Haberler

Lösemiyi Babasının Ürettiği Organik Balla Yendi

Abone Ol

Ağrı'da lösemi hastası oğlu için 80 yıllık baba mesleği olan konfeksiyonculuğu bırakıp yaylalara çıkan baba, organik bal üretip oğlunu tedavi etti Baba Demir: "Oğlumun hastalığını öğrenince yıkıldım. Bir doktorun tavsiyesiyle hakiki bal aramaya başladım. Bulamayınca kendim üretmeye karar verdim ve 20 kovan arı alarak dağlara çıktım. Oğlum 6 ay içinde hastalığı yenmeye başladı. Bu duruma doktorlar bile inanamadı"

FATMA GÜVEN - Ağrı'da lösemi hastası oğlu için 80 yıllık baba mesleği olan konfeksiyonculuğu bırakıp yaylalara çıkan baba, organik bal üretip oğlunu tedavi etti.

Lösemi hastası oğluna hakiki bal üretmek için baba mesleğini bırakan Ebubekir Demir (56), AA muhabirine yaptığı açıklamada, 9 yıl önce oğlu Ramazan Demir'in askerdeyken lösemi hastası olduğunu öğrendiklerini belirterek, doktor tedavisine başladıklarını ancak doktorların ilik nakli gerektiğini söylemeleri üzerine oğlunu kaybetme korkusuyla her türlü çareye başvurduğunu söyledi.

Oğlunun bu hastalıktan kurtulması için doktor doktor dolaştırdığını fakat olumlu bir sonuç alamadıklarını vurgulayan Demir, "Oğlum askerdeyken bu hastalığa yakalandığını öğrendik. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Oğlumun hastalığını öğrenince yıkıldım. Bir doktorun tavsiyesiyle hakiki bal aramaya başladım. Bulamayınca kendim üretmeye karar verdim ve 20 kovan arı alarak dağlara çıktım. Oğlum 6 ay içinde hastalığı yenmeye başladı. Bu duruma doktorlar bile inanamadı" diye konuştu.

"Gözlerine inanamadılar, aynı tahlili dört defa yaptılar"

Dağlarda, ovalarda, yaylalarda çadırlar kurup hakiki bal üretmeye başladığını ve oğluna 3 ay boyunca çok sıkı bir bal takviyesi yaptığını anlatan Demir, şöyle devam etti:

"Arı sütü, arı larvası, polen, propolis, hakiki bal ve bütün arı ürünlerini sabah, akşam, öğlen her vakit yedirdim. Oğlum artık bunları yemekten bunalınca bu sefer de ona hissettirmeden çayına veya yemeğine katıp vermeye başladım. Tabi o sırada doktor tedavisi de devam ediyordu. 6 ay sonra oğlumu kontrole götürdüğümde doktorlar tahlil sonuçlarına bakınca şok oldular, gözlerine inanamadılar, aynı tahlili dört defa yaptılar ve bana 'Sen bu çocuğa ne yedirdin. Oğlun hastalığın yüzde 80'ini yenmiş' dediler. Ben de sürekli arı ürünlerini yedirdiğimi anlattım. Doktorlar hayretler içinde kaldı ve bana tedaviye bu şekilde devam etmemi söylediler. Dünyalar bizim oldu."

"Oğlum şu an arıların içinde yaşıyor"-

Oğlunun hastalığının tekrarlanmaması için onu doğayla baş başa olabileceği Ağrı Dağı'ndaki Sinek Yaylası'na götürdüğünü ifade eden Demir, "Oğlumu hastalığı atlattıktan sonra evlendirdim. Şimdi 2 yaşında bir oğlu var ve eşiyle yaz boyunca gelip bu yaylada kalıyor. Gece gündüz doğayla arıların içinde yaşıyor. Böylece hayatın stresinden uzak huzurlu bir ortamda yaşayarak, hastalığının tekrarlanmaması için gayret sarf ediyoruz. Oğlum arıların içindeyken içim rahat ve hastalığından korkmuyorum" şeklinde konuştu.

Demir, oğlunun tedavisi için başladığı arıcılığı meslek haline getirdiğini ve çevresinde bulunan hastalara da yardımcı olmaya çalıştıklarını belirterek, "Bu hikayemizi duyan herkes bana geliyor. Doktorlar bile gelip benden bal istiyor. Bu zorlu süreci atlattığımız için Allah'a her gün şükrediyoruz" ifadelerini kullandı.

"Babamın getirdiği arı ürünlerini yedikten 20 gün sonra vücut direncimin arttığını hissettim"

9 yıl önce yakalandığı lösemi hastalığını yenen Ramazan Demir (29) ise hastalığı öğrendiğinde kendini çok kötü hissettiğini ve her an ölümü beklediğini vurgulayarak, hastalığı süresince ailesinin desteğiyle ayakta kaldığını belirtti.

En çok saçlarının dökülmesine üzüldüğünü anlatan Demir, şöyle devam etti:

"Bir yıl boyunca kemoterapi ve radyoterapi tedavisi gördüm. Hastalıktan kurtulmak istiyordum artık. Sonra babam benim için dağlara çıkıp hakiki bal üretmeye başladı. Açıkçası pek umudum yoktu, sırf onu kırmamak için bana verdiği bütün arı ürünlerini tüketiyordum. Bu ürünleri tüketirken aynı zamanda yaylaya geliyordum, dağlarda temiz hava almak için yürüyordum. Babamın getirdiği arı ürünlerini yedikten 20 gün sonra vücut direncimin arttığını hissettim. Eskiden 50 metre bile yürüyemezken 100 metreyi hiç dinlenmeden yürümeye başladım. Zamanla kendimi daha iyi hissetmeye başladım. Çok şükür hastalığı atlattım. O günden beridir yılın 7 ayını yaylada arılarla birlikte geçiriyorum. Burada eşim ve çocuğumla kalıyorum. Her sabah dağlarda yürüyş yaparım, arı ürünlerini bol bol tüketirim. Balığa çıkarım. Doğayla arkadaş oldum artık. Arılar ise benim vazgeçilmezlerim arasındadır. Zaman zaman onlarla konuşurum. Arılar hayatımın bir parçası oldu artık."

Yaklaşık 6 yıldır hiç doktora gitmediğini ifade eden Demir, kendisi gibi lösemi hastalarının günlük stresten uzak kalmalarını, bol bol doğal ortamlara girmeleri gerektiğini ve hiçbir zaman umutlarını yitirmemeleri gerektiğini sözlerine ekledi. - Ağrı

Kaynak: AA / Güncel

Ebubekir Demir Ramazan Demir Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title