Likya'nın Başkenti Patara'da Doğanın Şaşırtan Yüzü
LİKYA'nın başkenti olan ve arkeolojik değerlerinin yanında caretta carettaların milyonlarca yıldır yumurtalarını bıraktığı ender sahiller arasında yer alan Patara Antik Kenti'nin bu yılki kazılarının şaşırtan ziyaretçileri, kazı ekibinin büyük ilgisini çekti.
LİKYA'nın başkenti olan ve arkeolojik değerlerinin yanında caretta carettaların milyonlarca yıldır yumurtalarını bıraktığı ender sahiller arasında yer alan Patara Antik Kenti'nin bu yılki kazılarının şaşırtan ziyaretçileri, kazı ekibinin büyük ilgisini çekti. Ağır yaralı porsuğu tedavi ettirdikten sonra doğaya bırakan kazı ekibi, iki karayılanın kazı evi yakınındaki 'aşk dansı'na da tanıklık etti.
Prof. Dr. Fahri Işık tarafından 1988 yılında başlatılan Patara Antik Kenti'ndeki kazı çalışmaları 29'uncu yılına girerken, 8 Mayıs'ta başlayan kazının heyeti, 40 civarında bilim insanı ve öğrenciden oluşuyor. Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Havva İşkan Işık tarafından sürdürülen çalışmalar aralıksız devam ederken, zaman zaman antik kentin ziyaretçileri arasında sürprizler de yaşanıyor.
YILLARDIR PATARA'DA YABAN HAYATI DA YORUZ
Patara'da yalnızca kültür varlıklarının ortaya çıkarılması ve korunması için değil, bitki örtüsü, hayvanlar ve doğal dokunun korunması için de yıllardır mücadele verdiklerini belirten Prof.Dr. Havva İşkan Işık, "Biz Patara'da her canlının yaşam hakkına saygı duyarak doğal dokuyu da korumaya çalışıyoruz. Yıllardır Patara'da yaban hayatı da fotoğraflıyoruz" dedi.
AĞIR YARALI PORSUK DOĞAYA BIRAKILDI
Patara Antik Kenti'nde kısa süre önce ağır yaralı bir porsuk bulduklarını anlatan Prof.Dr. Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Porsuk veteriner hekim tarafından tedavi edildi. Bir süre kazıevinde misafir ettik. Tedavisi bitince de doğaya saldık. Şimdi ise bu porsuk yanına bir arkadaş bulmuş, ara sıra kazı evimizi ziyarete geliyor. Yaşadığımız olaylar ve hayvanların bağlılığı gerçekten insanın gözlerini yaşartıyor."
KARA YILANLARININ MAHREMİ
İki kara yılanının kazı evi yakınındaki 'aşk dansı'na da tanıklık ettiklerini söyleyen Prof.Dr. Işık, "O yılanların mahrem anlarına tanıklık etmekten önce çok utandım. Sonra kazı ekibimiz bu yılanların fotoğraflarını çekti. Gerçekten ilginçti" diye konuştu. Her canlının yaşama hakkı olduğunu yineleyen Prof.Dr. Işık, antik kentteki kazı çalışmaları sırasında bilerek hiçbir canlıya zarar vermediklerini, bir örümceği bile öldürmediklerini, tüm öğrencilerine de bunu anlattıklarını sözlerine ekledi.
- Antalya