KOVİD-19 HASTALARI YAŞADIKLARINI ANLATIYOR - "Kovid-19'u Allah düşmanıma bile yaşatmasın"
Aksaray'da, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele ederken hastalığa yakalanan Ağaçören Devlet Hastanesi Aile Hekimliği biriminde görevli doktor Kemal Songür, tedavi sürecinde yaşadığı zorlukları anlattı.
Aksaray'da, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele ederken hastalığa yakalanan Ağaçören Devlet Hastanesi Aile Hekimliği biriminde görevli doktor Kemal Songür, tedavi sürecinde yaşadığı zorlukları anlattı.
Evli ve iki çocuk sahibi 37 yaşındaki Songür, AA muhabirine yaptığı açıklamada, entegre bir hastanede görev yaptığını belirterek hem aile hekimliğinde hem de hastanenin acil kısmında hasta baktığını söyledi.
Her sağlık kuruluşunda olduğu gibi kendilerinde de Kovid-19 salgını nedeniyle bir yoğunluk yaşandığını anlatan Songür, "Muhtemelen o dönemlerde viral yükün artmasına bağlı olarak ben de bu hastalığa yakalandım. Durumumdan şüphelenince test yaptırdım ve pozitif çıktı. Çok yoğun eklem ve kas ağrısı şikayetim vardı. Kendimi bir hafta evimde karantinaya aldım. Bu bir haftanın sonunda şikayetlerim arttı. Ateşim çok yükseldi, nefes darlığım olmaya başladı, artık soluk alıp verememeye başlamıştım. Ateşim 41 dereceyi bulunca sağlık ekiplerince Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldım." diye konuştu.
Herhangi bir kronik hastalığının olmadığının altını çizen Songür, 2 gün serviste kaldıktan sonra kanlı balgam ve solunum şikayetlerinin olması üzerine yoğun bakım ünitesine kaldırıldığını ifade etti.
"Yoğun bakım servisi insanın psikolojisini zorluyor"
O dönemde, nefes almakta zorluk çektiğini, oksijensiz beş adım bile ileri gidemediğini aktaran Songür, şöyle konuştu:
"Yoğun bakım süreci hepsinden daha kötüydü. Sağ olsunlar hastanemizdeki ekipler çok ilgilendi bizlerle. Sanki ailelerinden biriymişiz gibi ilgilendiler, hepsine çok teşekkür ediyorum. Yoğun bakımda immün plazma tedavisi planlandı. Kovid-19 geçiren tüm vatandaşlarımızı immün plazma bağışı vermelerini tavsiye ediyorum. Çünkü ihtiyaç çok fazla. Tedavim boyunca 6-8 saat arasında yüz üstü yattım, ciğerlerimizin daha iyi havalanabilmesi için. Akciğerlerimize zorla oksijen veren makinelerimiz var, bir süre buna bağlı kaldım. Ardından değerlerim düzelmeye başladı. Ancak yoğun bakım servisi insanın psikolojisini zorluyor. Orada kaldığım sürece çok tuhaf sesler duyuyordum. Bağıran, çağıranlar oluyordu. 'Nefes alamıyorum, ölüyorum' diye bağıran hastalarımız vardı. Kovid-19'u Allah düşmanıma bile yaşatmasın. İnsanın psikolojisini etkileyen bir süreç. Yoğun bakım sürecini insanlar görse maskeleri bir değil üçer üçer takar."
"İki kolumda da damar yolu açılacak yer kalmadı"
Songür, vatandaşlardan maske, mesafe ve hijyen kurallarına uymalarını beklediklerini, bu virüsten korunmak için başka bir çarenin olmadığını hatırlattı.
Test sonuçları negatif çıktıktan sonra 10 günlük ev istirahati yaptığını, ardından görevine döndüğünü vurgulayan Songür, "Hastaneye giriş ve çıkış sürecinde 6-7 kilogram kadar kilo kaybım oldu. Aynı zamanda sürekli ilaç veriliyor, damar yolları açılıyor, iki kolumda da damar yolu açılacak yer kalmadı. Ayağımdan bile serum verdiler. Kolumdaki damarlar harap olmuştu. Çok zor bir süreç. Vatandaşlarımızın çok dikkat etmesi gerekiyor. Bu süreçte benim yanımda olan herkese teşekkür ediyorum. Görevime geri döndüm. Maske, mesafe, siperlik ve hijyen kurallarına daha çok dikkat ediyorum." ifadelerini kullandı.