Kovid-19 servisinde görevli hemşireler Anneler Günü'nü evlatlarından uzakta nöbette geçiriyor
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelenin fedakar kahraman hemşirelerinden Malatya'da görevli Selma Can ve Mardin'de görev yapan Özlem Tekin, Anneler Günü'nde çocuklarından ayrı kalmanın burukluğunu yaşıyor.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelenin fedakar kahraman hemşirelerinden Malatya'da görevli Selma Can ve Mardin'de görev yapan Özlem Tekin, Anneler Günü'nde çocuklarından ayrı kalmanın burukluğunu yaşıyor.
Hemşireler Can ve Tekin, dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 ile mücadele etmek için gece gündüz demeden insanlara şifa olabilmek için çalışan fedakar sağlık çalışanlarından sadece ikisi.
Anneler Günü'nü evlatlarından ayrı nöbette geçiren Can ve Tekin, hastalara şifa olmaya devam ediyor.
Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Kovid-19 ile mücadelede görev alan 43 yaşındaki 22 yıllık hemşire Selma Can, Anneler Günü'nü 8 yaşındaki kızı Serra ve 15 yaşındaki oğlu Mustafa'dan ayrı geçiriyor.
Kovid-19 servisi sorumlu hemşiresi olarak görev yapan Can, AA muhabirine, salgın nedeniyle zor ve sıkıntılı süreçler geçirdiklerini söyledi.
Eşinin başka bir kentte görevli olduğunu anlatan Can, iki çocuğunu salgın nedeniyle yaşlı olan ailesinin yanına bırakamadığını, bu nedenle çocuklarının evde yalnız kaldığını ifade etti.
"Hastalarımızın nefes alamayışına şahit oluşumuz bizi çok üzdü"
Çocuklarının Kovid-19 sürecinde evde yalnız kalmayı öğrendiğini belirten Can, "Çocuklarımı evde yalnız bırakırken büyük kaygılar yaşadım. Bazen çocukların telefonlarını açamadık. Hatta aramızda şifre bile belirledik. Eğer ciddi sıkıntı olunca beni defalarca üst üste arayacaklardı. Eğer sorun yoksa onlar beni arayacak ben sonra onlara dönecektim. Anne olarak zor bir süreç geçirdik. Zor bir durumdu." diye konuştu.
"Annelik her şeyden önce ama mesleğimiz de bizim için önemli." diyen Can, hastaların yaşadığı sıkıntıların kendilerini çok üzdüğünü ifade etti.
Can, "Bu süreçte bizim bedensel yorgunluğumuzdan çok hastalarımızın nefes alamayışına şahit oluşumuz bizi çok üzdü. Çünkü hastanın nefesinin akciğerine ulaşmadığını, bu sıkıntıyı bütün bedeniyle yaşadığını görüyorum. Bu süreçte bizi en çok rahatsız eden, yoran bedensel yorgunluk değil hastalarımızın yaşadığı sıkıntılardı." dedi.
Amaçlarının hastalığın bir an önce geçmesi, sürecin bitmesi olduğunu dile getiren Can, bu süreçte Kovid-19 tanısı almadığını ama hasta olanlar kadar sıkıntı yaşadıklarını aktardı.
" Anneler Günü'nü bu yıl nöbette geçiriyorum"
Can, geçen yıl Anneler Günü'nü çocuklarının yanında geçirdiğini anlatarak, şöyle konuştu:
" Anneler Günü'nü bu yıl nöbette geçiriyorum. Çocuklarım nöbette olduğum için çok üzülüyor ama burada da hastalarımızın bize ihtiyacı var. Tabi ki Anneler Günü'nü çocuklarımın yanında olsam çok güzel olacaktı. Bu Anneler Günü biraz buruk geçiyor ama yine de çocuklarımın sağlıklı olması benim de burada şifacı olmam önemli. Bu nedenle çok da üzgün değilim."
Çocuklarının kendisine "Anneler Günü'nde çalışmasaydın, keşke evde, yanımızda olsaydın." diye sitem ettiğini anlatan Can, telefonda onlarla hasret gidermeye çalıştığını kaydetti.
Selma hemşire nöbette çocukları ile görüntülü görüşürken duygu dolu anlar yaşadı.
Annesine olan sevgisini ve özlemini anlatan Serra, annesi için çizdiği resmi telefondan gösterdi.
"'Hemşire anne' olmak daha zor oldu bu süreçte"
Mardin Devlet Hastanesi'nde Kovid-19 servisinde görevli hemşire Özlem Tekin de 10 yaşındaki oğlu Ömer'den Anneler Günü'nü ayrı geçirdi.
Görevi başında yakalandığı Kovid-19'u da yenen Tekin, yaklaşık 14 yıldır hemşirelik yaptığını, son 1,5 yılının da salgınla mücadeleyle geçtiğini söyledi.
Tekin, "Cumhurbaşkanımız, Sağlık Bakanımız, müdürlerimiz, bütün sağlık ordumuzun verdiği büyük uğraşlarla bu sürece adapte olmaya çalıştık. En başından beri sağlık sistemimize güveniyorduk. Bu sayede salgınla iyi mücadele ettiğimizi düşünüyoruz." dedi.
Salgın sürecinde anne olarak zorlandıklarını dile getiren Tekin, günlerce hatta aylarca çocuklarını göremediklerini aktardı.
Tekin, şunları kaydetti:
"Anne olmak zaten zor ama 'hemşire anne' olmak daha zor oldu bu süreçte. Çünkü çocuklara uzaktan bakmak zorunda kaldık, onlara sarılamadık, yanlarına gidemedik, onlarla konuşamadık. Onları da bu süreçte yalnız bıraktığımızı ve onlara yetemediğimizi hissettik. Ayrıca oğlumu yalnız büyütmek zorunda kalan bir anneyim. Onu dedesi ve anneannesine bırakmak zorunda kaldım. Bazen nereye bırakacağıma yönelik sıkıntılar bile yaşadım. Sağ olsun ailenin desteği, çocuğun anlayışıyla sürece daha iyi atlatmaya çalıştık. Birbirimiz için hep endişe duyduk. Özellikle hastalığı taşıyabilme korkusu zordu."
"Oğlum sürekli fotoğraflarımıza bakıp ağlıyormuş"
Tekin, koronavirüse yakalandığı süreçte, 6 gün hastanede yattığını, 14 gün de karantinada kaldığını belirtti.
Hastalık sürecinin zorlu geçtiğini ifade eden Tekin, "Oğlum sürekli fotoğraflarımıza bakıp ağlıyormuş. Beni tekrar göremeyeceğini düşünmüş. Ben de onu bir daha göremeyeceğim korkusu yaşadım." ifadelerini kullandı.
Tekin, bir yandan oğluyla ilgilenirken bir yandan da hastanede yatan, refakatçi alınmayan hastaların ailesi olduklarını belirtti.
"Sevdiklerimizden ayrı kalmayalım"
Ülke olarak zor bir süreçten geçildiğine dikkati çeken Tekin, toplum olarak herkesin bu aşamada üzerine düşen görevi yerine getirmesinin önemine işaret etti.
Tekin, "Salgın sürecinde sağlık çalışanları olarak biz nasıl sevdiklerimizden ayrı kaldıysak hastalarımız da sevdiklerini göremedi. Sağlık çalışanları olarak sevdiklerimizden ayrı kalmak istemiyoruz. Hastalarımız da sevdiklerinden ayrı kalmak istemiyor. Kurallara çok dikkat etmeliyiz. Maske, mesafe, hijyen ve aşı çok önemli. Herkes aşısını mutlaka zamanında yaptırmalı." diye konuştu.