Kurtulmuş: "Daeş Birinci Derecede Türkiye'nin Tehdidi Olmaya Başlamıştır"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un açıklamaları Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, AA'ya konuştu: (2)- "Önce elinde silah bulunanlar, silahlarını ilanihaye toprağa gömecek ve Türkiye'de bu irade ortaya konulduktan sonra da Çözüm Süreci'nin kalan kısımları ikmal edilecektir"- "Dilleri barışı söyleyip gönüllerinde ve zihinlerinde savaşı devam ettirenler, barışın ortağı olamazlar.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un açıklamaları Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, AA'ya konuştu: (2)- "Önce elinde silah bulunanlar, silahlarını ilanihaye toprağa gömecek ve Türkiye'de bu irade ortaya konulduktan sonra da Çözüm Süreci'nin kalan kısımları ikmal edilecektir"- "Dilleri barışı söyleyip gönüllerinde ve zihinlerinde savaşı devam ettirenler, barışın ortağı olamazlar. Bir elimiz el sıkışmak için, kardeşlik için bir araya gelirken, diğer elimizde Kalaşnikof olamaz. Bir elimizle halay çekerken diğer elimizle bomba patlatamayız"-"Artık DAEŞ birinci derecede Türkiye'nin tehdidi olmaya, Türkiye'ye tehdit olmaya başlamıştır. Türkiye bu tehdidin bertaraf edilmesi için uluslararası koalisyonun içerisinde, bir şekilde dayanışma içerisinde olacaktır"-"Bu saldırı doğrudan doğruya Türkiye'ye yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırı doğrudan doğruya Türkiye'nin ayaklarına pranga vurmak için yapılmış bir saldırıdır. Maalesef Türkiye'yi Ortadoğu'daki terör sarmalının içerisine çekmek için yapılmış bir saldırıdır"-"Hangi terör örgütü olursa olsun bunların hiç birisinin gücü kendisinden değildir, hiç birinin sadece kendi programından ibaret bir programı yoktur" KADİR KARAKUŞ - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Önce elinde silah bulunanlar, silahlarını ilanihaye toprağa gömecek ve Türkiye'de bu irade ortaya konulduktan sonra da Çözüm Süreci'nin kalan kısımları ikmal edilecektir" dedi. Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, AA muhabirine gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Suruç, Adıyaman ve Ceylanpınar'da meydana gelen saldırıların herhangi bir terör saldırısı gibi nitelendirilemeyeceğini söyleyen Kurtulmuş, "Türkiye, terörle defaatle karşı karşıya kalmış bir ülke. Daha önce de çok stratejik dönemlerde teröre fevkalade ağır fatura ödemiş bir ülke ama bu saldırının çok özel, dikkatli şekilde ele alınması kanaatindeyiz. Çünkü hem zamanlaması hem yeri hem de bölgedeki bütün dengeleri yeniden belki değiştirme potansiyeli itibariyle dikkati çekicidir" diye konuştu. Terör saldırılarının kim tarafından ve kime yapılırsa yapılsın bir insanlık suçu olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Terörist, bütün insanlara karşı suç işlemiş olan bir cinayet makinesidir. Terör çeteleri bir şer çetesidir" ifadesini kullandı.Bir insanı öldürenin bütün insanlığı öldürmüş gibi olduğuna inanan bir medeniyetin çocukları olduklarını vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti: "Terörizmin her türlüsüne karşıyız. Dini, dili, mezhebi, rengi, ırkı, siyasi görüşünü asla ayırt etmeden bütün terör örgütlerine karşı mücadele ederiz. Terörün mağduru kim olursa olsun, ister 78 milyon insanımızın içerisinde, ister 7,5 milyar insanlık alemi içerisinde kim terörün mağduru olursa olsun bütün terör mağdurlarını da savunur, onların en temel hakkı olan hayatta kalma hakkının da temel bir insanlık hakkı olduğu bilinciyle hareket ederiz." Suruç, Adıyaman, Ceylanpınar ve Adana'daki terör saldırılarının son derece vahim bir tablo ortaya koyduğunu belirten Kurtulmuş, bu saldırılarda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, aileleri