Kritik ve zorlu bölgedeki kitle robotik cerrahiyle çıkarıldı
İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi Endokrin Cerrahisi Bölümü doktorları, 77 yaşındaki hastanın sağ böbrek üstü bezi üzerinde ana damarlarına yakın nadir görülen kitleyi, robotik cerrahiyle çıkarmayı başardı.
İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi Endokrin Cerrahisi Bölümü doktorları, 77 yaşındaki hastanın sağ böbrek üstü bezi üzerinde ana damarlarına yakın nadir görülen kitleyi, robotik cerrahiyle çıkarmayı başardı.
Endokrin cerrahisi uzmanları Doç. Dr. Nihat Aksakal ve Op. Dr. Yalın İşcan, İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'ne başvuran Emine Altıner'in böbrek üstü bezinin üzerinde bir tümör olmasından şüphelenilen bir kitle tespit edilmesi üzerine ameliyat kararı aldı.
Altıner'e yapılan "posterior retroperitoneal robotik tümör eksizyonu" olarak tanımlanan robotik cerrahi müdahalesi yaklaşık 1,5 saat sürdü. Ameliyatta, Emine Altıner'in vücudundan yumurtadan biraz daha büyük bir kitle çıkartıldı.
"Cerrahinin geldiği son nokta" olarak nitelendirilen robotik cerrahi yönteminin, literatür taramaları sonucunda, yerleşim yeri itibarıyla ilk kez böyle kritik bir bölgedeki kitlenin alınması için uygulandığı bildirildi.
"Zamanında müdahale edilmezse belki de metastaz yapabilecek bir tümör olasılığı" söz konusuydu
Doç. Dr. Nihat Aksakal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sırt ağrısı ve yüksek tansiyon nedeniyle endokrinoloji bölümüne başvuran Emine Altıner'e yapılan tetkikler sonucunda, böbrek üstü bezinin yukarısında bir kitle saptandığını söyledi.
Tetkiklerde, kitlenin hormon salgılamadığının tespit edildiğini aktaran Aksakal, "Yaklaşık 4,5 santimetre çapında, bulunduğu bölge itibarıyla vücudun ana damarlarına ve sırta yakın, karnın arkasında, iyi-kötü huylu mu bilmediğimiz, zamanında müdahale edilmezse belki de metastaz yapabilecek bir tümör olasılığından dolayı kitleyi cerrahiyle almaya karar verdik." dedi.
Aksakal, hastalarının bu kitleyle ilişkili olarak daha önce bir hastalık öyküsü yaşamadığını ancak mide problemi ve uterustaki kitlesi nedeniyle iki defa karnından açık ameliyat olduğunu dile getirdi.
Altıner'in geçirdiği bu ameliyatlar ve karnındaki yapışıklıklar nedeniyle kitleye karın bölgesinden ulaşmanın biraz güç olduğunu belirten Aksakal, kapalı cerrahiye karar verme süreçlerini şöyle anlattı:
"Hastanın yaşı, 'daha önce geçirdiği ameliyat var mı, böyle bir tekniği anestezik açıdan kaldırabilir mi?' Bunları anestezi bölümümüzle kontrol ederek, karar verdik. 3 boyutlu görüntülemeler de bize navigasyon sağladı. Bu kitleye en rahat nasıl ulaşırız şeklinde bize yol gösterdiği için radyoloji bölümünden de destek aldık. İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümü Endokrin Cerrahisi Departmanı olarak bu konuda (kapalı ameliyat) deneyimimiz fazla. Kitleye sırttan yaklaşarak cerrahi uygulayabileceğimizi düşündük. Fakültemize kazandırılan da Vinci robotuyla da bu ameliyatın kapalı tamamlanabileceğine kanaat getirdik."
"Açık ameliyat olsaydı komplikasyon ihtimali daha fazla olacaktı"
Doç. Dr. Nihat Aksakal, son yıllarda birçok alanda kullanılmaya başlanan küçük kesinin (minimal invaziv cerrahi), hasta ve hekim için avantajlarının çok fazla olduğuna işaret etti.
