LÖSEMİYİ YENEN İLKER, EĞİTİM AZMİYLE GELECEĞE HAZIRLANIYOR
KAYSERİ'de, 2010 yılında lösemiye yakalanan ve tedavisinin ardından hastalığı yenen İlker Karacaoğlan (25), eğitim azmiyle hayalini kurduğu bilgisayar mühendisliği bölümünü okuyarak, geleceğe hazırlanıyor.
KAYSERİ'de, 2010 yılında lösemiye yakalanan ve tedavisinin ardından hastalığı yenen İlker Karacaoğlan (25), eğitim azmiyle hayalini kurduğu bilgisayar mühendisliği bölümünü okuyarak, geleceğe hazırlanıyor.
Kayseri'de yaşayan İlker Karacaoğlan, 2010 yılında lösemiye yakalandı. 1 yıl Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi gören Karacaoğlan, hastalığı yendi. Ardından liseyi bitiren Karacaoğlan, sonrasında hayalini kurduğu bilgisayar mühendisliği bölümünü kazandı. Okuduğu üniversitenin son sınıfında eğitim gören Karacaoğlan, aynı zamanda kendini yazılım alanında geliştirmek için özel bir şirkette çalışıyor. Yaşadığı süreci anlatan Karacaoğlan, "27 Nisan 2010'da ben bu hastalığa yakalandım. 28 Eylül 2011'de son tetkiklerim olduktan sonra hastalığım sana erdi. O zamanlar çok zor günler geçirdim. Ben hastaneyi ailem olarak gören kısımdaydım. Bazı hastalar bu durumdan utanç duyarlardı. Ben aksine bu durumdan kıvanç duyuyorum. Çünkü benim yaşadığım kötü bir olay başıma güzel olayları doğurdu. O günden bu yana hayatım güzel geçti. Bu hastalığı yendikten sonra liseyi bitirdim. Sonrasında üniversitede bilgisayar mühendisliği bölümünü kazandım. Şuan son sınıf öğrencisiyim" diye konuştu.
'UMUDUNUZU KAYBETMEYİN'
Lösemiye yakalanan çocukların ailelerini uyaran Karacaoğlan, "Hastalıkla ilgili söylenecek çok şey var. Doktorlarım ve diğer sağlık çalışanlarının sayesinde iyileşerek buralara geldim. Ağır ilaçlar aldım. O zamanlar yüzde 50 kurtulma oranım vardı. Kurtulma oranı çok daha yüksek olan kişilerden daha hızlı iyileştiğimi söyleyebilirim. Çünkü bu hastalığı atlatmak için 3 şey gerekli. Birincisi moral-motivasyon, ikincisi temizlik, üçüncüsü ise dua. Bundan sonrası artık Allah'ın takdiri. Ben buradan hasta ailelere şunu söylemek isterim; işte çok isyan ediyorlar. 'Neden bizim başımıza geldi' diyorlar. Sonuçta bunların hepsi bir sınav. Sonuçta bu durum Allah'tan gelen bir durum. Tedavi görenlerin birçoğu stres durumundan dolayı buralara gelmiş. Stres yapmayın . Çocuklarınızı strese sokmayın. Bu hastalık geldiğinde de çocuğa temiz bakmak ve moralini yüksek tutmak gerekiyor. Hiçbir zaman umudunuzu kaybetmeyin" ifadelerini kullandı.