Kocaeli haberi | Prof. Dr. Çolak: "Abarttığımız, Sevgi Gösterdiğimiz Körfez Ülkelerinden Bugüne Kadar Gelen Doğrudan Yabancı Yatırım 12 Milyar Dolar"
Kocaeli haberlerine göre Prof. Dr. Ömer Faruk Çolak, doğrudan yabancı yatırımcılara ilişkin, "Türkiye’de topu topu 2002’den bu yana 174 milyar dolarlık bir doğrudan yabancı yatırım geldi... Bu paranın önemli bir kısmı bizim sürekli kavga etmek için alan aradığımız Avrupa’dan geldi. Türkiye’ye doğrudan yatırımcı gelen en fazla ülke, en çok kavga ettiğimiz, ‘kıskanıyorlar, bize muhtaçlar’ dediğimiz Hollanda’dan. İkinci sırada İngiltere, üçüncü sırada yine sürekli kavga ettiğimiz Almanya var. Sonra Fransa ve Amerika geliyor. Öyle abarttığımız, sevgi gösterdiğimiz Körfez ülkelerinden bugüne kadar gelen doğrudan yabancı yatırım 12 milyar dolar" dedi. Çolak, Türkiye'nin en fazla altını İsviçre'ye ihraç ettiğini belirtirken, "Bunun adı şu; eğer Türkiye’den İsviçre’ye altın ihracatı birinci sıraya geldiyse Türkiye’den sermaye kaçırılıyor demektir" diye konuştu.
Haber : BERKAY VAROL - Kamera: AZİZ METİN TURAN
Prof. Dr. Ömer Faruk Çolak, doğrudan yabancı yatırımcılara ilişkin, " Türkiye'de topu topu 2002'den bu yana 174 milyar dolarlık bir doğrudan yabancı yatırım geldi... Bu paranın önemli bir kısmı bizim sürekli kavga etmek için alan aradığımız Avrupa'dan geldi. Türkiye'ye doğrudan yatırımcı gelen en fazla ülke, en çok kavga ettiğimiz, 'kıskanıyorlar, bize muhtaçlar' dediğimiz Hollanda'dan. İkinci sırada İngiltere, üçüncü sırada yine sürekli kavga ettiğimiz Almanya var. Sonra Fransa ve Amerika geliyor. Öyle abarttığımız, sevgi gösterdiğimiz Körfez ülkelerinden bugüne kadar gelen doğrudan yabancı yatırım 12 milyar dolar" dedi. Çolak, Türkiye'nin en fazla altını İsviçre'ye ihraç ettiğini belirtirken, "Bunun adı şu; eğer Türkiye'den İsviçre'ye altın ihracatı birinci sıraya geldiyse Türkiye'den sermaye kaçırılıyor demektir" diye konuştu.
editörü, ekonomist, Dünya gazetesi yazarı Prof. Dr. Ömer Faruk Çolak, Türkiye ekonomisindeki gelişmeler, cari açık ve yatırımları üzerine ANKA Haber Ajansı'na değerlendirmeler yaptı.
"YANLIŞ KULLANILAN BİR KAVRAM DAHA VAR, FİNANSE EDİLEBİLİR CARİ AÇIK. BÖYLE BİR KAVRAM YOK. ÇÜNKÜ VERESİYE CARİ AÇIK OLMAZ"
Prof. Dr. Çolak, "Cari açığı, inanın cari açık diyenlerin çoğu da bilmiyor. Cari açık esasında iki kelime ile açıklanır. Cari açık eşittir, ülkenin tasarruf açığı. Eğer bu ülke yurtiçi tasarrufları yatırımlarını aşıyorsa, bu ülkenin, devletin vergi gelirlerini aşan bir harcama yapıyorsa bu cari açık demektir. Cari açık bir sonuç. Bir de yanlış kullanılan bir kavram daha var, finanse edilebilir cari açık. Böyle bir kavram yok. Çünkü veresiye cari açık olmaz. Bu ülkeye para gelirse siz cari açık verirsiniz. Ben harcayayım sonra para bulayım derdinde değilsiniz. Önce para gelir sonra harcarsınız" sözleriyle cari açık tartışmalarına değindi.
"BU KADAR ÇOK BİNA, KÖPRÜ YAPACAĞINA YENİLENEBİLİR ENERJİYE KAYNAK AYIRSAYDI TÜRKİYE BUGÜN O KRİZİN İÇİNE GİRMEZDİ"
Çolak, Türkiye'nin cari açığına ilişkin, "Türkiye'nin cari açığının başa bela olmasının altında yatan en önemli etken enerji maliyetleridir. Çünkü Türkiye, ciddi bir enerji ithalatçısı. Her şeyin bir alternatifi var. Bu kadar çok bina, köprü yapacağına yenilenebilir enerjiye kaynak ayırsaydı Türkiye bugün o krizin içine girmezdi. İkincisi, biz cari açık verirken bu gelen para bize hep portföy yatırımları ile geldi. Doğrudan yatırımcı gelip bu ülkeye çok faydası olmadı" dedi.
