KKTC Olarak Türkiye'nin Yanındayız ve Destekçisiyiz"
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Suriye'nin Afrin bölgesinde terör örgütlerine yönelik yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin, KKTC olarak tam anlamıyla Türkiye'nin yanında ve destekçisi...
MURAT DEMİRCİ - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Suriye'nin Afrin bölgesinde terör örgütlerine yönelik yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin, KKTC olarak tam anlamıyla Türkiye'nin yanında ve destekçisi olduklarını söyledi.
Bakan Özersay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Türkiye, uluslararası hukuk çerçevesinde kendi toprak bütünlüğünü, güvenliğini koruyabilmek için böyle bir adım atma hakkına sahip bir devlettir." dedi.
Harekatın hukuki adım olmasının ötesinde stratejik öneme sahip olduğuna dikkati çeken Özersay, bunun bölgedeki dengeleri etkileyecek bir adım olduğunu vurguladı.
Kudret Özersay, Suriye gibi kendi içerisinde istikrarsızlığı besleyen ve bunu komşu ülkelere yansıtan devletlerin "Benim toprak bütünlüğüm var. Bana kimse bir şey yapamaz." gibi bir ayrıcalıktan yararlanamayacağını belirterek şunları kaydetti:
"Siz kendi toprak bütünlüğünüzü bir başka devletin güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde başkalarına kullandırtamazsınız. Bazı terör örgütlerinin buralarda konumlanarak, Türkiye'nin güvenliğini tehlikeye sokacak adımlar atmalarına aslında Türkiye şimdi değil yıllardır karşı çıkmıştı. Türkiye Cumhuriyeti kendi toprak bütünlüğünü sağlama bağlamında attığı adımlarda, terörizme karşı verdiği mücadelede tam anlamıyla KKTC olarak Türkiye'nin yanındayız ve destekçisiyiz. Dilerim bu askeri girişim en erken zamanda en az zayiatla başarıyla sonuçlanır."
"Akdeniz'deki doğal kaynakları Rumların tek başına kullanmalarına müsaade etmeyeceğiz"
Güney Kıbrıs Rum kesiminin Akdeniz'de tek yanlı doğalgaz arama faaliyetlerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Dışişleri Bakanı Özersay, Rum tarafının Kıbrıs Türk halkına bir yandan "Sen bu kaynakların sahibisin" derken diğer yandan Kıbrıs Türk halkının iradesini yok sayamayacaklarını ifade etti.
Özersay, KKTC ile Türkiye'nin istişare halinde, birlikte hareket ederek Akdeniz'deki doğal kaynakları Kıbrıslı Rumların tek başına kullanmalarına müsaade etmeyeceklerine işaret ederek, Rum tarafına "Bize ait olan kaynakları, bizim rızamız olmadan tek taraflı bir biçimde, hangi biçimde, hangi yüzdelikler bağlamında bunu yapacağınıza neden siz tek başınıza karar veriyorsunuz?" sorusunu sordu.
Ada'da 2004'ten bu yana Birleşmiş Milletler tarafından ifade edildiği gibi Kıbrıslı Rumların adanın zenginliğini paylaşmaya hazır olmaması durumuyla karşı karşıya olduklarını söyleyen Kudret Özersay, "Bu bir gerçekliktir, bu bir olgudur. Yönetimi bizimle paylaşmaya hazır olduklarını bize göstermeleri lazım. Zenginliklerini de bizimle paylaşmaya hazır olduklarını göstermeleri lazım. İşte tam da bu doğalgaz konusu. Kıbrıs Rum tarafı bu adadaki zenginliği, refahı, Kıbrıs Türkü ile paylaşmaya hazır mı değil mi? Bunu iyi test edeceğimiz bir sınavdır aslında. Kıbrıs Türk tarafı Türkiye ile tam bir uyum ve istişare halinde bu konuyla ilgili gerginliği artırmak için değil bilakis gerginliği azaltmak için diplomasi yolunu tercih etmiştir." diye konuştu.
"Müzakerelerde zihniyet değişikliğine ihtiyaç var"
Kıbrıs müzakere sürecinde değinen Özersay, "Bir şekilde müzakere olsun da ne şekilde olursa olsun" mantığının süreci bir yere götürmeyeceğine işaret ederek, "Bu kısır döngü devam eder. Biz müzakereyi hedef alan değil, sonucu hedef alan bir yaklaşım ortaya koymak istiyoruz. Askıda kalmak istemiyoruz." dedi.
Özersay, "Müzakerelerden önümüzdeki dönemde sonuç almasını istiyorsak, Kıbrıs'ta karşılıklı bir çözüm olmasını istiyorsak bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç var. Rum tarafıyla bir müzakerenin olabilmesi için şu an da bir perspektif yok." değerlendirmesinde bulundu.
Müzakerelerde Kıbrıs Türk tarafının pozisyonunun net olduğunu belirten Özersay, "Yapılması gereken şey nedir? Önce bu mantalitenin değiştiğini gösteren adımlar atılması gerekir. Kıbrıs Rum liderliği, yönetimi ve zenginliği bizimle paylaşmaya hazır olduğunu önce bir göstermelidir. Bu olmadan müzakerelere başlamanın bir anlamı yoktur. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da bu yüzden haklı olarak müzakereci tayin etmemiştir." ifadelerini kullandı.