ve yakınlarına da başsağlığı diledi.Terör saldırılarının arkasında kimler varsa ortaya çıkaracaklarını kaydeden Kurtulmuş, Adıyaman'ın uzun yıllar Türkiye'de terör sarmalının içerisine bulaşmayan bir il olarak kaldığına dikkati çekerek, "Eş zamanlı olarak Suruç ve Adıyaman meselesinin, saldırılarının ortaya çıkarılmış olması, bunun da tesadüf olmadığını düşünüyoruz" dedi. - "Bu saldırı doğrudan doğruya Türkiye'ye yapılmıştır"Bu tür olaylara karşı milletçe soğukkanlılığın korunmasının önemine işaret eden Kurtulmuş, "Bu saldırı doğrudan doğruya Türkiye'ye yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırı doğrudan doğruya Türkiye'nin ayaklarına pranga vurmak için yapılmış bir saldırıdır. Maalesef Türkiye'yi Ortadoğu'daki terör sarmalının içerisine çekmek için yapılmış bir saldırıdır. Kim yaptı, hangi terör örgütü yaptı, hangi terör örgütü taşeron olarak kullanıldı bunlar da önemlidir ama sonuç itibariyle bizim esas üzerinde durmamız gereken bu Türkiye'nin terör sarmalının içerisine çekilmesine karşı topyekun hepimizin aynı noktada durmamızdır" değerlendirmesinde bulundu. Siyasi ve dünya görüşlerin yanında Türkiye'nin bundan sonraki gidişatına ilişkin kanaatleri farklı olan tüm kesimlere ve vatandaşlara büyük görev düştüğünü belirten Kurtulmuş, "Herkesin barışın diliyle konuşmasının şart olduğu bir ortamdan geçiyoruz" dedi. Terörün, yeni düşmanlıklar oluşturmak, araya kan konulmak ve insanlar arasında husumet oluşturmak için oluşturulduğunu belirten Kurtulmuş, "Hiç kimse kimseye husumet beslemeden, hiç kimse bu terör meselesini bahane ederek kamplaşmaya, ötekileştirmeye, başkasını, karşısındaki suçlamaya tevessül etmeden soğukkanlılıkla, sağduyuyla bu meseleden vakur bir şekilde çıkmanın yolunu bulmak zorundayız" şeklinde konuştu. - "Türkiye bu badireyi atlatacaktır"Kamu düzenini sağlamanın devletin görevi olduğunu söyleyen Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Suruç'taki katliamı yapan vahşi çetelerin kimler olduğunu ortaya koymak devletin sorumluluğudur, vazifesidir. Sokaklarda güvenliği sağlamak devletin, kamunun vazifesidir. Vatandaşlarımıza da sesleniyorum; hem sağ duyulu olmak mecburiyetindeler hem de hepimiz bütün yurttaşlar olarak şunu bilmek durumundayız ki bizi bir arada tutan temel unsur aynı vatanın evlatları olma duygusudur, aynı barış ortamını çoğaltma iradesidir. Sokakların güvenliğini sağlamak, vatandaşın güvenliğini sağlamak da kişilerin işi değil, devletin, kamunun işidir. Bu çerçevede üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyoruz. İnşallah Türkiye bu badireyi de atlatacaktır, Türkiye'yi terör sarmalına çekmek isteyen unsurlara gerekli cevabı dayanışmayla verecektir, birlikle verecektir. Kardeşlik içerisinde, barış içerisinde durarak bu işin inşallah üstesinden gelecektir." - "Çözüm Süreci tesadüfen ortaya çıkmış bir süreç değildir"Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Çözüm Süreci'nin tesadüfen ortaya çıkmadığını vurguladı. Türkiye'nin 30-35 yıla yakın bir sürede ağır bir terör faturası ödediğini anlatan Kurtulmuş, "Türkiye'de bir taraftan ret, inkar, asimilasyon politikalarıyla devlet, Kürt kökenli vatandaşlarımızın kimlikleri üzerinde birtakım inkar politikaları izledi. Terör örgütü de maalesef her türlü şiddet ve baskıyı bir araç olarak kullanarak başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu halkı olmak üzere bütün milletimize büyük bedeller ödettirdi. 