Kırklareli'nin İlk Fetö Davasında Yargılanan Binbaşı: Emirleri Yerine Getirdim
KIRKLARELİ'de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında haklarında dava açılan 65'inci Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı personelinin yargılanmasına, mahkeme salonuna çevrilen Halk Eğitim Merkezi'nde devam edildi.
KIRKLARELİ'de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında haklarında dava açılan 65'inci Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı personelinin yargılanmasına, mahkeme salonuna çevrilen Halk Eğitim Merkezi'nde devam edildi. Binbaşı Servet Aslan, darbe gecesi ne olduğunu anlayamadığını, kendisine verilen emirleri yerine getirdiğini belirterek, "Köprüler kapatıldığını, uçakların uçtuğunu görünce terör saldırısı zannettim" dedi.
Kırklareli'de 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, aralarında Lüleburgaz İlçesi'ndeki 65'inci Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Cemalettin Doğan'ın da bulunduğu 38'i tutuklu 81 sanık hakkında 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava açıldı. Kırklareli adliye salonunun yetersiz olması nedeniyle sanıkların yargılanmaları için Halk Eğitim Merkezi'nde bir bölüm, duruşma salonu haline getirildi. Yargılamanın ikinci gününde 65'nci Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Hareket Şube Müdürü olarak görev yapan Binbaşı Servet Arslan'ın savunması alındı.
Savunmasında hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Binbaşı Servet Aslan, "1'inci Ordu Komutanlığı tarafından bize valiliklerle ve sivil kurumlarla toplantılar yapılması emredildi ve KODKOT planı anlatılması istendi. Nisan 2015 yılında güncellen KODKOT Planı ile İstanbul'a takviye birliği olarak Mekanize taburunun birinci görevi oldu. KODKOT'la ilgili emirler gelince ben de bunlar ile ilgili toplantılarda bilgilendirmeler yapıyordum. 1 Mayıs 2016 tarihi itibariyle de bu doğrultuda emirler gelmeye başladı. 15 Temmuz gecesi tugay nöbetçi amiri Şener Balıkçıoğlu, personeli göreve çağırmamız gerektiğini bana iletti. Önemli bir emir geldiğini söyledi, ama bunun bir KODKOT planı emri olduğu konusunda bir şey demedi. Ama ben öyle düşündüm. Kolordu Kurmay Başkanı Albay Mehmet Ergül beni arayarak sözde sıkıyönetim emri verildiğini söyledi. Ben de bu sırada televizyondan olayları takip ediyordum. Ama ne olduğunu anlamamıştım. Köprüler kapatıldığını, uçakların uçtuğunu görünce terör saldırısı zannettim. Muhaberede İbrahim Gündüz gelerek sıkıyönetim emrini getirdi. Ömer Sel ve Şener Balıkçıoğlu ile emri inceledik ve çok şaşırdık. Televizyondaki olaylarla bağlantılı olduğunu düşündük" dedi.
Binbaşı Servet Arslan, 1'inci Ordu Harekat Merkezi'nden arandıklarını ve İstanbul'a takviye olmak için hazırlık yapılmasının emredildiğini söyleyerek şunları söyledi:
"Kolorduyu aradım ve neler olduğunu sorduğumda emirleri Kolordu Kurmay Başkanı'nın verdiğini söylediler ve şüphe duymadım. Daha sonra Kolordu Kurmay Başkanı arayarak, 'araçlar hazırlansın ama bizden habersiz çıkış yapılmasın, subay ve astsubaylardan oluşan 100 kişilik bir ekip oluşturun' dedi. Daha sonra Tugay Komutanı odasında telefonla konuştu ve Latif Çiçek'e dönerek,'senin taburun İstanbul'a gidecek' dedi. Tank taburunu ve birinci taburu incelememi emretti. 100 kişilik ekip ile birlikte zırhlı araçlar yola çıktı. Tank taburu komutanı, 'neden ben İstanbul'a gidiyorum. Bana bir yazılı emir verin' dedi. Ben de tugay komutanı ile görüşün dedim. Ben bu arada tugay komutanıyla görüştüm o da, 'tamam ben onlara yazılı emir veririm' dedi. Tabur komutanı Barış Vardar'a da İstanbul'a gideceklerini söyleyince, 'kaymakamın haberi var mı' diye sordu. Ben de İstanbul Valisi istediyse kaymakamın bilgisi olmayabilir dedim. Tugaydan çıkış emrini ben vermedim. Zaten tugay komutanı dışında kimse böyle bir emir veremez. Benim görevim hazırlıkların yapılmasıydı. Ben de görevimi yaptım, bana verilen emri yerine getirdim. Kolordu Komutanı beni arayarak kışladan araçların çıktığını, derhal onların geri çekilmesi gerektiğini söyledi. Tugay komutanına ulaşamadığını telefonları açmadığını söyledi. Ben de tugay komutanına giderek söyledim. O sırada kışladan yola çıkan birliğin başındaki Latif Çiçek aradı. Çok gürültü vardı, tekbir sesleri geliyordu. Ben hemen telefonu tugay komutanına verdim ve komutan oradan çıkış yolu bulmaları söyledi. Sabaha karşı 05.00 sularında her şey netleşmişti ama halen kimin ne olduğunu bilemiyordum. Göstericilerin ve emniyetin tehditlerini de öğrenince, dışarıdaki tabur komutanı Barış Vardar'ı arayarak geri gelmelerini, kışlalarına dönüp oranın güvenliğini sağlamalarını istedim. Onlarda geri döndü."
4 KEZ ÖMÜR BOYU HAPİS İSTENİYOR
Kırklareli 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede 65'inci Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Cemalettin Doğan'ın da bulunduğu 38'i tutuklu 81 sanık hakkında, 'Hükümete karşı silahlı isyan ve silahlı FETÖ terör örgütü üyesi olmak, TBMM'yi ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya, görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs, Türkiye cumhuriyeti anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs' suçlarından 4 kez ağırlaştırılmış ömür boyu, silahlı terör örgütüne üye olmak, suç işlemek amacıyla örgütü kurma suçlarından da 5-10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmaları istendi. - Kırklareli