Kurbanlık satıcıları 'tuvalet' istiyor
Kurbanlık satıcıları 'tuvalet' istiyorİZMİR'in Gaziemir ilçesindeki Aktepe kurban çadırında, alıcı bekleyen hayvan sahipleri, yaklaşık bir aydır tuvalet ve lavabo ihtiyaçlarını kilometrelerce uzaklıktaki benzin istasyonundan karşılıyor.
Kurbanlık satıcıları 'tuvalet' istiyor
İZMİR'in Gaziemir ilçesindeki Aktepe kurban çadırında, alıcı bekleyen hayvan sahipleri, yaklaşık bir aydır tuvalet ve lavabo ihtiyaçlarını kilometrelerce uzaklıktaki benzin istasyonundan karşılıyor. Kurban Bayramı'na sayılı günler kala hayvanlarının başından ayrılamayan üreticiler, sağlıksız bir ortamda yaşadıklarını belirterek İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden çadırların yakınına bir konteyner tuvalet kurulmasını istedi.
Kurban Bayramı nedeniyle Ardahan, Muş, Erzurum gibi doğu illerinden gelerek İzmir'de küçükbaş ve büyükbaş hayvanları satışa sunan yetiştiriciler, oldukça sağlıksız bir ortamda günlerini geçirdiklerini belirterek gündelik ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yetkililere seslendi. Lavabo ve tuvaletin olmadığı Aktepe kurban çadırında, haftalardır hayvanlarıyla burun buruna yaşayanlar, daha sağlıklı koşullara kavuşmak için belediyeye çağrı yaptı.
Erzurum'dan İzmir'e kilometrelerce uzaktan hayvanlarını yükleyip getirdiğini belirten Savaş Erduman, arsa sahibine çadır başına yaklaşık 6 bin TL ödeme yaptığını söyleyerek hiçbir hizmet alamadıklarını kaydetti. Belediyenin sağlık ve hijyen koşullarına uygun olarak tuvalet ve su ihtiyaçlarını karşılayabileceğini dile getiren Erduman, "Küçükbaş, büyükbaş için sığınak yapılsın. Neyse ücreti ödeyelim. İstanbul'da, Bursa'da var. Sadece İzmir'de yok. Arsa sahibine para veriliyor. Çadıra para veriliyor. Buranın maliyeti üreticiye 20 bin TL'dir. Hayvana bir yıl bakıp büyütüyoruz. Hayvanı kilometrelerce uzaktan getiriyoruz. Burada gördüğümüz muamele çok üzücü. Biz istiyoruz ki bürokratlar masa başında siyaset yapmasın. Tunç Soyer'e sesleniyorum. Lütfen meydana gelsin halimizi sorsun. Masa başında oturmasın. Kendi gözüyle görsün" dedi.
'BİZİM SAĞLIĞIMIZ TEHLİKE ALTINDA'
Hayvan sahiplerine 6 ile 12 metrelik yer verildiğini ve toprağın içinde kaldıklarını anlatan Erduman, hiçbir hizmet alamadıklarını ve sağlıklarının tehlike altında olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Biz köyden gelip 20-25 gün burada kalıyoruz. Bizim sağlığımız tehlike altında. Mikrop içinde yaşıyoruz. Evi olmayanlar pislik içinde burada yatıyor. Diğer illerde hayvanı götürdüğümüzde bekçiden tutun, lavabo, lokanta, dinlenme ve duş yerlerine kadar tüm hizmetler olurdu. Şehir dışından geldik. Burada kalıyor, geceyi gündüzü pisliğin içinde geçiriyoruz. Biz büyükşehirden şikayetçiyiz. İstanbul, Adana, Antalya'ya gittiğimizde bekçiden hayvan barınağına kadar bütün imkanlar sunuluyor. Biz, şahıslara çadır başı 6 bin TL para ödedik. Belediye, Uzundere, Kaynaklar gibi bir yerde A' dan Z'ye tüm olanakların sunulduğu hayvan satış yerleri yapabilirdi. Hayvan yemine kadar belediye karşılayabilirdi. Sakin şehir sadece turizmle olmaz. Üretimle olur. Türkiye'nin her yerinde hayvan pazarı var, İzmir'de niye yok? Haftada iki gün İzmir'de hayvan pazarı kurulsun istiyoruz. İzmirliler hayvan satın almak isterse nereden alacak? Bunun için yerler yok. Biz istiyoruz ki belediye bunları sağlasın."
ARABASI OLMAYAN TUVALETE 3 KİLOMETRE YÜRÜYOR
Aydın'ın Söke ilçesinden gelip kurban satışı yapan Mustafa Yaylacı da samandan yatak yaptıklarını söyleyerek zor şartlarda günlerini geçirdiklerini ifade etti. Tuvalet için birkaç kilometre uzaklıktaki benzinliğe gittiklerini söyleyen Yaylacı, duş almak için ise yaklaşık 15 kilometre uzaklıktaki Kaynaklar'daki bir tesise gittiklerini dile getirdi. Yaylacı şunları anlattı:
"Ben de her gün burada kalıyorum. Geçici süreyle geldik. Biz korona için maske takarak önlemimizi aldık ama burada ne bir tuvalet ne bir duş yeri var. Bakkal yok, elektrik yok. Araba bulan buradan çarşıya gidiyor yiyecek almak için. Tuvalet için birkaç kilometre uzaktaki benzin istasyonuna gidiyoruz. Arabası olmayan yayan gidiyor. Geçici de olsa bir konteyner kulübe kurabilirlerdi. Zabıta gelip çöp dökeceğimiz yeri gösterdi. Ama başka ilgilenen olmadı. Buradaki üreticilerin 300- 500 bin TL'lik mal varlığı var burada. Polisin gece devriyesinde buraya gelip bakması lazım."
'TANKERDEKİ SU YETMİYOR'
El ve yüz temizliklerini sağlamak için kovalarla su taşıdıklarını dile getiren Ömer Yaylacı da gün içinde tankerle su dağıtıldığını ancak yetersiz kaldığı için su alamadıklarını anlattı. Yaylacı, "Biz hayvanların suyuyla duş almaya çalışıyoruz burada. Tanker boş geliyor. Hayvanlarımızın susuzluğu bir yandan kendi susuzluğumuz bir yandan. Biz burada rezil olduk. Yürüyerek gidiyoruz benzinliğe tuvalet ihtiyacını karşılamaya. Biz çok mağduruz burada" diye konuştu.