35 yılın faturası yaklaşık 1,5 trilyon dolarlık bir ekonomik maliyettir, yaklaşık 40 bin insanımızın ölmesi, 7 bin insanımızın şehit olmasıdır. Bu ağır bedel, Türkiye için artık yeter. Vatandaşlarımızın büyük bir kısmı, 'Bu sorunu çözün, Türkiye'de artık kardeş kanı akmasın, Türkiye'nin dağlarında, sokaklarında artık silahlar konuşmasın, bombalar patlamasın istedikleri' için Çözüm Süreci, önce Barış ve Kardeşlik Projesi, arkasından Milli Birlik ve Beraberlik Projesi ve arkasından Çözüm Süreci adı altında devam etti" açıklamasında bulundu. - "Çözüm Süreci'nin asıl amacı ..."Çözüm Süreci'nin asıl amacının, "Silahların ilanihaye bu topraklarda toprağa gömülmesi, susması" olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Bu iradeyle büyük mesafeler alındı. Yurttaşlarımızın eşit vatandaşlık konusundaki hak ve hukuklarının verilmesi noktasında akla, hayale gelmeyecek reformlar, çok önemli adımlar atıldı. Gönlümüz arzu ederdi ki, silahlar tamamen susturulsun ama maalesef son olaylar öncesine kadar Türkiye'de artık şehit haberleri, terör dolayısıyla ölen insan haberleri okumuyorduk" diye konuştu. Numan Kurtulmuş, birilerinin tekrar düğmeye bastığını belirterek şöyle devam etti: "Birileri tekrar düğmeye basarak Türkiye'yi yeniden o eski döneme döndürmek çabası içerisinde. Bunlar şu taraftan olabilir, bu taraftan olabilir, eski günleri özleyen, Türkiye'nin ayaklarına yeniden prangalar takmak isteyen birtakım şer odakları, birtakım ihanet çeteleri olabilir. Terör örgütüyle bağlantılı bir takım gruplar olabilir, terör örgütünün içerisindeki bazı gruplar olabilir."Milletin artık barış ve huzur içinde yaşamak istediğini belirten Kurtulmuş, "İçeriden ve dışarıdan bazı karanlık odakların taşeronluk verdiği birtakım başka terör grupları olabilir ama şunu bilsinler ki bu memlekette insanımızın çok büyük kısmı 'artık yeter' diyor. Bu silahlar sussun, Türkiye'de birlik ve kardeşlik içerisinde nasıl şimdiye kadar asırlarca yaşadıysak kıyamete kadar yaşayalım" ifadelerini kullandı. Barışın sağlanması, insanların huzurlu ve refah içinde yaşamaları için birçok adımın atıldığını vurgulayan Kurtulmuş, "Atılması gereken adımların çok az bir kısmı kaldı ama bu adımlar atılacaktır. Milletimiz bunu istiyor, bu barış sağlanacaktır" dedi. Çözüm Süreci'nin kamu düzeninden vazgeçmek anlamına gelmediğini vurgulayan Kurtulmuş, Çözüm Süreci'ni bahane ederek, sokakların birtakım anarşi ortamına bırakılmasına, terörü bahane olarak kullananların imkanlarını arttırmasına izin verilmeyeceğini dile getirdi. -Çözüm Süreci devlet projesidir"Çözüm Süreci'nin geçici bir parti veya hükümet projesi olmadığını, bir devlet projesi olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Önce elinde silah bulunanlar silahları gömecek, silahlarını ilanihaye toprağa gömecek ve Türkiye'de bu irade ortaya konulduktan sonra da Çözüm Süreci'nin kalan kısımları ikmal edilecektir. Bu artık sadece geçici bir proje değil, sadece bir partinin, sadece bir hükümetin projesi değil, devletin projesidir. Türkiye bu barışını sağlamak zorundadır" değerlendirmesinde bulundu.Numan Kurtulmuş, Çözüm Süreci'nin yalnızca Türkiye'nin beklediği bir proje olmadığını, Ortadoğu ve tüm dünyanın hasretle beklediği bir proje olduğunu söyledi. Suriye'nin köy köy, Mısır ve Irak'ın siyaseten, Ukrayna ve Libya'nın fiilen bölündüğüne dikkati çeken Kurtulmuş, şunları kaydetti: "Büyük bir iç çatışma var. Türkiye bu ortamda zaten 35 senedir devam eden bu çatışma ortamını bitirir ve örnek bir barış tesis edebilirse bu sadece Türkiye'nin, Türkiye'deki milletimizin büyük başarısı olmayacak bütün Ortadoğu halkları için, bütün bölge halkları için örnek teşkil edecektir." Çözüm Süreci'nin adı değişse bile mahiyetinin değişmeyeceğini belirten Kurtulmuş, "Türkiye'de ilanihaye vatandaşın devletle barışması, vatandaşın birinci sınıf özgür yurttaşları olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kimliğinde buluşacağı, adalet ve barış eksenli bir sürecin devam etmesinin zorunlu olduğuna inanıyorum" dedi.