Kurban Bıçağı "Yadigar"In Hikayesi
Osmanlı'nın silah ihtiyacını karşılamak amacıyla Kazakistan'dan getirilen ustalarca 300 yıl önce üretilen kılıç ve kamaların, Çanakkale'nin Babakale köyünde yapılan birebir özelliklerini taşıyan kurban bıçakları, babadan oğula bırakıldığı için "Yadigar" adıyla anılıyor.
BURAK AKAY - Osmanlı'nın silah ihtiyacını karşılamak amacıyla Kazakistan'dan getirilen ustalarca 300 yıl önce üretilen kılıç ve kamaların, Çanakkale'nin Babakale köyünde yapılan birebir özelliklerini taşıyan kurban bıçakları, babadan oğula bırakıldığı için "Yadigar" adıyla anılıyor.
Osmanlı Devleti'nin inşa ettiği son kale olan Babakale Kalesi'nin bulunduğu Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Babakale köyünde iki bıçak üreticisinden biri olan Doğan Tosun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1700'lü yılların başında kale yapımının bitmesinden sonra Osmanlı'nın silah ihtiyacını karşılamak üzere Kazakistan'dan getirilen ustaların kılıç ve kama ürettiğini söyledi.
Buraya getirilen Kazak ustalardan birinin torunu olduğunu ifade eden Tosun, bıçak üreticiliğinin Babakale'de babadan oğula geçerek bugünlere geldiğini anlattı.
Bıçakları, 300 yıl önceki kılıç ve kamaların birebir özelliğinde ürettiklerini anlatan Tosun, dövme ve krom çelikten (Fransız çeliği de deniliyor) yaptıkları bıçakların saplarının genellikle keçi, koç ve geyik boynuzundan olduğunu aktardı.
Bıçaklar içinde en pahalısının "Yadigar" adı verilen kurban bıçakları olduğunu belirten Tosun, şunları kaydetti:
"Bu bıçak, yapılırken onlarca aşamadan geçiyor. Yadigar, sadece Kurban Bayramlarında kurban kesmek amacıyla kullanılır. Bu bıçak senede bir kere çıkar meydana. Kurban Bayramı'nın ilk günü bu bıçak ile kurbanınızı kesersiniz, sonra temizleyip yerine kaldırırsınız. İleride yaşlandığınız zaman ailenizde o zaman kurban kesimini kim yapıyorsa ona verirsiniz, bu el vermektir. Bıçağınızı ona emanet edersiniz. Artık o bıçağın sahibi, kullanıcısı odur. Ama o da yaşlandığında bir başkasına emanet eder. Çünkü bu bıçağı kullanan kişi, bıçağın kıymetini bilen kişidir. Bu çok özel bir bıçaktır, bizde o özelliği bilenlere yapıyoruz bunu. Genellikle de babadan oğula bırakıldığı için Yadigar adı verilmiş."
Babakale ve civarında "Yadigar" geleneğinin yıllardır sürdüğünü vurgulayan Tosun, bu bıçağın, kurban derisi yüzmeye yarayan bıçakla ikili olarak alındığını söyledi.
Dedesinin amcasının 1946'da yaptığı bıçağı sakladığını dile getiren Tosun, "Bu köyde halen 150-200 yıllık kurban bıçakları mevcut. Bana bakıma getirilen eski bıçaklar var. Bunların üzerlerinde kimin, hangi yılda yaptığı yazıyor. Bunlar emanettir. Bana bakım için gelmişti yenisini yapıp kendilerinden bazı eski bıçakları aldım. Özelliği, anlamı, hatırası olduğu için Yadigar'dır adı. Geçmişten kalan bir hatırayı simgeler." dedi.