Ahmet Misbah Demircan: Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali, Türkiye'nin en büyük kültür-sanat organizasyonu olacak
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, Beyoğlu Kültür Yolu Festivali kapsamında gerçekleştirilen Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali hakkında Haberler.com'a özel açıklamalarda bulundu. 8 Kasım'da başlayıp 4 gün boyunca devam edecek festivalin finalinin 12 Kasım'da Atatürk Kültür Merkezi'nde görkemli bir törenle sona ereceğini belirten Demircan, projenin Türkiye'nin şimdiye kadar yapmış olduğu en büyük kültür-sanat organizasyonu olduğunu söyledi.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, Haberler.com'dan Dicle Doğan'ın Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali hakkındaki sorularına yanıt verdi.
"FESTİVAL TÜRK SİNEMASINA YENİ BİR BAKIŞ KAZANDIRACAK"
Projenin Türk sinemasına yeni bir bakış kazandıracağını ve Türkiye'nin şimdiye kadar yapmış olduğu en büyük kültür-sanat organizasyonu olduğunu ifade eden Bakan Yardımcısı Demircan, 8-12 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek olan festivalin finalinin de 13 yıl sonra kapılarını yeniden açan Atatürk Kültür Merkezi'nde görkemli bir finalle taçlandırılacağını belirtti. İşte Haberler.com'un festivalle ilgili yönelttiği sorular ve Bakan Yardımcısı Demircan'ın sorularımıza yanıtları;
Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali nasıl oluştu?
Tarihi şahsiyetler arasında Türk dünyasını bir arada tutan en önemli kişiliklerden biri Dede Korkut masallarındaki Korkut Ata. İşte biz Korkut Ata yani bütün Türklerin büyüğü, atası anlamında kullandık. Onun ismiyle kurguladığımız bir film festivali. Ve orada dyine Türklerin en sevdiği hayvanlardan biri turna kuşu.
Neden turna kuşunu tercih ettiniz sembolünüzde?
Turna kuşu, Türk kültüründe çok derin izleri olan bir şey. Yani sevgiyi, merhameti, kardeşliği, Türk karakterini çok güzel anlatıyor. Bir de turna kuşu çok güzel bir kuştur, hep sıcağa gidiyor. Türklerin güzel duygularını anlatan bir kuş. Bize sempatik geldi. Kültür olunca sanat olunca evrensel olunca yani sonuçta Korkut Ata'nın da çağrısı evrenseldir, Hoca Ahmet Yesevi de böyledir, Yunus Emre de böyledir. Bunlar Türkçe söylemiş, Türkçe yazmış insanlar. Bize öğütledikleri iki şey var, birincisi tevazu ikincisi paylaşmak. Metaforları bunun üzerinden. Bunlardan dolayı böyle bir film festivali düzenledik. Bu film festivalinin katılımcıları 5 tane ülkeden ve 42 film sergilenecek. Bir hafta boyunca bu gösterimleri yapacağız. 8'inde başlıyor 12'sinde Atatürk Kültür Merkezi'nde taçlandırılacak. Katılım orada güzel olacak, yurt dışından önemli isimler gelecek.
"FESTİVAL BİR ZİRVE, NETWORK AĞI VE BİR TANIŞMA MEKANİZMASI"
Bu organizasyon için festival içinde festival diyebilir miyiz?
Aynen öyle, festival içinde festival. Sinema deyince tabii, katmanları çok farklı. Hatta bu Korkut Ata Film Festivali içinde bir de Kırgız günü var, bir de Özbek günü var. Bir de sinema zirvesi var. Tabii sinema şöyle kapsayıcı bir şey. Sinema ekranında müzik, kostüm var ve tiyatral bir oyun da var. 7'nci sanat derken aslında her şeyi barındırıyor. Ve o barındırdıkları içine kamerayı koyup çekiyor. Yani beyaz perdeye aktarıyor. İnanılmaz bir sanat.
Bu festival Türk dünyasına yeni bakış açısı kazandıracak diyebilir miyiz?
Evet, diyebiliriz. Aslında Korkut Ata Film Festivali ile Türk dünyasının beraber, ortak film yapma talebi üzerine oturuyor. Oradaki paylaşımlarda yeni projeler çıkacağı kesin. Tabii aşağıda ne kadar hazırlıklı olacağı anlaşıldığında kamuoyu, yöneticiler, üst düzey yapımcılar ona göre pozisyon alıp, talebin üzerine gitmesi de kolay olacak. Yani insanlar bir araya gelecekler, tanışacaklar ve işi kolay kılacaklar. Başka çare yok.
Türkiye'nin şimdiye kadarki en büyük organizasyon projesi mi olacak?
Türk dünyası açısından evet. Ve bu burada kalmayacak, 6 ay sonra başka bir yerde, 1 yıl sonra başka bir yerde. Bu ekosistemle büyüyecek ve büyüdükçe her defasında bakanlar, sinema genel müdürleri geleceği için, yönetmenler geleceği için her bir buluşmada yeni bir duyguyla buluşup o görüşmeleri hızlandırmaya fırsat verecek. Bu bir zirve, network ağı, bir tanışma mekanizması. Her şey böyle başlıyor.
"PANDEMİ OLMASA FESTİVAL GEÇEN SENE YAPILACAKTI"
Bu proje ne zamandır tasarlanıyor, bir geçmişi var mı?
Yani bu yıllardır özlenen ve istenen bir şeydi. Fakat bu dönemde artık bunu faaliyete geçirelim duygusuna kapıldık. Pandemi olmasa geçen sene olurdu. Pandemi sürecinde biraz daha fokuslandık, biraz daha titizlendik. Karabağ zaferi, Türk dünyasında ayrı bir heyecan yarattı. Büyük bir sinerji ve yakınlaşma ortaya koydu. Zamanın ruhu oluştu ve herkes hareketlendi.
Atatürk Kültür Merkezi'nin açılışına rast gelmesi güzel oldu...
Vakti gelmeden çiçek açmaz diyor ya. Vakti geldi ve çiçek açtı.