- "Bir elimizle halay çekerken diğer elimizle bomba patlatamayız""Dilimizde barışın olabilmesi için gönlümüzde barışın olması lazım, zihnimizde barışın olması lazım" diyen Kurtulmuş, "Dilleri barışı söyleyip, gönüllerinde ve zihinlerinde savaşı devam ettirenler barışın ortağı olamazlar. Bir elimiz el sıkışmak için, kardeşlik için bir araya gelirken, diğer elimizde Kalaşnikof olamaz. Bir elimizle halay çekerken, diğer elimizle bomba patlatamayız. Bu asla olmaz, eşyanın tabiatına aykırı bir durumdur. Gönlümüzle, zihnimizle, dilimizle barışı söyleyecek ve inşallah Türkiye bu barışı sağlayacaktır" ifadelerini kullandı. Bakanlar Kurulu'nun son toplantısında İncirlik Hava Üssü'nün koalisyon uçaklarına açılması kararı alındığını anımsatan Kurtulmuş, bunun gerekçesini şöyle anlattı: "Şu anda gerçekten fevkalade tehlikeli boyutlara ulaşmış olan DAEŞ terörü var. Bu örgüt de belki bir müddet sonra, miadı dolduğunda, kullanım süresi bittiği zaman kullanımdan kaldırılacaktır. Ama şu anda bu örgüt arkasında kimler varsa, kimlerden hangi destekleri alıyorsa, hangi devlet aklının desteğiyle ayakta duruyorsa fevkalade karanlık, kötü işler yapıyor. Artık DAEŞ birinci derecede Türkiye'nin tehdidi olmaya, Türkiye'ye tehdit olmaya başlamıştır. Türkiye bu tehdidin bertaraf edilmesi için uluslararası koalisyonun içerisinde, bir şekilde dayanışma içerisinde olacaktır. Türkiye'nin sınır güvenliğinin sağlanması, Türkiye'ye dönük tehditlerin ortadan kaldırılması için gerekli olan adımlar atılacaktır."-"Bizim üzerimize düşen karanlık noktaları aydınlatmaktır"Kurtulmuş, şu ana kadar DAEŞ'in Suruç'ta 32 vatandaşın hayatını kaybettiği terör saldırısını üstlenmediğini ancak bulguların ve özellikle kimliği kesinleşen canlı bombanın örgütle irtibatının tespit edildiğini söyledi. Dünya terör tarihinden, "Temiz olan yani amacı berrak olan ve gücü kendinden olan dünya tarihinde bir tane bile terör örgütü olmadığını" öğrendiklerini ifade eden Kurtulmuş, şöyle konuştu: "Terör örgütlerinin hepsi birtakım kullanımlara açıktır, birtakım güçlerin kullanımı içerisindedir ve demin de ifade ettiğim gibi yeri geldiği zaman kullanılırlar biter. Süreleri bittiği zaman ortadan kaldırılır. Mesela ASALA terör örgütü diye bir örgüt vardı, şimdi ismi bile unutuldu. Mesela Baader Meinhof diye bir terör örgütü vardı, vakti, zamanı bitti, o örgütten artık kimse bahsetmiyor. DAEŞ, şu anda fevkalade kullanışlı olarak bir araç olarak görülüyor, terör meselesini kullananlar bakımından." Bulguların, militanın DAEŞ ile irtibatlı olduğunu ortaya koyduğunu söyleyen Kurtulmuş, "Kimin olduğu önemli değil, bu terör saldırısını yapanların sonuna kadar bağlantılarını çıkartacağız, bunları yargı önüne çıkartacağız, hesap soracağız. Kim yapmış olursa olsun bunun muhatabı Türkiye'dir. Türkiye'de herkese, farklı gruplara, hükümete, siyasete, HDP'ye, PKK'ya mesaj verilmek istenmiştir, bütün bu çevrelerin hepsine farklı şekilde mesajlar verilmeye çalışıldı. Bir taşla birkaç kuş birden vurulmaya gayret edildi. Bizim üzerimize düşen sükunet içerisinde bu bağlantıların hepsini ortaya çıkarmak, bu olayın mümkün olduğunca perdesinin arkasındaki karanlık noktaları aydınlatmaktır" diye konuştu. Hiçbir terör örgütünün tek başına hareket etmediğini vurgulayan Kurtulmuş, "Terörün asıl muhatabı kim olursa olsun mağdurlarını savunmak mecburiyetindeysek, terörü yapan kim olursa olsun hepsine karşı çıkmak zorundayız. Hangi terör örgütü olursa olsun bunların hiçbirisinin gücü kendisinden değildir, hiç birinin sadece kendi programından ibaret bir programı yoktur" dedi.(Bitti)