"Kütüphanede Hayat Var" paneli yapıldı
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen 58. Kütüphane Haftası etkinlik programı kapsamında İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün destekleriyle "Kütüphanede Hayat Var" paneli gerçekleştirildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen 58. Kütüphane Haftası etkinlik programı kapsamında İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün destekleriyle "Kütüphanede Hayat Var" paneli gerçekleştirildi.
Uluslararası konuşmacıların da konuk olduğu, Marmara Üniversitesinden Doç. Dr. Mehlika Karagözoğlu'nun yönetimini üstlendiği panel, Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi'nde yapıldı.
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz'ın açılışını yaptığı panelde konuşan Sakarya Üniversitesinden Doç. Dr. Sait Başer, dünyanın en etkili insan yetiştiren kurumlarının kitabevleri ve kütüphaneler olduğunu söyledi.
Başer, Türkiye'nin son dönemde kütüphaneler alanında iyi adımlar attığına işaret ederek, her daim kütüphanelerin cıvıl cıvıl olması temennisinde bulundu.
"Kütüphanelerin bu kadar önemsendiği böyle bir dönem daha önce olmadı"
Marmara Üniversitesinden Prof. Dr. Ali Satan da bir akademisyen olarak kütüphaneler olmasa herhangi bir şey üretmeyeceklerinin altını çizerek, kütüphanelere ve kütüphaneciliğe son dönemde muazzam bir ilgi gösterildiğini dile getirdi.
Üniversite kütüphanelerinin de artık 7 gün 24 saat açık olmasının önemine dikkati çeken Satan, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nin zengin içeriğinden bahsetti.
Satan, birçok kütüphanede içeceklerin yanı sıra kek, çorba gibi ikramların dağıtılmasının da ehemmiyetini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu ikramlar Türkiye için çok zor bir şey değildi ama bunun organizasyonunu yapmak hakikaten çok önemli. 'Şimdiye kadar neden yapılmadı' diye sorulabilir ama bugün kütüphanelerimiz bir cazibe merkezi oldu. Artık kitap sayısında da sorunumuz yok. Eskiden akademisyen olarak bu konuda çok zorlanıyorduk. Bugün çok şükür yeni kitapları da takip eden kütüphanelerimiz var. Bu anlamda kütüphanelerde son 30 yıl içerisinde çok büyük değişiklikler olduğunu söyleyebilirim. Kütüphanelerin bu kadar önemsendiği böyle bir dönem daha önce olmadı."
Edebiyat öğretmeni Dr. Hayri Ataş da görev aldığı okullardaki sınıflarda kitaplıklar kurduklarını, kitaplarla ilgili ciltleme, kitap toplama kampanyaları yaptıklarını, ayrıca Azerbaycan, Makedonya, Kosova ve Macaristan gibi birçok ülkede üniversitelerdeki Türkoloji bölümlerine kitap gönderdiklerini anlattı.
"Metaversede kütüphaneciler tıpkı bir arama motoru gibi ihtiyaç duyulan bilgiye anında cevap vermek durumunda"
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mustafa Sağsan da sunum eşliğinde yaptığı konuşmada metaverse ve sanal gerçekliğin tarihçesinden ve işlevlerinden bahsetti.
Sağsan, metaverse ile kütüphaneyi kullanacak kişilerin elektronik kaynaklarla ilgili adaptasyonunun önemli olduğunu belirterek, "Bunu yapabilmek için birtakım engeller var. Bu engeller teknik, ekonomik, kültürel ve eğitilmiş insan gücü gibi birtakım maddeler. Bu engelleri aşıyor olabilmemiz lazım. Yani meta okur yazar olamayan bir kişi kendisini metaversede bulamaz." dedi.
Sanal dünyada kütüphanecilerin en önemli özelliğinin güvenilirlik olduğunu ifade eden Sağsan, "Bu kütüphaneciler tıpkı bir arama motoru gibi ihtiyaç duyulan bilgiye anında cevap vermek durumunda. Ayrıca ödünç vermede, aynı anda teknik hizmette ve bir yandan referans biriminde olabilmeli metaverse dünyasında. Elektronik kaynakları sınıflama, kataloglama ile ilgili eğiticiler bu dünya içerisinde çok önemli." diye konuştu.
"Yaklaşık 170 milyon esere sahibiz"
İngiliz Milli Kütüphanesi Dış İlişkiler Daire Başkanı Marcie Hopkings de kendi kütüphaneleri hakkında detaylı bilgi vererek, şunları kaydetti:
"1973'te parlamento kararıyla kurulduk. Bir sonraki sene 50. yaşımızı kutlayacağız. İki merkezimiz var. Bir tanesi Londra'da, bir tanesi İngiltere'nin kuzeyinde. Yaklaşık 170 milyon esere sahibiz, bu açıdan dünyanın en büyük kütüphanelerinden biriyiz. Ne kadar raf alanımız var kimse bilmiyor ama muhtemelen yüzlerce kilometre tutacaktır, yan yana koyduğumuzda. Her hafta kütüphanemize 8 bin yeni eser geliyor. Her yıl 8 kilometre daha raf olarak büyüyoruz. Aynı zamanda epeyce büyük bir ses kütüphanemiz var. Koleksiyonumuz da yaklaşık 3 bin yıl geriye gidiyor tarihte. Biz yalnızca geniş bir koleksiyona değil, geniş bir çalışan ağına da sahibiz. Toplam 1600 çalışanımız var. Her yıl kütüphanelerimize bir milyon kişi geliyor."
Hopkings, kütüphanenin misyonu bağlamında sahip oldukları kitap koleksiyonlarını muhafaza ettiklerini, araştırmaları, araştırmacıları ve iş ortamlarını desteklediklerini, aynı zamanda kültürel etkinliklere ev sahipliği yaptıklarını söyledi.
Kütüphane olarak uluslararası iş birliklerine de imza attıklarına işaret eden Hopkings, Kovid-19 salgını döneminde yaşadıkları zorlukları ve kapanma sürecinde gerçekleştirdikleri dijital çalışmaları anlattı.
"Osmanlı döneminden kalma geniş bir koleksiyona sahibiz"
Arnavutluk Milli Kütüphane Direktörü Piro Misha da kütüphanelerin gerçekten yaşam dolu olduğunu dile getirerek, gençlerin kütüphane daha yakın olması açısından etkinlikler, sergiler, anma törenleri ve müzik dinleti düzenlediklerini aktardı.
Kütüphanelerinde 1200 civarında nadir yazma eserlerin bulunduğunu belirten Misha, "Bunların arasında haritalar da var. Ayrıca bir Doğu kitapları koleksiyonumuz da var. Erken dönemden kalma bir İncil koleksiyonumuz da mevcut. Yine Venedik ve Bizans eserleri koleksiyonumuz var. Osmanlı döneminden kalma geniş bir koleksiyona da sahibiz. TİKA ile de birçok çalışmalar yapıyoruz. Kütüphane olarak salgın döneminin ardından eskiyle bağımızı kesmiyoruz. Yeni ihtiyaçlara da cevap vermeye çalışıyoruz." diye konuştu.
Azerbaycan Milli Kütüphanesi Genel Müdür Yardımcısı Adiba İsmayılova ise kurumun bölümleri ve işlevlerinin yanı sıra kurdukları açık hava kütüphanesi hakkında da dinleyicilere bilgi verdi.
Program sonunda Mithat Arısoy, "Anadolu'dan Ezgiler" başlıklı mini bir konser gerçekleştirdi.