Kışanak: Tüm Eğitim Sistemini Devralmaya Hazırız
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan, "Bizler artık anaokulundan üniversiteye kadar tüm eğitim sistemini devralmaya hazırız" dedi.
Samer (Siyasal ve Sosyal Araştırma Merkezi) ve Kurd-Der (Kürt Demokrasi Kültür ve Dayanışma Derneği) tarafından Avrupa Birliği desteği ile düzenlenen "Anadilde Eğitim Modeller, Kısıtlar ve İmkanlar" konulu uluslararası sempozyum başladı.
Suriye ve Federe Kürdistan'dan katılımcıların da yer aldığı ve Kürt coğrafyalarında anadil tecrübelerinin aktarılacağı sempozyum Cegerxwin Kültür Merkezi'nde yapıldı. İki gün sürecek olan sempozyumun açılış konuşmasını yapan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak, katılımcıları Kürtçe selamlayarak, sempozyumun başarılı geçmesini diledi.
KIŞANAK: "TEKLİK KRİZİ YAŞIYORUZ"
Kışanak, çok kimlikli, çok kültürlü, çok dilli bir coğrafyada yaşandığını anımsatarak, "Ancak toplumsal gerçekliğimiz 'çokluk' üzerine kurulu olmasına rağmen ne yazık ki Cumhuriyetin kurulmasından bu yana bir devlet düzeni olarak 'teklik' krizi yaşıyoruz" dedi. "Hayatın olağan akışına müdahale edilmeseydi, bu kadim topraklar rengarenk çiçeklerin açtığı bir gül bahçesine dönecektİ" diyen Kışanak, bu renklerin bir kısmının solduğunu, acil önlem alınmazsa bir kısmının da solmak üzere olduğunu belirtti. Anadil hakkı konusunda 90 yıldan beri mücadele ettiklerini, asimilasyon ve dil kırımını önlemeye çalıştıklarını aktaran Kışanak, Kürtçe konuşmanın yasak olduğu, vatandaşın kullandığı her kelime için para cezası ödediği bir devlet gerçeğinden bugünlere gelindiğini bildirdi. Ödenen bedellerin, verilen emeklerin boşa gitmediğini ifade eden Kışanak, Kürtçe'nin tabi tutulduğu asimilasyon ve dil kırım sürecinin durdurulduğunu söyleyerek, "Şimdi artık geçen süreçte eksilenleri yeniden bulup yerine koyma zamanı. Yani asimilasyonun tahribatlarını giderme zamanı" diye konuştu. "İçini boşaltma ve anlamsızlaştırma" politikalarına karşı mücadelenin de güçlü bir şekilde devam etmesinin altını çizen Kışanak, ana dil hakkının ancak güçlü toplumsal kurumlar oluşturarak, etkili bir şekilde kullanılabileceğine vurgu yaptı.
ÇOK DİLLİ HİZMET PERSPEKTİFİ
Yerel yönetimler olarak bu çabanın ve emeğin bir parçası olmaya gayret ettiklerini söyleyen Kışanak, yerel yönetim hizmetlerini çok dilli hizmet perspektifi ile sunduklarını ve önümüzdeki süreçte daha ileri adımlar atacaklarını belirtti. Anadil ve kültürel yayıncılık faaliyetlerini genişleterek, devam ettireceklerini ifade eden Kışanak, Büyükşehir Belediyesi'nin 30'dan fazla eser yayımladığını anımsattı. Diyarbakır Şehir Tiyatrosu'nun tüm sezon boyunca perdelerini Kürtçe açtığını ifade eden Kışanak, Aram Tigran Kent Konservatuarı'nda anadilde özgür sanat modelinin temelinin atıldığını belirtti. Kışanak, konservatuarın; sinema, müzik, resim, tiyatro ve halk dansları alanında anadilde verdiği eğitimle ve eğitim kitaplarını da hazırlayarak adeta bir üniversite işlevi gördüğünü sözlerine ekledi. Sözlü edebiyat geleneğini geleceğe taşıyan Dengbêj evinin en gözde kurumlardan biri olduğunu söyleyen Kışanak, ana dilde hizmet veren kreş açtıklarını ve bu çalışmaları güçlenerek sürdüreceklerini bildirdi.
EĞİTİM SİSTEMİNİ DEVRALMAYA HAZIRIZ
"Bizler artık anaokulundan üniversiteye kadar tüm eğitim sistemini devralmaya hazırız" diyen Kışanak, tüm demokratik ülkelerde eğitim hizmetinin kamusal hizmet olarak yerel yönetimler tarafından verildiğini anımsattı. Yerel yönetimler olarak halkımızın dil, kültür ve eğitim ihtiyaçlarını karşılama konusunda kedimizi görevli ve sorumlu olarak görüyoruz" şeklinde konuşan Kışanak, anadilde kamusal hizmet sunma ve anadilde eğitim kurumları açma konusunda güçlü adımlar atacaklarını söyledi.
ASİMİLASYON İNSANLIK SUÇUDUR
Kurd Der Başkanı Mustafa Karaman da Kurd Der ve Samer'in Kürt dilini geliştirme konusunda dil ve kültür haklarını korumak için bilimsel çalışmalar ve araştırmalar yaptığını anlattı. Türkiye'de 34 farklı halkın yaşamakta olduğunu belirten Karaman, bu farklılıkların yok sayıldığını ve bunun insanlık suçu olduğunu belirtti. Türkiye'de 6 milyon Kürt çocuğunun Türkçe eğitim gördüğünü anımsatan Karaman, asimilasyon politikasının devam ettiğini belirtti. 25 milyon kişinin Kürtçe konuştuğunun altını çizen Karaman, "Başbakan anadilde eğitimi istemese de anadilde eğitimi hayata geçirmek ve kültürü korumak zorundayız. Biz Kürt sorununun çözümü, eşit, adil bir yaşam amacıyla vazgeçilmez haklarımızın Anayasal güvenceye alınması için çabamızı sürdüreceğiz". 30 Mart seçimlerinde BDP'nin eşbaşkanlık sistemiyle kadın-erkek eşitliğini hayata geçirerek, ortaya koyduğu tavrı takdir ettiklerini söyleyen Karaman, "Bu sistem Kürt toplumunu özgürleştirme sistemidir" diye konuştu.
Türkiye'den çok sayıda yazar, aydın ve akademisyeninin katıldığı sempozyumun ilk oturumu "Kavramsal Açıdan Anadili-Anadilinde Eğitim", "Osmanlı'dan Günümüze Anadilde Eğitim" olarak devam etti. Sempozyumun ikinci gününde "Kürt Coğrafyasında Anadili Tecrübeleri", "Farklı Ülkelerde Anadilinde Eğitim Modelleri; Pratikler-Öneriler" başlıklı konular tartışılacak ve değerlendirilecek. Son oturumda ise Peru, Finlandiya, Bask ve Katalan, Galler, İsveç'ten gelen katımcılar deneyimlerini paylaşacak.