benim anlamadığım, yapamadığım hesap şu; dört işlem var; toplama, çıkarma, bölme ve çalma. Ben çalmayı bilmiyorum" diyerek cevap verdi.
"ZAM, ZAM, ZAM EŞİTTİR RECEP TAYYİP ERDOĞAN"
Elektrik, doğalgaz, akaryakıta yapılan zamlara değinen Kılıçdaroğlu, "Neyi tartışsın millet; Kuran'ı Kerim'in seçmeli ders olması, CHP'yi suçlamak.O arada zamları geçirdiler, bu da çok net din istismarcılığıdır. O kadar yalan söylemeye alışıklar ki 'niye zam yaptınız?' denildiğinde, 'dolar yükseldi, o yüzden yaptık, çünkü dışarıdan alıyoruz, fiyat yükseldikçe biz de zam yaptık' diyorlar. Ocak ayında dolar 1 lira 87 kuruş, şimdi 1 lira 78 kuruş, dolar düşmüş. Adama sormazlar mı dolar düştü bu zammı niye yapıyorsun, bu millete niye yalan söylüyorsunuz, yalan söylemekten sıkılmadınız, utanmadınız mı hala? Doğalgaz Ocak ayında 3 bin 115 dolar, şimdi 2 bin 117 dolara düşmüş. Doğalgaz fiyatı düşüyor sen zam yapıyorsun. Zam, zam, zam eşittir Recep Tayyip Erdoğan" dedi.
"OBAMA, RECEP BEY'İ KUCAKLAMIŞ YİNE GÖTÜRÜYOR, KURYESİ ÇÜNKÜ"
Başbakan Erdoğan'ın Güney Kore ve İran'daki temasları ile ilgili olarak Kılıçdaroğlu şunlar söyledi: "Sizi parmakla göstermiyorlar, sizi parmakla çağırıyorlar, senin haberin yok. Televizyonda gördünüz, Obama, Recep Bey'i kucaklamış yine götürüyor, kuryesi çünkü. Öbür taraftan Tayyip Bey'in omzundan parmağını göstererek 'gel' diyor. Bakıyoruz Davutoğlu. Bir maraton havası içinde Obama'ya doğru koşarak gidiyor, gözleri Obama'ya dikili, Erdoğan'ı bile görmüyor. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni nasıl bu hale getirirsiniz, utanma yok mu sizde? Cüneyt Zapsu, 'Bunu deliğe süpürmeyin kullanın' demişti, Obama da aynen kullanıyor. Sonra geldi Tahran'a, kuryelik yapacak ya, Obama'nın söylediklerini anlatacak. Ahmedinecad, 'Rahatsızım görüşmeyi yarın yapalım' dedi, istiskal etti. O gün iki ayrı kabul yaptı, senin binip uçağa Türkiye'ye gelmen gerekiyor. Gelemez, Obama izin vermemiş, onun söylediklerini söyleyecek, kuryelik yapacak. Sen ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı'ndan kuryeliğe indin. Bütün velilerden istirhamım var; o 'hişt hişt buraya gel' diyor ya, onu çocuklarınıza gösterin, 'Bu Obama, bu Erdoğan, koşturarak parmak işaretiyle gelen koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı. Sakın ola ki ileride bunlar gibi olma. Adam gibi adam ol, bunlar gibi olma' desin."
"TORUNUMA, 'İNSAN OLACAKSIN' DİYORUM"
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Başbakan'ın hakkını yemeyim, ben bazı hesapları hiç bilmem. Hesap farklı olaydır, kuralları vardır. Onun yaptığı, benim anlamadığım, benim yapamadığım hesap şu; dört işlem var; toplama, çıkarma, bölme ve çalma. Dilimin sürçtüğünü sanmayın, ben çalmayı bilmiyorum. Bunlar hem milleti soydular, hem de çarptılar. Bunların çarpmadan anladıkları budur. Torunuma, 'insan olacaksın, insanları seveceksin, sevgi yüreğinde olacak, anne, babanın sözünden çıkmayacaksın, büyüklerini seveceksin, ellerini öpeceksin. Sen, sen ol, çalma ve çırpma işiyle asla uğraşma' diyorum. Benim çocuklarıma, torunlarıma verdiğim ders budur."
(MV) FOTOĞRAFLI - Ankara