Kürtçe Öğretmenlerinin Umutları Tükeniyor
Mardin Artuklu Üniversitesi'nden 2 yıl önce mezun olan Kürtçe öğretmen adaylarının umutları tükeniyor.
Mardin Artuklu Üniversitesi'nden 2 yıl önce mezun olan Kürtçe öğretmen adaylarının umutları tükeniyor. Mezun olan bine yakın öğretmen adayı, kendilerine verilen sözlerin tutulmasını bekliyor.
Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörlük binası önünde toplanan ve mezun olan öğretmen adaylarının oluşturduğu Kürtçe Öğretmenleri Platformu üyeleri adına açıklamayı okuyan Mizgin Turgay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Haziran 2012'de Kürtçe'nin okullarda seçmeli ders olarak okutulacağını belirtmesiyle bazı üniversitelerde Kürtçe öğretmeni alımı yapıldığını hatırlattı. Üniversitelerin verilen ilanlarında da Kürtçe öğretmenlerinin 2013-2014 eğitim-öğretim döneminde atanacağı belirtildiğini kaydeden Turgay, " Türkiye'nin demokratikleşmesiyle olan bağlantıdan dolayı ilk Kürtçe öğretmen adayları büyük ilgi görmüştür. Böylece Başbakan Erdoğan başta olmak üzere hükümet yetkilileri, Milli Eğitim Bakanlığı müsteşarları, YÖK başkam Kürtçe öğretmenlerinin yetiştirilmesiyle ilgili olumlu açıklamalar yapmışlardır" dedi.
Haziran 2013'te de Prof. Dr. Kadri Yıldırım, HDP Bingöl Milletvekili İdris Baluken ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Milli Eğitim Bakan Nabi Avcı'yla görüştüğünü ve Kürtçe öğretmenlerinin 2013-2014 eğitim-öğretim yılında "sözleşmeli" olarak atanacağı sözünü aldıklarını anımsatan Tugay şunları söyledi:
"Görüşmede Kürtçe öğretmenlerinin durumunun kalıcı olarak 2014-2015 eğitim-öğretim yılında bir çözüme kavuşturulacağı da belirtilmişti. Fakat sonraki süreçte, okulların açılmasıyla birlikte Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu konuda çalışma yapmadığı ortaya çıkmıştı. Bu haberin basma yansıması üzerine hükümet yetkililerinden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Hüseyin Çelik de açıklama yaparak Kürtçe öğretmenlerinin atanacağını dile getirmiş ama sonrasında bir somut adım atılmamıştı. Kısacası yetkililer, sözünü tutmamıştır. Bu süreçte Kürtçe öğretmenlerinin atanması, dersin seçilmesi istatistiğine bağlandı. Bu sebeple de Milli Eğitim Bakanlığının Türkiye'de hangi il ve ilçede Kürtçe dersinin hangi oranda seçildiğinin istatistiğini çıkarması ve bu doğrultuda Kürtçe öğretmenlerini görevlendirmesi gerekiyordu. Ama Milli Eğitim Bakanlığı ısrarla bir istatistik vermediği gibi Nabi Avcı da sürekli çelişkili rakamlar verdi. Biz Kürtçe öğretmenlerinin atanmasının, dersin seçilmesine bağlanmasının doğru olmadığını düşünüyoruz. Çünkü Kürtçe derslerin seçimi öğrencilerin okulda olmadığı son haftaya bırakılırken birçok, yerde de Kürtçe dersinin 'Kürtçe öğretmeni yok' gerekçesiyle seçtirilmediğini biliyoruz. Bu da gösteriyor ki Kürtçe dersini itibarsızlaştırıp dersin seçilmemesine neden oluyor. Eğer Kürtçe öğretmenleri atansaydı, okul idarecileri de bahane üretmeyeceklerdi."
Kürtçe öğretmen adaylarının bir an önce mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğini kaydeden Turgay, "Çünkü verilen sözler neticesinde birçok kişi Kürtçe öğretmeni olabilmek için işini terk etmiş, maddi ve manevi zorluklar yaşamıştır. Bugün de Kürtçe öğretmen adayları; Milli Eğitim Bakanlığının sessizliğinden kaynaklanan belirsizlikten dolayı herhangi bir dershaneyle anlaşma imzalayamamakta, bir işe girememekte ve yaşantısına yön verememektedir. Bütün bu mağduriyetlerden dolayı Kürtçe öğretmen adayları olarak bize verilen sözlerin tutulmaması durumunda türlü demokratik hakkımızı kullanacağımızı kamuoyuna ilan ediyoruz. Eğer barış sürecinde samimi olunacaksa hükümetin Kürtçe öğretmenlerine bakışı da bir sınavdır. Bu anlamda başta ulusal medya, yazarlar, üniversite hocaları ve siyasetçiler olmak üzere herkesin bu konuda duyarlı olmalarını istiyor, herkese saygılarımızı sunuyoruz" diye konuştu.
Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yıldırım ise öğrencilere destek vereceklerini belirtti. Şu ana kadar kendileri verilen sözlerin hiçbirinin tutulmadığını kaydeden Prof. Dr. Yıldırım, "Maalesef şimdiye kadar herhangi bir olumlu sonuç alınmadı. Verilen sözleri yerine getirilmedi. Biz daha ilk günden beridir üzerimize düşen görevi yerine getirdik" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Yıldırım, MEB ile yaptıkları protokol gereği hem seçmeli Kürtçe dersinin ders kitaplarını hazırladıklarını hem de eğitmeleri istedikleri öğretmen adaylarının bine yakınını eğiterek mezun ettiklerini söyledi. Yalan söylemek, güveni kaybetmek ve sözünü tutmamanın fanilik alameti olduğunu belirten Prof. Dr. Yıldırım, "Bu alametlere sahip olamamak için üzerimizde çok kısa bir süre vardır. Aksi takdirde bu 3 alamet birden o sözü verenlerde kendi gösterecektir. Bir an evvel şu anda geçirmekte olduğumuz barış ve çözüm ruhuna uygun olarak eğittiğimiz öğretmen adayların atanması elzemdir. Buna burada büyük mağduriyetler yaşamaktadırlar. Bizde işin başındaki sorumlular olarak arkalarında duracağız. Herhangi bir provokasyona düşmemek şartı ve kaydıyla destekleyeceğiz. Gözümüz yoldadır" ifadelerini kullandı.
Grup, basın açıklamasının ardından sessizce dağıldı. - MARDİN