Kutsi Erguner, Türkçe Mevlevi ayininin arkasındaki Hasan Çıkar'ı anlattıErguner: "Ömrü hayatında Mevlevi görmemiş, nerede selam verilecek hiç bir...
- Kutsi Erguner, Türkçe Mevlevi ayininin arkasındaki Hasan Çıkar'ı anlattı Erguner: "Ömrü hayatında Mevlevi görmemiş, nerede selam verilecek hiç bir şey bilmiyor" İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği Türkçe Mevlevi ayininin arkasındaki Hasan Çıkar'ı en iyi tanıyan isimlerden biri...
- Kutsi Erguner, Türkçe Mevlevi ayininin arkasındaki Hasan Çıkar'ı anlattı
Erguner: "Ömrü hayatında Mevlevi görmemiş, nerede selam verilecek hiç bir şey bilmiyor"
PARİS - İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği Türkçe Mevlevi ayininin arkasındaki Hasan Çıkar'ı en iyi tanıyan isimlerden biri Kudsi Erguner İHA'ya konuştu. Erguner, "Üsküp Mevlevi ailesinin Şeyh'inin yakınıymış. O bu işi yapacak. Peki 'ne ala' dedik, adamla ilk bir sema provası yapacağız. Bir de baktık ki bu adam (Hasan Çıkar) ömrü hayatında Mevlevi, semah görmemiş, nerede durulacak, nerede dönülecek, nerede selam verilecek hiç bir şey bilmiyor" ifadelerini kullandı.
17 Aralık'ta Şeb-i Arüs nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği "Türkçe Mevlevi ayini" tepki çekmiş ve Ahmet Hakan bu konuyu köşesine taşımıştı. EMAV-Evrensel Mevlana Aşıkları Vakfı tarafından gerçekleştirilen ayinin arkasındaki Hasan Çıkar'ı en iyi tanıyan isimlerden biri Kudsi Erguner olduğunu yazmıştı. Erguner, "Türkçe Mevlevi ayini" hakkında İHA'ya konuştu. Kudsi Ergüner "Ben öncelikle şunu söylemek istiyorum. Mevlevilik Mevlana, Mevlevi ayini bunların hiçbirisi veya genel de tasavvuf bir siyasi partinin veyahut ta bir dini cemaatin, veya bir belediyenin malı değildir" dedi.
"Ama engel olmamız gereken şey bunun adının Mevlevi ayini olmasını men etmemiz lazım" diyen Erguner, Hasan Çıkar ile ilişkin ise şu ifadeleri kullandı.
"Hasar Çıkar yazımda da belirttim. Biz biliyorsunuz ben Avrupa'da yapılan Mevlevi ayinlerinin, dünyada yapılan Mevlevi ayinlerinin ilk karşılaşmalarına katılmış bir insanım. Yani 1970 de tiyatro devrinde rahmetli babam ve diğer o devrin büyükleriyle beraber Londra'da 6 tane sema gösterisi yaptık. Sonra Amerika turnesi oldu. Bütün bunlara ben Neyzen olarak katıldım. Konya'daki ilk Mevlevi ayinine katılışım 1967 senesinde. O zamanın insanları bunun temsili bir ayin olduğunu biliyorlardı. Kimse ben evliyayım diye ortaya çıkmadı" ifadelerini kullandı.
Daha sonra temsili gösterilere katılanların iddialara büründüklerini sözlerine ekleyen Erguner, "Biz şimdi Hasan Çıkar'ı niye çıkarttık. Ahmet Bican Kasapoğlu diye bir rahmetli vardı. İlk önce yazımda da belirttim gibi İtalya'da Sicilya'da çok muhteşem bir antik tiyatroda Mevlevi ayini gösterisi için benimle temas edildi. Bende buna 'evet' dedim. Şimdi temsilen oturması gereken birine ihtiyacımız var. Türkiye'deki arkadaşlarımıza yazdım telefonla konuştuk o zaman, Nezih Uzel vardı rahmetli" ifadelerini kullandı.
"Bu adam Mevlevi görmemiş"
Nezih Uzel'in kendisine telefon ettiğini dile getiren Erguner, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"Bana dedi ki 'Kapalı çarşıda Üsküplü bir adamla tanıştım. Üsküp Mevlevi ailesinin Şeyh'inin yakınıymış. O bu işi yapacak. Peki 'ne ala' dedik, adamla ilk bir sema provası yapacağız. Bir de baktık ki bu adam (Hasan Çıkar) ömrü hayatında Mevlevi, semah görmemiş, nerede durulacak, nerede dönülecek, nerede selam verilecek hiç bir şey bilmiyor. ve o Nezih'in evinde yapılan provada diğer genç semazenler bu adama Mevlevi ayininin nasıl olduğunu yani mukabelenin nasıl olduğunu öğrettiler. O seyahatte konuşmalarında öyle saçma sapan şeyler söylemeye başladı ki 'eyvah' dedik yani ne oluyor şimdi. Mesela bir iddiasına göre, Mevlevi geleneğinde namaz kılınmıyor. Biz hiç böyle bir şey duymadık. Kuran-ı Kerim okunurken besmele çekmeye gerek yok, çünkü dervişlerin arasında şeytan yok falan gibi böyle olmayacak şeyler söylemeye başladı. Bir de baktık ki etrafını bir sürü insan toplamış rengarenk tennureler filan derken, bugün ortaya çıkan EMAV'mıdır adı neyse öyle bir şey çıktı. Ben teklif ediyorum bu arkadaşlara, biz Mevleviyiz demesinler, Çıkarıye tarikatının mensubuyuz desinler ve bu daha doğru olur o zaman kimse bir şey diyemez onlara. Ama bir referans verdiğiniz vakit o referansa uymanız lazım"
Taciz olayına da değinen Erguner, "Taciz olayı ben kendim seyretmedim. Ama bir Türk televizyonu, biraz magazin bir televizyon, bunu bir restoranda yanında bir bayan oturuyor, eli bayanın dizinin içerisinde, belli bir rakı sofrasında bir işret halinde" ifadeleri ile açıkladı. Erguner, "Yani çok şükür dinimizin geleneğimizin verileri ortada beton gibi duruyor" dedi.