"SEVGİ GÖSTERDİĞİMİZ KÖRFEZ ÜLKELERİNDEN BUGÜNE KADAR GELEN DOĞRUDAN YABANCI YATIRIM 12 MİLYAR DOLAR"
Türkiye'deki yabancı yatırımcı verilerine dikkat çeken Çolak, şunları söyledi:
"Türkiye'de topu topu 2002'den bu yana 174 milyar dolarlık bir doğrudan yabancı yatırım geldi. En çok geldikleri alan 55 milyar dolarla finans sektörü. Sonra enerji, iletişim. Bu paranın önemli bir kısmı bizim sürekli kavga etmek için alan aradığımız Avrupa'dan geldi. Türkiye'ye doğrudan yatırımcı gelen en fazla ülke, en çok kavga ettiğimiz, 'kıskanıyorlar, bize muhtaçlar' dediğimiz Hollanda'dan. İkinci sırada İngiltere, üçüncü sırada yine sürekli kavga ettiğimiz Almanya var. Sonra Fransa ve Amerika geliyor. Öyle abarttığımız, sevgi gösterdiğimiz Körfez ülkelerinden bugüne kadar gelen doğrudan yabancı yatırım 12 milyar dolar. Kardeş deyip yaklaşık 5 milyon insanını aldığımız Suriye'den Türkiye'ye bugüne kadar yasal olarak giren doğrudan yabancı yatırım sadece 1 milyon dolar. Türkiye'nin 25 milyar doları aşan bir ithalat yaptığı Çin'den çok düşük bir doğrudan yabancı yatırım geliyor. Türkiye'nin doğrudan yabancı yatırımın 3/4'üne yakın kısmı Avrupa'dan geliyor. Türkiye'nin ihracatının yarısını oraya yapıyor. Doğrudan yabancı yatırımın 2/3'ü oradan geliyor. Öyle ki Avrupa ile kavga ediyor. O zaman o adam da 'yeter, ben artık gelmeyeyim' diyor."
"YATIRIMLARI KAÇIRIRSANIZ BUGÜN DÖVİZ İLE İLGİLİ SIKINTI YAŞARSINIZ, SWAP'LA İŞİ GÖTÜRMEYE ÇALIŞIRSINIZ"
Son yıllarda yabancı yatırımın öncelere göre daha az geldiğini söyleyen Prof. Dr. Çolak, "Bir firmanın bundan 3 yıl önce Türkiye'ye gelip bir otomobil fabrikası kuracağı haberi gelmişti. Hatta Manisa'da arazi satın aldıkları. Ben çok sevinmiştim. İlk yıl belki 1 milyar TL katma değer yaratacaktı ama arkasından başka, sağlam doğrudan yatırımcı getirecekti. ve biz onu kaçırdık. Öyle yatırımları kaçırırsanız bugün döviz ile ilgili sıkıntı yaşarsınız, SWAP'la işi götürmeye çalışırsınız. Dolasıyla cari açık bir sonuç. Üstelik de bu cari açığı verirken kullandığımız kaynaklar zayıf. Şimdi ise daha zayıf" diye konuştu.
"İSVİÇRE'YE ALTIN İHRACATI BİRİNCİ SIRAYA GELDİYSE TÜRKİYE'DEN SERMAYE KAÇIRILIYOR DEMEKTİR."
Türkiye'de, "Parasal olmayan altın kalem" diye bir kavramın olduğunu belirten Çolak, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bunun adı aslında altın ihracatı ve ithalatıdır. Türkiye, 2003 yılından beri tabiri caizse altınla oynuyor. İnanılmaz iniş çıkışlar oluyor. Düşünebiliyor musunuz, kimi yılların kimi aylarında Türkiye'nin en fazla ihracat yaptığı ülke İsviçre oldu. İsviçre Türkiye'den en fazla altın almış. Peki İsviçreli kadınlar birdenbire Türk mücevherlerine, bileziklerine mi tamah etti, yok. Geçen ay en fazla altın ithal ettiğimiz yer İsviçre oldu. İsviçre altın üretiyor mu, hayır. Peki nasıl geliyor? Bunun adı şu; eğer Türkiye'den İsviçre'ye altın ihracatı birinci sıraya geldiyse Türkiye'den sermaye kaçırılıyor demektir. Bu ikincisinde de geliyor demektir. Bu altınlar öyle bilezik falan değil. Külçe altın. İstikrarlı bir ülke için bunlarda aşırı oynaklık olmamalı. Bizde ise böyle bir oynaklık var."
"TÜRKİYE 'A' MALINI ÜRETMEK İÇİN MAL İTHAL ETMEK DURUMUNDA"
Türkiye'nin cari açığı üzerine Çolak, "Kimse bilemez. Allah bilir. Para geldi çok, para gelmedi az. Bu sağlıklı bir şey değil. Çünkü cari açığın içindeki ana kalem dış ticaret açığı. Ne demek, ihracatın ithalat ile arasındaki farkı demek. Ciddi bir ithalatımız var. Bu yıl çok ciddi bir dış ticaret açığımız var. Çünkü Türkiye ara mal ithal ediyor. Herkesin bildiğinin aksine Türkiye, çok fazla tükettiği için ithalatı artmıyor. Türkiye 'a' malını üretmek için mal ithal etmek durumunda. Örneğin şu an aramızın çok iyi olmadığı Yunanistan'dan biz pamuk ithal ediyoruz. Sonra o pamuğu alıp iplik yapıyoruz, son kumaş yapıyoruz. Dolasıyla Türkiye'nin dış ticaret yapısını düzeltmek için bu ara mallarını yeniden Türkiye'de üretmenin yolu açılmalı" değerlendirmesini yaptı.