Köyün Sıra Dışı Kafesi "Kitap Kurdu" Çocuklar İçin Hizmette
Bayburt'un Beşpınar köyünde öğretmenlik yapan Emre Özel, öğrencilerine kitap okuma alışkanlığı kazandırmak ve yörede yüzlerce yıllık geçmişi olan ancak her geçen yıl unutulan "köy odası" geleneğini yaşatmak amacıyla çocuklara özel sıra dışı bir kafe tasarladı.
ABDULKADİR NİŞANCI - Bayburt'un Beşpınar köyünde öğretmenlik yapan Emre Özel, öğrencilerine kitap okuma alışkanlığı kazandırmak ve yörede yüzlerce yıllık geçmişi olan ancak her geçen yıl unutulan "köy odası" geleneğini yaşatmak amacıyla çocuklara özel sıra dışı bir kafe tasarladı.
Görev yaptığı Demirözü ilçesine bağlı Beşpınar köyündeki Şehit Gürcan Yavuz İmam Hatip Ortaokulu'nda daha önce de öğrencilerine tasarımını ve düzenlemesini yaptığı "galaksi tavan" siteminin yer aldığı sınıfta "yaşayarak ve dokunarak" öğrenme fırsatı sunan Özel, şimdi de öğrencilerine kitap okuma alışkanlığı kazandırmak amacıyla "Kıraat Kafe" adını verdiği "köy çocuk odası" hazırladı.
Özel, kent merkezine 47 kilometre uzaklıktaki köyde 1985'te köy odası olarak 2 katlı inşa edilen ancak uzun yıllardır atıl durumda olan binanın 2'nci katını, çocukları okul dışındaki zamanlarında kitap okumaya yönlendirmek amacıyla onların ilgisini çekecek şekilde düzenledi. Özel'in öğrencileri için hayata geçirdiği yeni projesi sayesinde, atıl durumdaki binadan şimdilerde kitap okuyan ve oyun oynayan çocukların cıvıl cıvıl sesleri yükseliyor.
"Televizyon karşısında zaman geçirdiklerini gördük"
Emre Özel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, büyük bir kütüphaneye sahip olmayan fakat içinde çocuklar için önemli kitapların bulunduğu, rengarenk koltukları, sediri ve sobasıyla hem bir çocuk köy odası hem de çocukların keyifle kitap okuduğu Kıraat Kafe'yi çocuklarla buluşturduğunu söyledi.
Bu projeyi hayata geçirme sebebinin öğrencilere kitap okuma alışkanlığı kazandırmak olduğunu belirten Özel, şöyle devam etti:
"Öğretmenlik hayatımda öğrencilerimizin kitap okumadığını, onlara kitap okuma alışkanlığı kazandıramadığımızı gördüm. Yaptığımız etüt çalışmaları sonunda öğrencilerimize 'Hadi sen eve git, orada kitap oku' dediğimizde onların kitap okumadığını, okuldan eve gönderdiğimiz saatten yatıncaya kadar televizyon karşısında zaman geçirdiklerini gördük."
Özel, çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandıracak bir proje yapmak istediğini anlatarak şunları söyledi:
"Dedik ki öğrencilere bir kafe tasarlayalım, ismi de Kıraat Kafe olsun. Zamanında Osmanlı Devleti'nde insanların kıraat kafelerde kitap okuduklarını, orada bir araya gelip sohbet ettiklerini, kaynaştıklarını biliyorduk. Dedik ki bu felsefe üzerinden bir proje geliştirelim. Hayata geçirdiğimiz Kıraat Kafe'de öğrenciler gelip istedikleri kitabı, yayını takip edebiliyorlar. Bunun karşılığında da bu Kıraat Kafe'nin olanaklarından istedikleri gibi yararlanabiliyorlar."
Kitap da okunuyor, oyun da oynanıyor
Kafenin aynı zamanda çocuklara yönelik köy odası olma özelliğini de taşıdığını ifade eden Özel, şunları aktardı:
"Bu köy odasında öğrenciler toplanıp akşamları sohbet edebiliyorlar. Velileriyle gelip burada zeka oyunları oynayabiliyor, sohbet edebiliyor ve onların deneyimlerinden faydalanabiliyorlar. Buradaki eğitimlerimiz okul dışındaki zamanlarda oluyor. Okuldan çıkıp temel ihtiyaçlarını giderdikten sonra öğrencilerimizi buraya davet ediyoruz. Burada ölü zaman diye adlandırdığımız 17.00 ile 24.00 arası ile tatil günlerinde istedikleri şekilde eğlenebiliyor, vakit geçirebiliyor, sosyalleşmenin keyfine varıyorlar."
Özel, kafede para geçmediğini de hatırlatarak şöyle konuştu:
"Buraya girebilmeniz için yapmanız gereken tek şey kitap okumak. Kitap okuduğunuzda buraya gelip buradaki herhangi bir şeyden faydalanabiliyorsunuz. Aynı zamanda sekizinci sınıf öğrencilerimiz, TEOG sınavında hangi meslekleri seçeceklerini bilemiyor. Biz de buraya farklı meslek gruplarından kişileri davet ediyoruz. Öğrencilerimiz gelecekte hangi mesleği yapmak istiyorsa bire bir o meslek grubundan kişiyle konuşup rahatlıkla hayatına yön verebiliyor."
"Burayı çok sevdik"
Kafeye gelen öğrencilerden Meryem Memiş, okuldan sonra arkadaşlarıyla geldikleri kafede derslerini tekrar ettiklerini, ödevlerini yaptıklarını dile getirerek "Oyunlar oynuyoruz. Kendimizi daha da geliştiriyoruz. Burayı çok sevdik." dedi.
İlayda Vural da okuldan sonra koşa koşa kafeye gittiklerine işaret ederek "Burası tek yönlü bir yer değil. Okul kapanınca kütüphane de kapalı olduğu için burada ödevlerimizi hem internetten hem de buradaki kitaplardan araştırarak yapabiliyoruz. Arkadaşlarımızla sohbet ediyoruz, kitap okuyoruz. Burada herkes yeteneğince istediği şeyi yapabiliyor." diye konuştu.
Köylerindeki köy odalarının yalnızca büyükler ve erkekler için olduğunu, çocuklar için de bir köy odası açılmasından mutluluk duyduğunu vurgulayan Müşerref Yavuz, arkadaşlarıyla burada eğlendiklerini, yemek yediklerini, çay demleyip sohbet ederek içtiklerini kaydetti.
Ömer Fariz Ördek ise köy odasını çok sevdiğine dikkati çekerek "Akşamları canım sıkılınca buraya gelip kitap okuyarak oyunlar oynuyorum. Emre hocamızın yaptığı bu proje hepimizin zekasının ve fikrinin gelişmesini sağlıyor." dedi.