Küçük kesi sayesinde bazı ameliyatlarda sürenin oldukça kısaldığını, hastalarda daha az ağrı olduğunu belirten Aksakal, büyük kesiyle yapılan ameliyatlara bağlı gelişebilen akciğer, kalp, yara iyileşmesi problemleri ve fıtık gelişimi gibi komplikasyonların daha az görüldüğünü anlattı.
Ayrıca, bu yöntemle ameliyat sonrası hastaların gündelik yaşama daha hızlı dönebildiğini aktaran Aksakal, hastanede yatış süresi ve evdeki iyileşme dönemini de kısaltan robotik cerrahinin konforlu bir yöntem olduğunu ifade etti.
Emine Altıner'in operasyonunun da yaklaşık 1,5 saat sürdüğünü dile getiren Aksakal, "Eğer karın bölgesinden (açık ameliyat) yapmaya çalışsaydık yapışıklıklarından dolayı süre daha uzun olacaktı. Hastanın daha büyük kesisi, kesiye bağlı daha fazla ağrı, bazı akciğer ve yarayla ilgili problemleri yaşama ihtimali daha fazla olacaktı. Ameliyattan sonraki gün ayaklanabildi. Bu yöntemde solunum kasları etkilenmiyor. Hastanın nefes alışverişi daha rahattı. Taburculuğu da açık cerrahiye göre çok daha kısa oldu." değerlendirmesini yaptı.
Literatüre kazandırmak için çalışmalar yürütecekler
Doç. Dr. Aksakal, bu ameliyatı "dünyada ilk" olarak nitelendirdiklerini ifade ederek şunları kaydetti:
"Bu kitlenin özelliği, retroperitoneal bölge dediğimiz, karnın arka tarafında olması, bölgeye ulaşımın güç olması. Böbrek üstü bezi ameliyatları uzun yıllardır sırttan endoskopik olarak yapılıyor. Hatta bu yöntemi tanımlayan kişi de hocamız, yakın zamanda emekli olan Prof. Dr. Selçuk Mercan. Onun dünya literatürüne kazandırdığı bir teknik. Bu yüzden bizim deneyimimiz de daha fazla bu konuda. Böbrek üstü bezi tümörleri sırttan robotla uzun yıllardır yapılıyor. Ama bu (böbrek üstü bezi dışı karın arkası) kitleler hem nadir görülüyor hem de ulaşılması biraz güç yerlerde. Fakültemize robotun kazandırılmasıyla beraber daha önce sırttan endoskopik olarak yaptığımız bu ameliyatları robotla yaparak birçok alanda ilklere sahip olan İstanbul Tıp Fakültesi'nde böyle bir cerrahi tekniği gerçekleştirdik. Literatüre baktığımızda 'extra-adrenal retroperitoneal' kitle dediğimiz bu kitlelerin (sırttan) robotik cerrahisinde ilk olduğunu gördük."
Yapılan işlerin mutlaka literatüre de kazandırılması gerektiğini belirten Aksakal, "Bunu da yakın zamanda literatüre kazandıracağız. Bilgi paylaşıldıkça faydalıdır. Biz nasıl başkalarının bilgilerinden faydalanıyorsak başkalarının da bizim bilgilerimizden faydalanması bizi mutlu eder." ifadelerini kullandı.
Altıner'in kitlesi iyi huylu çıktı
Hasta Emine Altıner de uzun zamandır yaşadığı sorunlar üzerine başvurduğu hastanede saptanan kitlenin iyi huylu mu, kötü huylu mu olduğunu düşünerek üzüldüğünü anlattı.
Geçirdiği robotik cerrahinin yaralarının daha rahat kapanmasını ve iyileşmesinde kolaylık sağladığını aktaran Altıner, şu anda kendisini iyi hissettiğini dile getirdi.
Altıner, doktorlarının, kendisine yürüyüş yapmayı önerdiklerini ve sağlığına dikkat etmesi konusunda uyardıklarını belirterek, "Kitleyi tamamen aldılar. O da iyi huylu çıktı çok şükür. Çok güzel araştırma yapıyorlar, çok memnunum Çapa'dan (İstanbul Tıp Fakültesi). Doktorlarımız da hemşirelerimiz de iyi. Allah razı olsun çok iyi bakıyorlar. Yoğun bakımda da iyi baktılar. Hiçbir şikayetim yok." diye konuştu.